Siyaset
Bal gibi üstünler hukuku
Ergenekon davasında 34 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Mustafa Balbay’ın ‘seçilmişlik’ hakkı gerekçesi ile tahliye edilmesine tepki gösteren hukukçular, “Sıradan vatandaşın 10 yıl tutuklu kalması uzun sayılmazken, Balbay’ın zorlama bir kararla tahliye edilmesi, üstünlerin hukukunu üretir” dediler...
Güncelleme Tarihi:
KORAY TAŞDEMİR / İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin; iddianamede hakkında iki defa müebbet hapis cezası istenen, 34 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılan Ergenekon sanığı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı tahliyesine karar vermesi hukukçuların tepkisine neden oldu. Balbay, 4 yıl 277 gündür tutuklu kalmıştı.
Mahkeme; Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay hakkında verdiği tutuklukta makul sürenin aşıldığı ve seçilme haklarının ihlal edildiği yönündeki kararını gerekçe gösterdi. Avukat Hüsnü Tuna ve Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Avukat Cahit Özkan, Mustafa Balbay kararını gazetemize değerlendirdi.
TUNA: AMERİKA GÖRÜŞMESİNDEN SONRA ZORLAMA BİR TAHLİYE…
Hüsnü Tuna, Mustafa Balbay’ın tahliyesinin zorlama bir tahliye olduğunu söyledi. Tuna, “Hükümlülükte geçen sürelerin milletvekiline özgü uzun tutukluluğa sayılması yanlış. Özgürlük ve güvenlik hakkında vatandaşlar için 10 yıl uzun tutukluluk sayılmıyor, bu üstünlerin hukukunu üretir” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk etapta verdiği kararın tahliyeyi gerektiren bir karar olmadığına dikkat çeken Tuna, “Mustafa Balbay hüküm girmiş bir kimse. Hükümlülüğü ile birlikte beş yıl tutuklu bile kalmamış. Dolayısıyla Balbay’ın uzun tutukluluk halinden bahisle tahliye edilmesi doğru değil” diye konuştu.
10 yıl tutuklu kalan Hizbullah sanıklarının tahliye edildiklerinde yapılan baskılar üzerine tekrar tutuklandıklarını hatırlatan Tuna, “5 yıl bile tutuklu kalmayan bir kişi daha sonradan milletvekili seçildi diye ihlal tespiti kararı verilirse burada özgür hukuk sistemi üretmiş olmuyoruz. Burada birilerine üstünlük tanıyan bir hukuk sistemi üretmiş oluyoruz. Kararın doğru olmadığı kanaatindeyim. Mustafa Balbay’ın siyasi görüşüne karşı duruştan kaynaklanan bir görüş beyan etmiyorum. Çünkü gerçekten 5 yıl bile dolmamış tutuklulukta uzun süre tutuklu kaldığından bahisle ihlal tespiti yapamazsınız, yaparsanız bunu bütün vatandaşlar için genişletmek durumundasınız. Zorlama bir karar” şeklinde konuştu.
Tuna, Mustafa Balbay’ın tahliye kararının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyareti ardından gerçekleştiğini hatırlatarak, “Amerika’da bir kısım görüşmeler, toplantılar yapıldı, demek ki bir mutabakat oldu. Ben bunu yerel seçimler öncesi bir mutabakatın işaretleri olarak da değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı.
ÖZKAN: KARARLA TÜM ERGENEKON TUTUKLU SANIKLARININ TAHLİYESİ GÜNDEME GELECEK
Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Avukat Cahit Özkan ise, Anayasa Mahkemesi’nin kararının Anayasa’ya uygun olmadığını söyledi. Özkan, Anayasa Mahkemesi’nin, ‘AİHM’e bir insan hakkı ihlali gitmiş olsaydı nasıl karar verilirdi’ düşüncesinden hareketle bir karar verdiğini belirterek, “Kararın, Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girip girmediği konusunda tartışmalara konu olabilir. Karar, ‘Siyasi midir?’ diye değerlendirilebilir. Anayasa Mahkemesi’nin görev alanından bir bahisle değerlendirme yapacak olursak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Mustafa Balbay’la ilgili isnad edilen suçları işlememiştir’ diye bir karar vermedi. Yine bu suçlamalarla bir beraat kararı olmadığı gibi Balbay’ın içeride kaldığı sürenin ‘Haklı mı haksız mı?’ olduğu şeklinde bir karar da vermedi” ifadelerini kullandı.
Özkan, Mustafa Balbay’la ilgili kararın Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girmediğini hatırlatarak, “Anayasa’nın 148. maddesinde Anayasa’da güvence altına alınan hakların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında ihlal edildiği iddiayla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurabilir. Hak olacak, bu hak Anayasa’da yazacak, ikinci olarak da bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında güvence altına alınacak. Kararda, seçilmişlik hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer almıyor. Bu açıdan Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı Anayasa’nın 148. maddesi kapsamında görev alanına girmediğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi seçilmişlik hakkı üzerinden bu kararı veremez. Adil yargılama hakkından bir değerlendirme yapabilir ama böyle yaparsa tüm Ergenekon tutuklu sanıklarının tahliyesi gündeme gelecektir. Bu da kabul edilebilecek bir şey değildir. Bu genel af gibi değerlendirilir, bu da kabul edilemez” dedi.
