Spor
Emre'nin neden gönderildiği belli oldu!
Fenerbahçe'nin teknik direktörü Vitor Pereira, kaptan Emre Belözoğlu'nun neden gönderildiğini açıkladı.
İşte Portekizli teknik adamın açıklamaları:
SİSTEM!
"Bir kulübe gelince kulüpteki mevcut yapıyı kendi fikirlerinizle bir araya getirerek değerlendirirsiniz. Yıllardır oluşmuş bir oyun fikrim var. 15 yıldır hocalık yapıyorum ve üstüne kata kata bir oyun fikri oluşturdum. Size dürüstçe söyleyim oyuncular hakkında nasıl karar vediğime. Oyunculara bir analiz yapıyorum. Ve bu analizleri yaptığımda şöyle düşünüyorum. Bu oyuncu bizim oynamak istediğimiz sisteme uygun mu? Sahaya yansıtmak istediğimiz fikre uygun mu? Eğer uygunsa bu oyuncuyla devam ediyorum. Sadece buna bağlı olarak seçim yapıyorum. Bu seçimim her zamam böyle oldu bizim sistemimize uyar mı diye. Benim kıstasım bu"
İMZALAMADAN KONUŞAMAM!
"Yeni transferler hakkında konuşmam. Ancak önce sözleşmeyi görüp önüme oyuncuyu getirsinler ben o zaman konuşurum. Mesela Nani daha imzalamadı. İmzalamış olsaydı hakkında konuşurdum. Ben konuştum, oyuncu geldi sonra başka kulübe gitti, boşuna boşuna fikir belirtmiş olurum. Bana desinler imzaladı gelsin bundan önce inanmıyorum. İmzalasın sonra konuşacağım."
EKMEĞİMİZİ TAŞTAN ÇIKARIRDIK!
"Benim büyüdüğüm yerde yarışma vardı her zaman birbirimizle mücadele içindeydik en küçük şey için de aramızda bir mücadele olurdu. Çocukluğumdan beri bu mücadeleci yapıya alıştım. Ekmeğimizi taştan çıkarır, en küçük şeye ulaşmak için birbirimizi alt etme çabası gösterirdik. Çok fakir bölgeydi hiç kimse üniversite okuma şansı bulamazdı sürekli mücadele etmek zorundaydık sabahtan akşama herkes çalışmak zorundaydı ailesine bakmak için. Şu andaki karakterim bu şekilde oluştu."
HİÇBİR ŞEYDEN KORKUM YOK!
"Futbolla ilgili hiçbir korkum yok. Hayatımdaki tek korkum çocuklarımın ailenin sağlığına bir şey olacak mı. Futbol keyif alınması gereken bir oyundur. Benim için haftanın en iyi günü maç günüdür. Ben her maç günü sadece ilk defa oyun oynayacak arkadaşlarıyla sokağa çıkıp top oynayacak bir çocuk gibi heyecanlanırım. Ben kupalar kazanmak istiyorum başarılı olmak maç kazanmak hedefe ulaşmak istiyorum. Bu çalıştığım her kulüpte böyle oldu, böyle olmaya devam edecek. Ben hırsımı her yere taşıdım kendime olan güvenimi hiçbir zaman kaybetmedim asla hiçbir korkum yok. Sizle bir maç yapsak ben o maça bile kazanmak için çıkarım. Benim doğam bu, bunu asla değiştiremezsiniz."
TARAFTARIMIZI MEMNUN EDECEĞİZ!
"Ben taraftarın yerine koyduğumda böyle düşünüyorum. Stattan ayrılırken takımımla gurur duyarak ayrılmak isterdim. Mücadele ederek büyüdüm bugünlere geldim. Taraftarı lafla değil, oynayacağımız oyunla ikna edeceğiz. İyi oynamak zorundayız ki taraftar gelsin. Takım iyiyse taraftar gelir takım kötüyse gelmez. İyi sonuçlar alırsak iyi oyun oynarsak taraftarımızın desteği arkamızda olacak. Futbolda yolumuzu seçmek zorundasınız. Futbolda kesin doğru, kesin yanlış diyemeyiz. Hedefe farklı yollardan ulaşabilirsiniz. Örneğin, bir piyanist saatlerce piyanonun başında çalar ama kalkıp hiçbir zaman piyanonun etrafında koşmaya başlamaz. Futbol da aynı şekildedir. Sahanın içinde koşmak lazım ama sahanın etrafında değil."