AKİT MENÜ

Aktüel

Başkana ihsas-ı rey suçlaması

28 Şubat davasının 38. duruşmasında “ihsas-ı rey” ve “yönlendirme” tartışmaları yaşandı. Müşteki avukatı Hüsnü Tuna, sanık Hakkı Kılınç’a yönelttiği soruya müdahale eden Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal’ı “Sayın Başkan, sizin ‘Bu dava hükümetin düşürülmesi davasıdır’ sözünüz ihsas-ı rey olur” şeklinde eleştirdi.

Güncelleme Tarihi:
EROL METİN/ANKARA - 103 sanık hakkında açılan 28 Şubat darbe davasının 38. duruşması dün tamamlandı. Savunmasını yapan sanık dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, emir üzerine Genelkurmay Karargahı’ndaki BÇG toplantılarına katıldığını söyleyerek, “Kendiliğimden bu toplantıya katılmış değilim” dedi. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın hayatta olması halinde böyle bir davanın açılmayacağını iddia eden Kılınç, BÇG faaliyetlerini hükümetin emriyle yürüttüklerini savunarak, “Benim şansızlığım Erbakan’ın hayatta olmayışıdır. İrtica konusunun MGK’da görüşülmesini teklif eden ben değilim. Sadece Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı genelgelerinin yani hükümetin emrini askeri hiyerarşi kurallar içerisinde yerine getirmeye çalışan biriyim. Bana göre ortada yasadışı bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.

SANIKTAN DİKKAT ÇEKİCİ AYDIN DOĞAN GÖNDERMESİ

28 Şubat’ın amacının darbe yapmak olmadığını ileri süren sanık Kılınç, “Biz askerler en küçük bir operasyon yapsak bile plan hazırlarız. Kimin nerede görev yapacağını kararlaştırırız. 28 Şubat’ta böyle bir plan yoktur” şeklinde konuştu. Hakkı Kılınç, Doğan Grubu’nun patronu Aydın Doğan’ın 28 Şubat’ta Refahyol hükümetine yönelik, “Ya onlar beni yıkacaktı, ya ben onları. Sonunda ben onları yıktım” ifadelerinin iddianamede yer aldığına vurgu yaptı. Ayrıca dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in süreçteki rolüne dikkat çeken Kılınç, “Başbakanlık görevini Tansu Çiller’e ben mi vermedim? Bütün bunların BÇG’yle ne ilgisi var?” diye sordu.

“AYDIN DOĞAN İÇİN TAKDİR MAHKEMENİN!”

Müşteki avukatı Yılmaz Bölükbaşı, sanık Hakkı Kılınç’a “Aydın Doğan’ın Refahyol hükümetinin düşürülmesiyle ilgili sözlerini “Ya onlar beni yıkacaktı, ya ben onları. Sonunda ben onları yıktım” özellikle zikrettiniz. Ben bundan ‘biz hükümeti devirmekle suçlanıyoruz ama kendisi açıkça hükümeti devirdiğini söyleyen biri var. Aslında Aydın Doğan bu davada yargılanmalıdır’ sonucunu çıkardım. Eğer yanlışsam düzeltin. ‘Bu noktada mahkeme heyeti de gerekeni yapsın’ şeklinde algıladım. Bu şekilde mi söylemek istediniz?” sorusunu yöneltti. Düşüncelerini, duyduklarını arz ettiğini ifade eden sanık Kılınç, Aydın Doğan’ın yargılanması konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu kaydetti.

KOMAN’IN BASKISIYLA MI O İFADESİNİ İNKÂR ETTİ?

Emekli Korg. Hakkı Kılınç, gözaltındayken yorgun ve şok içerisinde olduğu için savcılıktaki ifadesinde bir sürü yanlışın bulunduğunu, esas savunmasını şimdi yaptığını, önceki ifadelerini kabul etmediğini söyledi. Kılınç’a savcılıktaki ifadesinde “dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Org. Teoman Koman’ın kendisine ‘seni BÇG’de görevlendirdim’ diye sözlü emir vermesi üzerine Genelkurmay Karargahına gittiğini, BÇG’de görev aldığını ve Jandarma Genel Komutanı’nı temsilen toplantılara katıldığını” dediğini anımsatan Üye Hakim Hakan Oruç, savcılıktaki bu sözlerinin doğru olup olmadığını sordu. Org. Koman’ın BÇG’den bahsetmediğini, sadece “Genelkurmay’da bir toplantı varmış ona sen git” dediğini iddia eden Kılınç, “O anda içinde bulunduğum ortam nedeniyle sağlıklı bir ifade vermedim. O ifadeyi kabul etmiyorum” dedi