Mahkeme; Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay hakkında verdiği tutuklukta makul sürenin aşıldığı ve seçilme haklarının ihlal edildiği yönündeki kararını gerekçe gösterdi. Avukat Hüsnü Tuna ve Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Avukat Cahit Özkan, Mustafa Balbay kararını gazetemize değerlendirdi.
TUNA: AMERİKA GÖRÜŞMESİNDEN SONRA ZORLAMA BİR TAHLİYE…
Hüsnü Tuna, Mustafa Balbay’ın tahliyesinin zorlama bir tahliye olduğunu söyledi. Tuna, “Hükümlülükte geçen sürelerin milletvekiline özgü uzun tutukluluğa sayılması yanlış. Özgürlük ve güvenlik hakkında vatandaşlar için 10 yıl uzun tutukluluk sayılmıyor, bu üstünlerin hukukunu üretir” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk etapta verdiği kararın tahliyeyi gerektiren bir karar olmadığına dikkat çeken Tuna, “Mustafa Balbay hüküm girmiş bir kimse. Hükümlülüğü ile birlikte beş yıl tutuklu bile kalmamış. Dolayısıyla Balbay’ın uzun tutukluluk halinden bahisle tahliye edilmesi doğru değil” diye konuştu.
10 yıl tutuklu kalan Hizbullah sanıklarının tahliye edildiklerinde yapılan baskılar üzerine tekrar tutuklandıklarını hatırlatan Tuna, “5 yıl bile tutuklu kalmayan bir kişi daha sonradan milletvekili seçildi diye ihlal tespiti kararı verilirse burada özgür hukuk sistemi üretmiş olmuyoruz. Burada birilerine üstünlük tanıyan bir hukuk sistemi üretmiş oluyoruz. Kararın doğru olmadığı kanaatindeyim. Mustafa Balbay’ın siyasi görüşüne karşı duruştan kaynaklanan bir görüş beyan etmiyorum. Çünkü gerçekten 5 yıl bile dolmamış tutuklulukta uzun süre tutuklu kaldığından bahisle ihlal tespiti yapamazsınız, yaparsanız bunu bütün vatandaşlar için genişletmek durumundasınız. Zorlama bir karar” şeklinde konuştu.
Tuna, Mustafa Balbay’ın tahliye kararının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyareti ardından gerçekleştiğini hatırlatarak, “Amerika’da bir kısım görüşmeler, toplantılar yapıldı, demek ki bir mutabakat oldu. Ben bunu yerel seçimler öncesi bir mutabakatın işaretleri olarak da değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı.
ÖZKAN: KARARLA TÜM ERGENEKON TUTUKLU SANIKLARININ TAHLİYESİ GÜNDEME GELECEK
Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Avukat Cahit Özkan ise, Anayasa Mahkemesi’nin kararının Anayasa’ya uygun olmadığını söyledi. Özkan, Anayasa Mahkemesi’nin, ‘AİHM’e bir insan hakkı ihlali gitmiş olsaydı nasıl karar verilirdi’ düşüncesinden hareketle bir karar verdiğini belirterek, “Kararın, Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girip girmediği konusunda tartışmalara konu olabilir. Karar, ‘Siyasi midir?’ diye değerlendirilebilir. Anayasa Mahkemesi’nin görev alanından bir bahisle değerlendirme yapacak olursak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Mustafa Balbay’la ilgili isnad edilen suçları işlememiştir’ diye bir karar vermedi. Yine bu suçlamalarla bir beraat kararı olmadığı gibi Balbay’ın içeride kaldığı sürenin ‘Haklı mı haksız mı?’ olduğu şeklinde bir karar da vermedi” ifadelerini kullandı.
Özkan, Mustafa Balbay’la ilgili kararın Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girmediğini hatırlatarak, “Anayasa’nın 148. maddesinde Anayasa’da güvence altına alınan hakların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında ihlal edildiği iddiayla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurabilir. Hak olacak, bu hak Anayasa’da yazacak, ikinci olarak da bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında güvence altına alınacak. Kararda, seçilmişlik hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer almıyor. Bu açıdan Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı Anayasa’nın 148. maddesi kapsamında görev alanına girmediğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi seçilmişlik hakkı üzerinden bu kararı veremez. Adil yargılama hakkından bir değerlendirme yapabilir ama böyle yaparsa tüm Ergenekon tutuklu sanıklarının tahliyesi gündeme gelecektir. Bu da kabul edilebilecek bir şey değildir. Bu genel af gibi değerlendirilir, bu da kabul edilemez” dedi.