Aktüel
Yargı darbe seyircisi
17 Aralık kirli operasyonunun hükümete yönelik bir darbe girişimi olduğunu ve gelişmelerin paralel devlet yapılanmasını deşifre ettiğini belirten hukukçular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘darbe’ye hâlâ sessiz kalmasına tepki gösterdiler.
Güncelleme Tarihi:
YAĞIZ KILIÇ/İSTANBUL - İçişleri Bakanlığı; kirli 17 Aralık operasyonunun ardından “devlet için devlet”, “paralel devlet yapılanması” olarak tanımlanan polisleri görevden alıp görev değişikliğinde bulunurken, İstanbul yargısı yargıda cuntayla ilgili hiçbir işlem yapmıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, kirli 17 Aralık operasyonunun AK Parti Hükümeti’ne yönelik seçim ayarlı darbe girişimi olmasına rağmen hiçbir soruşturma başlatmadı.
TMK 10. MADDEYLE GÖREVLİ BAŞSAVCI VEKİLLİĞİ DARBE’Yİ GÖRMÜYOR
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe olarak tanımladığı “paralel devlet yapılanması”yla ilgili Terörle Mücadele Kanunu (TMK)’nun 10’uncu maddesinin uygulamamasını eleştirdi.
Demir, “TMK 10 ile görevli Başsavcı vekilliği var. Bunun görevi hükümete karşı darbe girişimine de bakar. Başbakan’a elinizdeki bilgileri gönderin soruşturma başlatalım demeliydi. Denilmedi. Hukuk devletlerinde şu söylediğim olmaz. Sayın Başbakan diyor ki bir darbe var. Emniyet ayağını görevden alıyor, ama yargı hareket etmiyor. Bu darbe girişiminin devam ettiği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
TATLI: “YARGI DARBENİN BAŞINI ÇEKİYOR”
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, Türkiye’nin şu an darbenin tam ortasında olduğunu ve o günleri yaşadığını belirterek, “28 Şubat post modern darbesinin farklı bir versiyonunun yargının başı çektiği bir darbeyi yaşıyoruz. 28 Şubat’ta asker öndeydi. Arkasında batılı sermaye ve sivil bürokraside yanındaydı. Şimdi ise yargı önde, arkasında batılı sermaye ve dış mihraklar da var. 1980 darbesinde olduğu gibi dış mihraklar menfaatleri olduğu zaman işin içinde olduklarını ‘Bizim çocuklar’ dedikleri gibi açıklarlar. Savcılar Başbakan’ın darbe sözleriyle neden harekete geçmiyor? Yargının içerisinde işini yapan ama emri başka yerden alan, bağlı olduğu kanunlar değil de kanunun dışındaki bazı yerlerden alan ve buna göre hareket eden bürokratik elemanlar olduğunu görüyoruz. Harekete geçmiyorlar. Çünkü işlerini yapmıyorlar. Görevi ihmal suçunu işliyorlar” dedi.
BU GAYRİMEŞRU YAPI TEMİZLENSİN
Konya Barosu Eski Başkanı avukat Hasip Şenalp, devlet hiyerarşisi içerisinde olmayan, devlet terbiyesiyle hareket etmeyen herkesin makamda kalamayacağını belirterek, “İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir olayı deşifre etmiştir. Bu gayrimeşru yapılanma bir an önce millet tarafından temizlenmelidir. Devlet tek başlı bir yapıya kavuşmalıdır. Yargı bağımsızdır, fakat sorumsuz değildir” dedi.
ALAGÖZ: SAVCI’NIN SÖZLERİ GÖZARDI EDİLMEMELİ
Avukat Mehmet Alagöz ise, “Aynı adliyede çalıştığı başsavcı vekilleri için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir ‘gerekeni yapmalılar’ diyorsa bu göz ardı edilmemelidir. Başsavcı vekilleri cemaatin ya da kendi görüşüne yakın grupların haklarını savunmamalıdır. Umumun haklarını savunmalıdır. Eğer böyle değilse bu sistemin tartışılması gerekir. Bir savcının sınırlarının belirlenmesi gerekiyor. İstediği gibi hareket edememesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“YARGININ HAREKET ETMEMESİ HERKESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
İstanbul Barosu avukatı Mustafa Utku da, Başbakan’ın bu ülke içerisindeki formalite sıralamasında üçüncü sırada ama yürütmeden ötürü bir numara olduğuna belirterek, “Başbakan’ın meydanlardan suç duyurusunda bulunması ve ardından yargının hareket etmemesi herkesi düşündürücüdür. Bu hareketsizlik bende ‘Ya bu adamlar işini bilmiyor. Ya da bu işe ortaklar’ hissi uyandırır. Yargı bütün istihbarat birimlerinin bağlı olduğu başbakanlık kurumuna da güvenmeyip ve işlem başlatmayarak görevlerini de ihmal ediyorlar” ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, kirli 17 Aralık operasyonunun AK Parti Hükümeti’ne yönelik seçim ayarlı darbe girişimi olmasına rağmen hiçbir soruşturma başlatmadı.
