Siyaset
Dershanelere neşter şart
1990 yılından beri dershane işletmeciliği yapan Murat Yıldırım, dershanelere neşter atmanın zorunlu hale geldiğini söyledi. Çocukların psikolojisini bozan dershane sisteminin veli ve öğretmenleri de mağdur ettiğini belirten Yıldırım, dershanelerin artık ihtiyaç olmaktan çıktığını, bir an önce de dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.
Güncelleme Tarihi:
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Yaklaşık çeyrek asırdır dershane işletmeciliği yapan AK Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, dershanelere neşter atmanın zorunlu hale geldiğine dikkat çekti. Çocukların psikolojisini bozan dershane sisteminin veli ve öğretmenleri de mağdur ettiğini hatırlatan Yıldırım, dershanelerin artık ihtiyaç olmaktan çıktığını, bir an önce de dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.
1990 yılından beri dershanesi bulunduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Dershane o dönemlerde gerçekten ihtiyaçtı. O dönemde öğrencilere okula paralel olarak test tekniği öğretiyorduk ve öğrencilerimizin yüzde 70’i başaralı oldu. Ama bu dönemde artık ihtiyaç değil. Bu zamana gelene kadar merdiven altı dershanecilik arttı. Hem okulda öğretmen hem dershanede öğretmen. Bazı öğretmenler de gizli dershane ortağı olmak suretiyle öğrencileri dershaneye yönlendirdiler. Okulların içleri, müfredatları boşaltıldı. Müfredatlar işlenmez hale getirildi. Öğrenciler dershanelere yönlendirilmek suretiyle ezberci bir anlayışla, test tekniğiyle yetiştirilmeye çalışıldı. Sanki dershaneye gitmeden üniversite kazanılmayacağı anlayışı hakim kılındı. Halbuki devletin okullarında müfredatlar dolu dolu verilerek, öğretmenler önplana çıkarılarak öğrencilerin hem beceri hem kabiliyeti hem muhakeme gücü hem de düşünce yeteneği geliştirilebilir.” dedi.
ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNİ BOZUYOR
Çocukların ilkokul 3’ten 4’ten itibaren üniversiteye kadar yarış atı gibi sınavlara hazırlandığını belirten Yıldırım, bu durumun çocukların psikolojilerini bozduğunu ifade etti. Dershaneciliğe neşter atılmasının artık zaruret haline geldiğini belirten Yıldırım, “Merdivenaltı çalışan birçok dershanede öğretmenler mağdur ediliyor. Öğretmenlerin sigortası yatırılmıyor. Çoğu zaman az olan maaşları dahi ödenmiyor. Buralarda öğrenciler de veliler de öğretmenler de mağdur oluyor.” dedi.
TOPLUMUN GELECEĞİ ÖNEMLİ
Dershanelerin değil toplumun geleceğinin önemli olduğunun altını çizen Yıldırım, “Bir dershane sahibi olarak kendimden önce milletin menfaatini düşünmek zorundayım. Diğer dershane sahipleri de toplumun geleceğini düşünmek zorunda. Test tekniği ile ezberci gençler yetiştirmek yerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerle birlikte okullarında eğitimlerini sürdüren, ezbercilikten uzak; tamamen kendisini ifade edebilen, düşünebilen, sorgulayabilen, arayış içerisinde olup buluş yapabilecek, olimpiyatlara kendisini hazırlayabilecek gençler yetiştirilmesi lazım.” diye konuştu.
İlk ve ortaokulda dershanelere giden öğrencilerin hafta sonlarının olmadığına dikkat çeken Yıldırım, “Çocukların oyun saatleri ellerinden alınıyor. Oyun çocuğu dershaneye koşturuyor. Daha sonra çocukken oyun oynamayan bireyler yetişkin olduklarında o özlemlerini, hatta çocuksu hareketler sergiliyor. Yalnız çocuklarla kalmıyor veli de cumartesi, pazar çocukla birlikte dershanelere gidiyor. Sosyal faaliyetleri olmuyor, aileye birlikte geçirecekleri günleri kalmıyor. Bu anlayış içerisinde de toplum geriliyor. Çocuk oyun döneminde oyununu oynamalı, hafta sonu da olmalı, ders çalışma zamanında da ders çalışmalı.” dedi. Dershaneler dönüştürülürken sosyal faaliyetleri artırıcı önlemler alınması gerektiğini belirten Yıldırım, çocukların hafta sonlarını dolu dolu geçirebilecekleri sosyal alanların artırılması gerektiğini kaydetti. Çocukların sportif faaliyetlere gençlik merkezlerine çekildiği takdirde hafta sonları çocuklar eğitilmiş olacak, kötü alışkanlıklardan uzak kalmış olacaklar. Bu çocukları topluma kazandırmamız gerekiyor.
