AKİT MENÜ

Aktüel

Darbeciden pişkinlik!

28 Şubat davasının dünkü duruşmasında savunma yapan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Org. Hikmet Köksal, büyük bir pişkinlik örneği sergileyerek, “Türk Silahlı Kuvvetleri illegal bir şey yapmaz. Şartlar gerektiğinde gereken şeyleri yapar. Niyetimiz kötü olsaydı bizi kimse kolay kolay durduramazdı. Sincan’daki tanklar yıllık eğitim planı gereği yürütüldü. Meclis’in önünden mi geçmişiz, Çankaya Köşkü’nü sarmışız” dedi. Darbeyi savunan Köksal’ın tutuklu bile olmaması tepki çekti...

Güncelleme Tarihi:
EROL METİN/ANKARA - 103 sanık hakkında açılan 28 Şubat darbe davasının 35. duruşması dün tamamlandı. Genelkurmay Başkanlığı, sanık emekli Korg. Kamuran Orhon’un atılı suç tarihinde yurtdışında olduğu iddiasına ilişkin olarak, Orhon’un yurtdışına çıkıp çıkmadığı konusunda herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığını bildirdi. Savunma yapan sanık emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya’nın avukatı Erol Aras, Refahyol hükümetinin devrilmediğini, kendi iradesiyle istifa ettiğini öne sürdü. Mesut Yılmaz’a “Şerefsiz onbaşı” dediği için Tansu Çiller aleyhine başlatılan kampanyaya ilişkin ise Aras, kampanyanın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir kampanyası olduğunu belirterek, “Yazılı emirle gelmiştir. Sayın Tansu Çiller gaflarıyla meşhurdur. Belki kastı yoktur ama kullandığı cümleyle tüm onbaşılara şerefsiz onbaşı demiştir. Bu kampanyanın psikolojik harekatla bir ilgisi yoktur” yorumunu yaptı. Aras, Kampanya Kontrol Formu’nda Onbaşılar ve Çavuşlar köyünde oturan vatandaşlar adına Çiller’e dava açılmasının emredilmesi konusunda da “Abartmış olabilirler” itirafında bulundu.

DARBELERİN MEŞRU OLDUĞUNU SAVUNDU

Daha sonra savunma için kürsüye gelen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, süreçle ilgili sadece askerin suçlandığını söyledi. Köksal, MGK toplantısında tavsiye kararları alındığını, hükümete herhangi bir dayatmanın yapılmadığını ileri sürdü. 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısından sonraki süreçte BÇG çalışmalarıyla fazla ilgilenmediğini savunan Köksal, dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı emekli Org. Doğu Aktulga’ya yetki verdiğini aktararak, “Karargahlar arasındaki çalışmalarla ilgili beni fazla meşgul etmemelerini söylemiştim. Birçok yazılı emir Kara Kuvvetleri’ne de gelmiş olabilir. Bunlar onlara da arz edilmiş de olabilir. Bilemiyorum” ifadelerini kullandı. BÇG’nin illegal bir yapılanma şeklinde gösterilmesinin kendisini üzdüğünü belirten sanık Hikmet Köksal, “Türk Silahlı Kuvvetleri illegal bir şey yapmaz. Şartlar gerektiğinde gereken şeyleri yapar. İllegal iş yapacak bir ihtiyaç da yoktu. Niyetimiz kötü olsaydı bizi kimse kolay kolay durduramazdı. Çünkü geçmişte olan olaylar vardı” şeklinde konuştu. 

TANKLAR İÇİN “KÖŞKÜ MÜ SARMIŞIZ” PİŞKİNLİĞİ

Sincan kent merkezinde tankların yürütülmesinin, eğitim planı gereği olarak daha önceden planlandığını iddia eden Org. Köksal, şöyle devam etti: “Bunun kadar istismar edilmiş bir konu görmedim. 3 tankın yürütülmesi televizyonların monitörlerinden tehdit olarak gösteriliyor. Bu olayın tehditle hiçbir ilgisi yoktur. Bu olay olduğu zaman Kara Kuvvetleri Komutanı olarak hiçbir kişi, hiçbir gazeteci arayıp da kardeşim bu tanklar nedir diye sormadı. Herkes istediğini yazdı, istediğini düşündü. Ana yollara zarar vermemek için orada yürüttük. Her zaman kullandığımız yolda tamirat vardı. O yoldan geçemedik o gün. Oradan geçmenin suç olacağını hiçbir zaman düşünmedik. Meclis’in önünden mi geçmişiz, Çankaya Köşkü’nü mü sarmışız? Tarih boyunca hiçbir zaman göstere göstere darbe yapılmamıştır.”

