AKİT MENÜ

Kültür - Sanat

"Türkiye'nin canına okudu televizyon"

Klasik Türk-İslam Sanatları üzerine yazdığı eserlerle tanınan Prof. Dr. Uğur Derman, 1970'’in başlarında televizyonun Türkiye’ye geldiğini hatırlattı.

 Klasik Türk-İslam Sanatları üzerine yazdığı eserlerle tanınan Prof. Dr. Uğur Derman, 1970’in başlarında televizyonun Türkiye’ye geldiğini hatırlatarak, “Televizyon süratle bozulmamıza sebep oldu. Aslında televizyon çok faydalı bir alet ama ‘acem kılıcı’ gibi, iki tarafı da kesen bir alet” dedi. Prof. Dr. Uğur Derman, Türkiye Diyanet Vakfı ve Kültür AŞ işbirliğiyle gerçekleştirilen 34. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nda “Ramazan Sohbetleri”ne katıldı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Derman, 1940’lı yıllardan itibaren İstanbul’da şahit olduğu ramazan ayları ile ilgili hatıralarını anlattı. İstanbul’da 1940’'larda yaklaşık 800 bin kişinin yaşadığını aktaran Derman, o yıllarda kimsenin birbirine sıkıntı vermediğini, toplu taşıma aracı olarak da otobüs, vapur ve tramvayların kullanıldığını dile getirdi.  Uğur Derman geçmiş ramazanlarda özellikle mahyaları unutamadığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Siz, bu devirde gördüklerinizi mahya zannediyorsunuz. Onlar mahyanın karikatürü. Eskiden, kandil yakılarak, zeytinyağı kandilleriyle mahya hazırlanırmış ama benim devrim elektrik devriydi. O dahi, yine eskiye bağlı bir uygulamaydı. Mahyaları yerde hazırlayıp, iki ucundan tutup minarelerin arasına asmak mefhumu mahyacıların aklına gelmezdi. O dönem, iki minare arasında zaten bir ip vardı. Ampuller şerefelerden tek tek atılır ve o ipin üzerinde giderdi. Teravih namazı başlamadan ampüller düşmeye başlar, bittiği vakit de siz yazıyı okuyacak hale gelirdiniz. Ne yazdığını yavaş yavaş anlardınız.”

 

Televizyon “acem kılıcı” gibi, İki tarafı da keskin

Toplumdaki bozulmayı televizyona bağlayan Derman, “1970’in başlarında televizyon bize geldi ve süratle bozulmamıza sebep oldu. Aslında televizyon çok faydalı bir alet ama ‘acem kılıcı’ gibi, iki tarafı da kesen bir alet. Eğer insanoğlu iyi taraflarını ele alıp da birşeyler yapmaya çalışırsa, hakikaten çok faydalı. Ama bizde kötü tarafı ağır basıyor. Başta yerli ve yabancı diziler olmak üzere, Türkiye’nin canına okudu televizyon. Kimse kabul etmez ama televizyonu kaldırmak lazım veya kuvvetle kontrol altına almak lazım. Ona da anayasa derler, mani olurlar. İnsanın kişilik haklarına tecavüz manası verirler ve yaptırtmazlar” diye konuştu.  Uğur Derman, toplumdaki bozulmayı önlemenin çözümünün kitap okumak olduğunun altını çizerek, “Çare İstanbul Türkçesiyle kitap okumak. Şimdi Refik Halid’in kitapları yeniden basılıyor. Hem de orijinal olarak. Türkçe’yi öğrenmek isteyen Refik Halid’i okumalı. Refik Halid bir ideolojiye bağlı değildir, Türkçe’ye bağlıdır” dedi. Hat sanatına ilişkin geçmişten günümüze yaşanan değişim ve gelişmeleri de aktaran Derman, dinleyicilerin sorularını da cevapladı. Fuarda “Ramazan Sohbetleri”ne Kadir Gecesi’ne kadar, 27 yazar katılacak.

Yorumlara Git

Duyunca çok şaşıracaksınız! Metal dedektörü ile 6 milyon liralık hazine buldu

İsrail Hamas lideri Yahya Sinvar’ı öldürdüğünü iddia etti

Müşteriler apar topar paralarını çekmeye başladı! Dev banka için iflas alarmı

De Rossi’nin ayrılığı sonrası tehdit edilmişti! Yollarını ayırdı: Roma CEO’su istifa etti!

Irak'taki Şii milis gruptan Ürdün Vadisi'ndeki İsrail yerleşimine saldırı