BAKANLIĞIN VERDİĞİ SÜRE YETERLİ
Dershanelerin dönüştürülmesi konusunda bakanlığın iki yıl süre verdiğini hatırlatan Yıldırım, altyapısı olan dershanelerin bu dönüşümü bu sürede gerçekleştirebileceğini dile getirdi. Dershane öğretmenlerinin dönüşümün ardından açıkta kalacağı gibi bir izlenim oluşturulduğunu hatırlatan Yıldırım, böyle bir durumun söz konusu olmadığına dikkat çekti. Dershanedeki öğretmen kaynağının kamudaki okullara aktarılacağını belirten Yıldırım, “Bakanlığın düşündüğü açık lise iyi bir formül. Açık lisenin iki, üç yıllığına değil; önünü açacak noktaya getirmek lazım. Çocuklara açık lisede de okuma imkanı verilmeli.” diye konuştu.
GELECEK NESİL EZBERCİLİKTEN KURTARILACAK
Dershaneler kapatılırken başka bir kapının da açılması gerektiğini ifade eden Yıldırım, “Burada dershanelerin dönüştürülmesi süresi ciddi teşvikler verildiği takdirde dershaneler özel okula dönüştürülmek suretiyle ezberciliğe yol açan dershaneciliğin kaldırılacağına inanıyorum. Dershanelerin dönüştürülmesiyle de gelecek nesiller ezberci eğitimden kurtarılacak.” dedi. Dershanelerin açık lise ve özel okullara dönüşmelerin teşvik edilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Hem mevcut özel okullara teşvik verilmeli hem de yeni açılacak özel okullara teşvik verilmeli. Ayrıca dershanelerin dönüştürülmesiyle açık lise, ayrıca toplumda aranan ara elamanların yetiştirileceği meslek liseleri de açılmalı. Becerisi olan o yöne yönlendirilme, sosyal-kültürel faaliyetlere katılmaları sağlanmalı, gençlerin ezberci yerine araştırmacı bir zihniyete sahip olmaları sağlanmalı.” diye konuştu.
1990 yılından beri dershanesi bulunduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Dershane o dönemlerde gerçekten ihtiyaçtı. O dönemde öğrencilere okula paralel olarak test tekniği öğretiyorduk ve öğrencilerimizin yüzde 70’i başaralı oldu. Ama bu dönemde artık ihtiyaç değil. Bu zamana gelene kadar merdiven altı dershanecilik arttı. Hem okulda öğretmen hem dershanede öğretmen. Bazı öğretmenler de gizli dershane ortağı olmak suretiyle öğrencileri dershaneye yönlendirdiler. Okulların içleri, müfredatları boşaltıldı. Müfredatlar işlenmez hale getirildi. Öğrenciler dershanelere yönlendirilmek suretiyle ezberci bir anlayışla, test tekniğiyle yetiştirilmeye çalışıldı. Sanki dershaneye gitmeden üniversite kazanılmayacağı anlayışı hakim kılındı. Halbuki devletin okullarında müfredatlar dolu dolu verilerek, öğretmenler önplana çıkarılarak öğrencilerin hem beceri hem kabiliyeti hem muhakeme gücü hem de düşünce yeteneği geliştirilebilir.” dedi.
ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNİ BOZUYOR
Çocukların ilkokul 3’ten 4’ten itibaren üniversiteye kadar yarış atı gibi sınavlara hazırlandığını belirten Yıldırım, bu durumun çocukların psikolojilerini bozduğunu ifade etti. Dershaneciliğe neşter atılmasının artık zaruret haline geldiğini belirten Yıldırım, “Merdivenaltı çalışan birçok dershanede öğretmenler mağdur ediliyor. Öğretmenlerin sigortası yatırılmıyor. Çoğu zaman az olan maaşları dahi ödenmiyor. Buralarda öğrenciler de veliler de öğretmenler de mağdur oluyor.” dedi.
