Ekonomi
Ekonomik kriz olmaz
Akit’e konuşan Ekonomi Yazarı Süleyman Yaşar, “Doların yükselmesi ve borsanın düşmesi gelip geçici durumlardır. Türkiye’de ekonomik kriz çıkarmak isteyenlerin çabası boşa çıkacak. Çünkü Türkiye’nin bütçesi çok sağlam ve kamu maliyesi çok istikrarlı ve disiplinli bir şekilde çalışıyor” dedi.
2013-12-29 12:38:42
SİNAN KAYA / ANKARA - Ekonomi Yazarı Süleyman Yaşar, 17 Aralık’tan bu yana Türkiye ekonomisini 105 milyar zarara uğratan, Hükümeti ve Türkiye ekonomisini hedef alan operasyonun ekonomiye hiçbir zarar vermeyeceğini söyledi. Akit’e konuşan Yaşar, son günlerde doların yükselmesi, borsanın da değer kaybetmesi durumlarının geçici olduğunu belirterek “Bu durumların herhangi bir ekonomik krize sebep olmayacağını sanmıyorum. Çünkü Türkiye’nin bütçesi çok sağlam ve Kamu Maliyesi de çok istikrarlı ve disiplinli bir şekilde çalışıyor” dedi.
Türkiye bütçesinin çok sağlam olduğunu ve Kamu Maliyesi’nin disiplinli bir şekilde çalıştığını belirten Yaşar, şunları söyledi: “Türkiye’nin Kamu Maliyesinde disiplin bozulmadıkça herhangi bir kriz ortamı oluşmaz. Türkiye’nin şimdiki bütçe açığı 1,2’dir. Bu da son 40 yılın en düşük bütçe açığıdır. Kamu borç yükü ise yüzde 35’tir. Bu rakamlar en düşük seviyede olup çoğu Avrupa ülkesinden daha iyi durumdayız. Euro bölgesinin bütçe açığı yüzde 4 civarında olup, kamu borç yükü ise yüzde 85’lerdedir. Bunlarla Türkiye’yi kıyasladığımız zaman Türkiye son 200 yılın en iyi ekonomi dönemini yaşıyor.”
“Türkiye’nin bütçe açığı 2001’de olduğu gibi yüksek olsaydı, yeni bir ekonomik krizin çıkması kaçınılmaz olurdu” diyen Yaşar, şöyle devam etti: “2001’de bir Anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla çok büyük bir ekonomik krizin çıkmasına sebep olurken, şimdi ise daha ağır olayların olmasına rağmen herhangi bir kriz durumu yaşanmadı. Yani kamu maliyesi sağlam olunca ekonomide herhangi bir olumsuz durum yaşanmaz. Doların yükselmesi, borsanın düşmesi gelip geçici durumlardır. 2001 yılında Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 10’nun üzerindeydi. 2002’de ise bu oran yüzde 24’e kadar çıktı.
Yine aynı yıllarda kamu borç yükü de yüzde 94 olup Türkiye büyük bir ekonomik bunalımı içindeydi. Ama şimdi Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 1,2 gibi düşük bir seviyede olup, kamu borcu ise 35’e kadar düştü. Bütçenin böyle iyi olduğu bir durumda herhangi bir ekonomik krizin olması mümkün değil. Yani genel itibarıyla baktığımızda Türkiye’nin ekonomisinde herhangi bir kırılganlık söz konusu değil.”
“DOLARIN YÜKSELMESİYLE İHRACAT DAHA DA ARTACAK”
Son zamanlarda doların yükselmesinin Türk ekonomisi için daha karlı bir profil oluşturduğunu kaydeden Yaşar, “Doların yükselmesiyle, ithalat maliyeti düştü. İhracat maliyeti de yükseldi. Türkiye, son yıllarda ihracatı artan bir ülke konumuna geldiği için doların yükselmesiyle ihracat maliyeti daha da yükselecek. Böylece hem üretim hem de istihdam artmış olacak” dedi.
