Türkiye, 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği ile hem Avrupa Birliği ülkeleri mallarının girişi, hem de ortak gümrük tarifesine uyum açısından ciddi tavizler verdiği halde, karşılığında hiçbir şey alamadı. 

ABD-Avrupa Birliği (AB) arasında gerçekleştirilecek Transatlantik Anlaşması’na (TTIP) Türkiye’nin dahil edilememesi durumunda milli ekonominin ciddi oranda zarar göreceği tahmin ediliyor. Gümrük Birliği çerçevesinde serbest dolaşım veya vize haklarının askıya alınması ve bu konuda bir arpa boyu yol alınamaması da Türk iş dünyasını en fazla olumsuz etkileyen hususlar olarak göze çarpıyor. Türk vatandaşlarının Schengen vizesi için kaybettikleri zaman ve faturanın ise haddi hesabı yok.

ZARARI FAYDASINDAN ÇOK

Türk ekonomisine olumlu yansıma olarak görünen; Türkiye’nin AB’nin en büyük ticari partner olması, yabancı yatırımda eskiye nazaran yatırımların artması, Türk sanayiinin yeniden yapılanması, ihracatın periyodik şekle dönüşmesi ve Türkiye ekonomisinin dış spekülasyonlara karşı dayanıklılığı aslında AB yönetiminin bir aldatmacası olarak karşımıza çıktı.

DIŞ TİCARET DENGESİ BOZULDU

Avrupa Birliği (AB), tam üye olmamasına rağmen Türkiye ile gümrüksüz ticaret yaparak önemli ekonomik kazanım elde etti. AB’nin Türkiye’ye ithalatı arttı, dış ticaret açığımız daha da yükseldi. Türkiye, Avrupa’ya yönelik 20 yıl önce 12 milyar dolarlık ihracatını bugün 69 milyar dolara çıkardı. Ancak aynı dönemde 18 milyar dolar Avrupa’dan ithalat ise 90 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret açığında makas daralmadı, daha da açıldı. Gümrük Birliği sadece sanayi ürünlerini kapsadığı için Türkiye tarım ve hizmet ihracatında önemli kayıplar yaşadı. Gümrük Birliği sebebiyle Avrupa ile ticaret yapan üçüncü ülkelerin malları Türkiye’ye serbest girdi. Fakat, Türkiye o ülkelerde gümrük koruma duvarları ve serbest ticaret engelleriyle karşılaştı.

ANLAŞMA HER YÖNDEN VURUYOR

Konuyu yorumlayan uzmanlar Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini sıralarken, “Rekabet gücüne, istihdama, ithalat ve ihracat dengesine ve ortak gümrük tarifesine menfi etkileri olmuştur ve olmaktadır. Türkiye’de rekabet gücüne sahip olmayan otomotiv, ilaç ve kimya sanayi gibi sektörler ciddi zarar görmüştür. Olumsuz etkilenen firmaların kapanması işsizliği beslemiştir. Diğer taraftan; dış ticaret açığı Türkiye’nin AB ihracatı ve ithalatı arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Gümrük Birliği’nin ardından AB kaynaklı ithalatta patlama olmuştur. Ayrıca Gümrük Birliği ile Türkiye ucuz girdi ithalinde de önemli sorunlar yaşamaktadır” dediler.

AB ÜLKELERİNE VİZEYİ BİLE ÇÖZEMEDİ

Diğer yandan; Türk vatandaşları Schengen vizesi sorunlarını yine kendi imkanlarıyla aşma imkanı buluyor. Petrofer Yönetim Kurulu Başkanı ve fahri başkonsolos Tamer Taşkın, sık sık yurt dışına seyahat eden işadamlarına çift pasaport kullanma kolaylığı sağlandığını, iş dünyasının özellikle zaman kaybını önleyen bu çift pasaport uygulamasından faydalanmasını istedi.

SCHENGEN VİZESİNİN YILLIK FATURASI 50 MİLYON AVRO

Avrupa Birliği ile 20 yıl önce imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasıyla önemli oranda AB kriterlerini yerine getirirken, kriterler konusunda haksız ithamlara sebep olan Türkiye’ye hâlâ 10 kriteri yerine getirmediği iddiasıyla vize konusunda ayak sürüyen Avrupa Birliği, elde ettiği bu kadar tavizlere karşılık bu vize sorununu bile ortadan kaldırmadı. Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın TBMM’de kabulünün ardından geçen 1 yıllık sürede Türk vatandaşlarının ödedikleri Schengen vize harçaları toplamı 50 milyon avroya ulaştı.