TOPLUMUN GELECEĞİ ÖNEMLİ
Dershanelerin değil toplumun geleceğinin önemli olduğunun altını çizen Yıldırım, “Bir dershane sahibi olarak kendimden önce milletin menfaatini düşünmek zorundayım. Diğer dershane sahipleri de toplumun geleceğini düşünmek zorunda. Test tekniği ile ezberci gençler yetiştirmek yerine, sosyal ve kültürel faaliyetlerle birlikte okullarında eğitimlerini sürdüren, ezbercilikten uzak; tamamen kendisini ifade edebilen, düşünebilen, sorgulayabilen, arayış içerisinde olup buluş yapabilecek, olimpiyatlara kendisini hazırlayabilecek gençler yetiştirilmesi lazım.” diye konuştu.
İlk ve ortaokulda dershanelere giden öğrencilerin hafta sonlarının olmadığına dikkat çeken Yıldırım, “Çocukların oyun saatleri ellerinden alınıyor. Oyun çocuğu dershaneye koşturuyor. Daha sonra çocukken oyun oynamayan bireyler yetişkin olduklarında o özlemlerini, hatta çocuksu hareketler sergiliyor. Yalnız çocuklarla kalmıyor veli de cumartesi, pazar çocukla birlikte dershanelere gidiyor. Sosyal faaliyetleri olmuyor, aileye birlikte geçirecekleri günleri kalmıyor. Bu anlayış içerisinde de toplum geriliyor. Çocuk oyun döneminde oyununu oynamalı, hafta sonu da olmalı, ders çalışma zamanında da ders çalışmalı.” dedi. Dershaneler dönüştürülürken sosyal faaliyetleri artırıcı önlemler alınması gerektiğini belirten Yıldırım, çocukların hafta sonlarını dolu dolu geçirebilecekleri sosyal alanların artırılması gerektiğini kaydetti. Çocukların sportif faaliyetlere gençlik merkezlerine çekildiği takdirde hafta sonları çocuklar eğitilmiş olacak, kötü alışkanlıklardan uzak kalmış olacaklar. Bu çocukları topluma kazandırmamız gerekiyor.
BAKANLIĞIN VERDİĞİ SÜRE YETERLİ
Dershanelerin dönüştürülmesi konusunda bakanlığın iki yıl süre verdiğini hatırlatan Yıldırım, altyapısı olan dershanelerin bu dönüşümü bu sürede gerçekleştirebileceğini dile getirdi. Dershane öğretmenlerinin dönüşümün ardından açıkta kalacağı gibi bir izlenim oluşturulduğunu hatırlatan Yıldırım, böyle bir durumun söz konusu olmadığına dikkat çekti. Dershanedeki öğretmen kaynağının kamudaki okullara aktarılacağını belirten Yıldırım, “Bakanlığın düşündüğü açık lise iyi bir formül. Açık lisenin iki, üç yıllığına değil; önünü açacak noktaya getirmek lazım. Çocuklara açık lisede de okuma imkanı verilmeli.” diye konuştu.
GELECEK NESİL EZBERCİLİKTEN KURTARILACAK
Dershaneler kapatılırken başka bir kapının da açılması gerektiğini ifade eden Yıldırım, “Burada dershanelerin dönüştürülmesi süresi ciddi teşvikler verildiği takdirde dershaneler özel okula dönüştürülmek suretiyle ezberciliğe yol açan dershaneciliğin kaldırılacağına inanıyorum. Dershanelerin dönüştürülmesiyle de gelecek nesiller ezberci eğitimden kurtarılacak.” dedi. Dershanelerin açık lise ve özel okullara dönüşmelerin teşvik edilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Hem mevcut özel okullara teşvik verilmeli hem de yeni açılacak özel okullara teşvik verilmeli. Ayrıca dershanelerin dönüştürülmesiyle açık lise, ayrıca toplumda aranan ara elamanların yetiştirileceği meslek liseleri de açılmalı. Becerisi olan o yöne yönlendirilme, sosyal-kültürel faaliyetlere katılmaları sağlanmalı, gençlerin ezberci yerine araştırmacı bir zihniyete sahip olmaları sağlanmalı.” diye konuştu.