TMK 10. MADDEYLE GÖREVLİ BAŞSAVCI VEKİLLİĞİ DARBE’Yİ GÖRMÜYOR
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe olarak tanımladığı “paralel devlet yapılanması”yla ilgili Terörle Mücadele Kanunu (TMK)’nun 10’uncu maddesinin uygulamamasını eleştirdi.
Demir, “TMK 10 ile görevli Başsavcı vekilliği var. Bunun görevi hükümete karşı darbe girişimine de bakar. Başbakan’a elinizdeki bilgileri gönderin soruşturma başlatalım demeliydi. Denilmedi. Hukuk devletlerinde şu söylediğim olmaz. Sayın Başbakan diyor ki bir darbe var. Emniyet ayağını görevden alıyor, ama yargı hareket etmiyor. Bu darbe girişiminin devam ettiği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
TATLI: “YARGI DARBENİN BAŞINI ÇEKİYOR”
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, Türkiye’nin şu an darbenin tam ortasında olduğunu ve o günleri yaşadığını belirterek, “28 Şubat post modern darbesinin farklı bir versiyonunun yargının başı çektiği bir darbeyi yaşıyoruz. 28 Şubat’ta asker öndeydi. Arkasında batılı sermaye ve sivil bürokraside yanındaydı. Şimdi ise yargı önde, arkasında batılı sermaye ve dış mihraklar da var. 1980 darbesinde olduğu gibi dış mihraklar menfaatleri olduğu zaman işin içinde olduklarını ‘Bizim çocuklar’ dedikleri gibi açıklarlar. Savcılar Başbakan’ın darbe sözleriyle neden harekete geçmiyor? Yargının içerisinde işini yapan ama emri başka yerden alan, bağlı olduğu kanunlar değil de kanunun dışındaki bazı yerlerden alan ve buna göre hareket eden bürokratik elemanlar olduğunu görüyoruz. Harekete geçmiyorlar. Çünkü işlerini yapmıyorlar. Görevi ihmal suçunu işliyorlar” dedi.
BU GAYRİMEŞRU YAPI TEMİZLENSİN
Konya Barosu Eski Başkanı avukat Hasip Şenalp, devlet hiyerarşisi içerisinde olmayan, devlet terbiyesiyle hareket etmeyen herkesin makamda kalamayacağını belirterek, “İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir olayı deşifre etmiştir. Bu gayrimeşru yapılanma bir an önce millet tarafından temizlenmelidir. Devlet tek başlı bir yapıya kavuşmalıdır. Yargı bağımsızdır, fakat sorumsuz değildir” dedi.
ALAGÖZ: SAVCI’NIN SÖZLERİ GÖZARDI EDİLMEMELİ
Avukat Mehmet Alagöz ise, “Aynı adliyede çalıştığı başsavcı vekilleri için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir ‘gerekeni yapmalılar’ diyorsa bu göz ardı edilmemelidir. Başsavcı vekilleri cemaatin ya da kendi görüşüne yakın grupların haklarını savunmamalıdır. Umumun haklarını savunmalıdır. Eğer böyle değilse bu sistemin tartışılması gerekir. Bir savcının sınırlarının belirlenmesi gerekiyor. İstediği gibi hareket edememesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“YARGININ HAREKET ETMEMESİ HERKESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
İstanbul Barosu avukatı Mustafa Utku da, Başbakan’ın bu ülke içerisindeki formalite sıralamasında üçüncü sırada ama yürütmeden ötürü bir numara olduğuna belirterek, “Başbakan’ın meydanlardan suç duyurusunda bulunması ve ardından yargının hareket etmemesi herkesi düşündürücüdür. Bu hareketsizlik bende ‘Ya bu adamlar işini bilmiyor. Ya da bu işe ortaklar’ hissi uyandırır. Yargı bütün istihbarat birimlerinin bağlı olduğu başbakanlık kurumuna da güvenmeyip ve işlem başlatmayarak görevlerini de ihmal ediyorlar” ifadelerini kullandı.