MÜŞTEKİ AVUKATINDAN İHSAS-I REY İDDİASI

Bu arada duruşmada “ihsas-ı rey” ve “yönlendirme” tartışmaları yaşandı. Müşteki avukatı Hüsnü Tuna, sanık Hakkı Kılınç’a yönelttiği soruya müdahale eden Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal’ı “Sayın Başkan, sizin ‘Bu dava hükümetin düşürülmesi davasıdır’ sözünüz ihsas-ı rey olur. Böyle bir sınırlama getiremezsiniz. Bu dava bir darbe davasıdır ve darbenin etkilediği tüm olaylarla ilgili soru sorabiliriz. Beni niye sınırlıyorsunuz? Bu şekilde soruları kısıtlıyorsunuz” şeklinde eleştirdi. Tuna, Kılınç’a “Müşteki avukatlarının sorularını cevaplama” diye seslenen izleyici sıralarındaki sanık ve sanık yakınlarına da “Talimatınızı verin cevap verme diye! Talimat veriyor” sözleriyle tepki gösterdi. Söz alan tutuklu sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan ise diğer sanıkların çapraz sorgusunda yaptığı gibi Korg. Hakkı Kılınç’ı da yönlendirmeye çalıştı. Başkan Köksal, Doğan’ı “Değerlendirme yapmayın, sorunuzu sorun” diye uyardı. Savcı Kemal Çetin de Doğan’ın tavrını Başkan Köksal’a şikayet ederek, “Başkanım her soruya müdahale ediyor. Müdahale ettiriyorsunuz” dedi. Doğan’ı tekrar uyaran Köksal, “Çetin Bey müdahale etmeyin” ifadesini kullandı. Kılınç’ın ardından savunma için kürsüye çıkan sanık emekli Korgeneral Mustafa Bıyık da BÇG’nin faaliyetlerinden haberdar olmadığını iddia etti.

ÖZEL HARPÇİ ALBAYIN GİRİŞ KARTI HİNLİĞİ 

Savunmasını yapan sanık emekli Albay İbrahim Selman Yazıcı, dönemin MGK Genel Sekreterliği Bilgi Toplama Dairesi Başkanı Bilgi Büyükünal’ın emri doğrultusunda BÇG Kriz Masası Kurulu toplantılarına MGK temsilcisi olarak dinleyici ve gözlemci sıfatıyla katıldığını söyledi. Sanık emekli Albay Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu da o süreçte Özel Kuvvetler Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı olarak görev yaptığını, ÖKK Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan’ın emriyle gözlemci olarak BÇG Kriz Masası Kurulu toplantılarına katıldığını belirtti. Gürcüoğlu, BÇG çalışmaları için özel olarak hazırlanan giriş kartlarına ilişkin, giriş kartının rutin bir uygulama olduğunu, Genelkurmay’a gelen tüm ziyaretçilere bu karttan verildiğini savundu. Duruşma savcısı Kemal Çetin, sanık Gürcüoğlu’nun gerçek dışı beyanlarda bulunduğuna dikkat çekerek, isteyen herkesin krokilerle belirlenmiş BÇG alanına ziyaretçi kartıyla girip girmediğini sordu. Emekli Albay Gürcüoğlu, cevaben “Böyle bir iddiayı ifade edemem. Çünkü BÇG’nin çalışma şeklini bilmiyorum” dedi. BÇG giriş kartıyla ilgili çelişkili ifadeleriyle dikkatleri üzerine çeken Gürcüoğlu, Genelkurmay Karargahı’na gittiğinde kendisine verilen kartta adının ve soyadının yazılı olmadığını bildirdi. Bu yüzden Gürcüoğlu’nun tam olarak hangi karttan bahsettiği anlaşılamadı. Sanık emekli Albay Serdar Çelebi de suçlamaları kabul etmedi. Duruşmaya bugün kaldığı yerden devam edilecek.



Yorumlara Git

Sırrı bambaşka telden çalıyor: Öcalan SDG’nin silah bırakmasını istemedi! Türkiye Şam ile değil Abdi ile masaya oturmalı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan önemli açıklamalar

Öğrencilerden yerli savunma sanayi için şarkı! İzleyenler hayran kaldı

Polise mesai ve ücret düzenlemesi geliyor

İsrail, Yunanistan ve GKRY olağanüstü çağrısıyla gizlice toplandı Savaşa mı hazırlanıyoruz