Gündem
Batılılaştıkça çıldırıyoruz
Türkiye’deki aile yapısının ABD ve Batı’nın etkisiyle çatırdaması, benzeri yalnızca Avrupa ülkelerinde görülen caniliklerin ülkemizde de yaşanmasına neden oluyor. İzmir’de üniversite öğrencisi Mahmut Can Kalkan’ın aile fertlerini siyanürle zehirlediği korkunç hadiseyi değerlendiren uzmanlar, kapitalist Batı’nın toplumları manevi hayattan kopararak canavarlaştırdığını söylüyor.
Batı kaynaklı uygulamalar toplumu çürütüyor
Avrupa ülkelerinde sıradanlaşan, ABD’de hemen her gün yaşanan ancak Müslüman ülkelerde hiçbir zaman görülmemiş olan söz konusu korkunç olayın Türkiye’nin sürüklendiği sosyal durumu gözler önüne serdiğini belirten, Aile Derneği Genel Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan, aile bağları zayıflatılmış kişilerin canavarlaştığını söyledi. His ve duygularından arındırılan gençlerin hem kendileri, hem aileleri hem de çevreleri için tehdit unsuru haline geldiğini belirten Adnan Kalkan, “Batılı toplumları çöküşe götüren başta filmler veya benzer içerikler bizim toplumumuza hitap etmiyor. Çünkü İslam dini sevgiyi, hoşgörüyü, insana yardım etmeyi teşvik ederken Batı kaynaklı materyallerde bencillik vardır, şiddet vardır, uyuşturucu, alkol bağımlılığı vardır. Tüketim endeksli karakter yine Batı yapımlarının ana unsurudur. Avrupa ve Amerika’daki ‘ben’ düşüncesinin öne çıktığı gençler ciddi manada aileden kopuyor, kendisi dışındaki herkesi kendisine hizmetkar görüyor. Bunun sonucunda da kişi canavarlaşıyor, hissizleşiyor. Bu gençler genellikle aile bağları zayıflatılmış kişilerden oluşuyor. Medya ve toplum çocukları hissizleştiriyor ve duygusuzlaştırıyor. İnsan his ve duygu sahibidir, hayvan ise his ve duygu sahibi değildir. Makinalaştırılan her fert canavarlaştırılmış oluyor” diye konuştu.
Devlet zararlı her içeriğe karşı savaşmalı
Gençleri zararlı etkenlerden korumanın anayasal zorunluluk olduğuna vurgu yaparak devlet mekanizmalarını harekete geçmeye çağıran Kalkan, “Toplumu canavarlaştıran unsurlara karşı devletin harekete geçmesi gerekiyor. Şiddet, alkol, uyuşturucu gibi en ufak bir özendirici etkisi bulunan materyallerle savaşılmalıdır. Şiddet ve cinsel dürtüler üzerinden gençlerin beyinlerine zarar vermeyi hedef alan şebekelere karşı komisyonlar kurulmalı, başta çizgi film ve dizi-filmler olmak üzere tüm sübliminal mesajların yer aldığı yapımların kontrol altına alınması elzemdir” dedi.
Maneviyatla beslenmeyen psikoloji çöker
Yazar Ayşe Aslı Tufan ise, toplum olarak ülkemizin Batı’nın amaçladığı bir hale doğru sürüklenildiğini söyledi. Tufan, “Batı’nın bütün amacı işte böyle bir toplum oluşturmaktır. Anne babasını öldürecek kadar canileşen evlatların sayılarının artması, hemen her şehirde böyle olayların yaşanması toplumun tamamına yayılması Avrupa’nın ülkemiz için en arzuladığı gelişme. Aileyi çökertirseniz devlet çökmüş olur. Ülkemizde bu tür üzücü hadiselerin çoğaldığını görüyoruz. Çocukların başarı odaklı yetiştirilmesi de çok yanlış. Test-tost gençliği yetişiyor böylelikle. Okulunda tostunu yiyor, testini de çözüyor, başarılı olduğunda iyi bir genç olarak görülüyor. Hayır, test başarısından önce merhameti, vicdan duygusunu, samimiyeti aşılamak gerekiyor evlatlarımıza. Mutluluğu manada değil de maddede arayan herkes eninde sonunda çöküntüye uğruyor. Altını çizerek söylüyorum, maneviyatla beslenmemiş psikoloji, bir gün çökmeye mahkum bir psikolojidir” şeklinde konuştu.
İslam topraklarında asırlardır görülmeyen hadiselerin günümüzde kapitalist Batı’nın tesiriyle ülkemiz gençliğine sirayet ettiğine değinen Tufan, “Özellikle üniversite gençliği için dış etkenler, arkadaş etkisi, medya, konser diye gidilen etkinlikler, alkol, uyuşturucu tamamen bu bozulmada etkili. Alkol özellikle, Peygamber Efendimiz’in de buyurduğu gibi her kötülüğü anasıdır. Alkol alan genç kendisinde olmadan kendisine, ailesine, çevresine her kötülüğü yapabiliyor. Cinnet cinayet vakalarında da, trafik kazalarında da, şiddet olaylarında da alkol ile uyuşturucuyu görüyoruz. Bu zararlara karşı gençliğimizi korumak ve kurtarmak hem bireylere hem devlete düşen en büyük vazifedir” dedi.
Ne olmuştu?
Türkiye’yi dehşete düşüren olayın başrolünde yer alan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi Mahmut Can Kalkan, internetten sipariş ettiği potasyum siyanürle vahşete imza atmıştı. İçeceğe kattığı siyanürü anne ve babasına “Size şerbet yaptım” diyerek içiren Mahmut Can Kalkan, biri 4 yaşında olan iki kardeşinin de söz konusu zehiri içmesini sağlamıştı. Anne Fatma, baba Mehmet Kalkan, siyanürü tüketmelerinin ardından hayatını kaybetmişti.