SÖYLEDİKLERİ BİRBİRİYLE ÇELİŞTİ

Sanık dönemin EDOK Komutanı emekli Korgeneral İzzettin İyigün’ün savcılık ifadesini “Beni arayan Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, Hikmet Köksal’ın emriyle 80 tank yürütmemi istedi” hatırlatan Üye Hakim Hakan Oruç, “Sizin beyanlarınız çelişiyor. Ya Doğu Aktulga kafasına göre söyledi ya İzzettin İyigün doğru söylemiyor. Bu konuda ne diyorsunuz?” diye sordu. Aktulga aracılığıyla böyle abartılmış bir emir vermediğini savunan Köksal, İyigün’ün emri yanlış anlamış olabileceğini iddia etti. Savunmasında tankların yürütülmesi için sözlü talimat verdiğini söyleyen Köksal’a, daha önceki savcılık ifadesinde “tanklar benim talimatımla yürütülmedi” dediğini hatırlatan duruşma savcısı Kemal Çetin, buradaki çelişkiyi nasıl gidereceğini sordu. Köksal, beyanlarının çelişmediğini savundu. Savcı Çetin, Genelkurmay’ın tankların yürütülmesiyle ilgili, bunun daha önceden planlanmış bir tatbikat olduğu konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığını bildirdiğini kaydederek, “Bir yıl öncesinden planlandığına göre Genelkurmay’a bildirilmesi gerekmez miydi?” sorusunu yöneltti. Sanık Köksal, Genelkurmay’ın her tatbikattan haberdar olmadığını iddia etti. Sanık İzzettin İyigün’ün “80 tankı 20’ye düşürdüm” ifadesine ilişkin “Tank sayısı çoğaltılıp azaltılmaz” diyen Köksal’ın, sorular karşısında çelişkili beyanlarda bulunması dikkatlerden kaçmadı. Org. Hikmet Köksal, Üye Hakim Süleyman Köksaldı’nın sorusu üzerine işadamı İzzet Baysal’dan orduyu göreve çağıran sözlerin yer aldığı bir mektup aldığını kabul etti.

KIVIR İLHAN PAŞA KIVIR!

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda söz alan dönemin MGK Genel Sekreteri emekli Org. İlhan Kılıç, ise geçtiğimiz gün yaptığı savunmayla ilgili bir açıklama yaptı. Kılıç, askeri kanadın sürece adını veren 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısına hazırlıklı geldiği konusunda kast ettiği ayrıntının, Oramiral Güven Erkaya’nın bu konuları daha iyi bildiği olduğunu savunarak, “Yoksa Güven Paşa, koltuğunun altına alıp 18 maddeyle toplantıya geldi diye bir şey yok” dedi. Duruşma savcısı Kemal Çetin, Kılıç’a “Bu kararlara baktığımız zaman 18 madde, ‘Ek-A’ şeklinde sizin imzanızla eklenmiş. Bu kadar önemli kararlarla ilgili bir yönerge var mıdır, daha önce bu şekilde yazılan MGK kararları var mıdır?” diye sordu. Kılıç, “Bu şekilde kararlar çok vardır” cevabını verdi. Bunun üzerine savcı Çetin, “MGK Genel Sekreterisiniz. Bu şekilde yazılmış bir kararın örneğini mahkemeye sunabilir misiniz ikna edici olması açısından?” sorusunu yöneltti. Duraksayan Kılıç, “Yazılı karar çok nadir oluyor. 2 yılda az yazılı karar çıkarmışız. Diğerleri hepsi sözlüdür” diyerek, Çetin’in istediği yazılı örneği mahkemeye sunamayacağını dile getirdi. Böylece Kılıç’ın, gerçek dışı beyanda bulanarak mahkeme heyetini yönlendirmeye çalıştığı su yüzüne çıkmış oldu. Sanık dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Org. Ahmet Çörekçi de BÇG çalışmalarına katkı sunmadığını iddia etti. Çörekçi, Tümgeneral Erol Özkasnak’ın “Ceviz Kabuğu” adlı TV programında kendisi için sarf ettiği “28 Şubat sürecinde Güven Erkaya, Ahmet Çörekçi, Hikmet Köksal ve Teoman Koman’ın da adını unutmak yanlış olur” sözler için ise, “Bu sözlerin bilgi ve belgeye dayanmadığını söylemek isterim” değerlendirmesini yaptı. Duruşmaya bugün Çörekçi’nin çapraz sorgusuyla devam edilecek.

28 Şubat döneminin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, süreçle ilgili sadece askerin suçlandığını söyledi.  Köksal, “Türk Silahlı Kuvvetleri illegal bir şey yapmaz. Şartlar gerektiğinde gereken şeyleri yapar. İllegal iş yapacak bir ihtiyaç da yoktu. Niyetimiz kötü olsaydı bizi kimse kolay kolay durduramazdı. Çünkü geçmişte olan olaylar vardı” şeklinde konuştu.  Köksal, tankların Sincan’da yürütülmesi konusunda da “Ana yollara zarar vermemek için orada yürüttük. Her zaman kullandığımız yolda tamirat vardı. O yoldan geçemedik o gün. Oradan geçmenin suç olacağını hiçbir zaman düşünmedik. Meclis’in önünden mi geçmişiz, Çankaya Köşkü’nü mü sarmışız? Tarih boyunca hiçbir zaman göstere göstere darbe yapılmamıştır” dedi.



Yorumlara Git

CHP’li belediyenin ihmalkarlığı yine patlak verdi! Denetimsizliği Sarıyer’i facianın eşiğine getirdi: Kayan bina gecekonduya çarparak durabildi

Gazze saldırıları sürerken İsrail ordusunda bir intihar daha!

Sosyal medyayı sallayan o iddialara son nokta konuldu Devletten net açıklama geldi!

Jasmine dizisi edep sınırlarını zorluyor! Çarpık düzenin çarpık piyonları...

Her şeye maydanoz olan Ekrem “Hırsızların elini sıkmam”a suspus!