YUNANİSTAN ÖRNEĞİ YANLIŞ
“Türkiye’nin bir Yunanistan gibi olmasını bekleyenler yanılıyor” diyen Süleyman Yaşar, “Son 10 yılda Türkiye’nin kamu maliyesi çok disiplinli bir şekilde yönetiliyor ve ekonomisi çok güçlü bir ülke konumuna gelmiş durumda. Yunanistan’da, kamu maliyesi disiplinsiz bir şekilde yönetiliyor. Bütçe açığı yüzde 10, kamu borç yükü ise yüzde 175 civarındadır. Türkiye bu güçlü ekonomisiyle hayatta Yunanistan veya ekonomik kriz yaşayan diğer Avrupa devletleri gibi olmaz” şeklinde konuştu.
Türkiye bütçesinin çok sağlam olduğunu ve Kamu Maliyesi’nin disiplinli bir şekilde çalıştığını belirten Yaşar, şunları söyledi: “Türkiye’nin Kamu Maliyesinde disiplin bozulmadıkça herhangi bir kriz ortamı oluşmaz. Türkiye’nin şimdiki bütçe açığı 1,2’dir. Bu da son 40 yılın en düşük bütçe açığıdır. Kamu borç yükü ise yüzde 35’tir. Bu rakamlar en düşük seviyede olup çoğu Avrupa ülkesinden daha iyi durumdayız. Euro bölgesinin bütçe açığı yüzde 4 civarında olup, kamu borç yükü ise yüzde 85’lerdedir. Bunlarla Türkiye’yi kıyasladığımız zaman Türkiye son 200 yılın en iyi ekonomi dönemini yaşıyor.”
“Türkiye’nin bütçe açığı 2001’de olduğu gibi yüksek olsaydı, yeni bir ekonomik krizin çıkması kaçınılmaz olurdu” diyen Yaşar, şöyle devam etti: “2001’de bir Anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla çok büyük bir ekonomik krizin çıkmasına sebep olurken, şimdi ise daha ağır olayların olmasına rağmen herhangi bir kriz durumu yaşanmadı. Yani kamu maliyesi sağlam olunca ekonomide herhangi bir olumsuz durum yaşanmaz. Doların yükselmesi, borsanın düşmesi gelip geçici durumlardır. 2001 yılında Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 10’nun üzerindeydi. 2002’de ise bu oran yüzde 24’e kadar çıktı.
Yine aynı yıllarda kamu borç yükü de yüzde 94 olup Türkiye büyük bir ekonomik bunalımı içindeydi. Ama şimdi Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 1,2 gibi düşük bir seviyede olup, kamu borcu ise 35’e kadar düştü. Bütçenin böyle iyi olduğu bir durumda herhangi bir ekonomik krizin olması mümkün değil. Yani genel itibarıyla baktığımızda Türkiye’nin ekonomisinde herhangi bir kırılganlık söz konusu değil.”
“DOLARIN YÜKSELMESİYLE İHRACAT DAHA DA ARTACAK”
Son zamanlarda doların yükselmesinin Türk ekonomisi için daha karlı bir profil oluşturduğunu kaydeden Yaşar, “Doların yükselmesiyle, ithalat maliyeti düştü. İhracat maliyeti de yükseldi. Türkiye, son yıllarda ihracatı artan bir ülke konumuna geldiği için doların yükselmesiyle ihracat maliyeti daha da yükselecek. Böylece hem üretim hem de istihdam artmış olacak” dedi.
YUNANİSTAN ÖRNEĞİ YANLIŞ
“Türkiye’nin bir Yunanistan gibi olmasını bekleyenler yanılıyor” diyen Süleyman Yaşar, “Son 10 yılda Türkiye’nin kamu maliyesi çok disiplinli bir şekilde yönetiliyor ve ekonomisi çok güçlü bir ülke konumuna gelmiş durumda. Yunanistan’da, kamu maliyesi disiplinsiz bir şekilde yönetiliyor. Bütçe açığı yüzde 10, kamu borç yükü ise yüzde 175 civarındadır. Türkiye bu güçlü ekonomisiyle hayatta Yunanistan veya ekonomik kriz yaşayan diğer Avrupa devletleri gibi olmaz” şeklinde konuştu.