AKİT MENÜ

Yaşam

Televizyon ve Bilgisayar evin efendisi mi?

Bilgisayar bağımlılığı, insan ilişkilerini bozuyor. Hanımların çoğu beylerini bilgisayar başından alamadıkları için, iletişim kuramadıklarından şikâyet ediyor.

Güncelleme Tarihi:

Hayatımızda televizyona az zaman ayırdığımızda, hayatımız daha kaliteli olacaktır, çünkü o zaman televizyon bizi yönetemiyor, biz televizyonu program seçerek yönetiyoruz.

Televizyon yaratıcılığı öldürür çünkü televizyon programları on üç yaş seviyesine göre yapılır.

Kitap okumanın zevkine varanlar, artık televizyon seyretmezler çünkü onları tatmin etmez. Televizyon insana biraz faydalı şeyler veriyorsa da, çoğu zaman boş şeylerle uğraştırır, zamanı müsrifçe kullandırır. Yani bir kaşık bal için, bir çuval keçiboynuzu yemeye benzer.

Televizyon açtığımız anda, tamamen aliemizden kopuyoruz. Evde bir hafta televizyonu açmazsanız, hayatınızın ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz. Aile bireyleri birbirlerini daha iyi tanıyacaklar, hayatımız rutinleşmekten kurtulacak.

Eskiden insanlara; "daha sonraki devirlerde gelecek insanların, hiç kıpırdaman, bir cama bakacakları" söylense, bu insanların "deli" olacağını düşünebilirlerdi. Ama şimdi insanlar, hiç kıpırdamadan üç saat "bir cama" yani televizyona bakıyor.

Gelecekte İslâm dininin, tüm dünyada yükselme ihtimali olduğundan, bazı güçler televizyon programları ve bilgisayar oyunlarıyla, insanları etkileyerek, bazı projeleri gerçekleştirme düşüncesine sahip olabilir. Yani hangi ülkeye ne tip programlar yapılıp, bilgisayar oyunları gönderileceği planlanmıştır. Bu sebeple, yapılan televizyon programları ve bilgisayar oyunları çok masum değildir.

Büyükler eğlenmek için, çocuklar öğrenmek için televizyon seyreder. Televizyonu kendimize dost ve arkadaş seçiyor, sonra iyice yalnızlaşıyoruz. Akrabalık, komşuluk gitgide azalıyor. Dizideki karakteri, eşimize veya kendimize giydiriyoruz. Onlar gibi hissedip, onlar gibi mutsuz ve hasta oluyoruz.

Şu anda daha çok "çekirdek ailelere" sahip olduğumuzdan, hanımlar evde yalnız olduğundan, daha çok televizyon seyrediyor. RTÜK'ün araştırma sonucu: "Türk kadını her gün televizyon başında dört buçuk saat geçiriyor." (10 Mayıs 2007)

İnsanların düşünceleri seyrettiği dizilerin etkisiyle değişiyor. Kendi huzursuzluğu ile seyrettiği dizideki şahsı eşleştiriyor, kendisini onun yerine koyuyor. Televizyonda gördüğü prensipleri hayatına geçiriyor ve ailelerimiz yıkılıyor. Sebep doğrudan televizyon gibi görünmese de, insanların bilinçaltına işlenen fikirler, hayata geçirilince, aileler parçalanıyor.

İnsanların gündemini bugün diziler belirliyor, hatta o gün yapacağınız esprileri bile. Eğer dizileri seyretmediyseniz, size yapılan espriyi anlıyamazsınız. Kendimizi, gündemimizi televizyona teslim etmeyelim bizim kendi ürettiğimiz esprilerimiz olsun.

Televizyon zamanı öğütüyor. Şu anda büyük âlimlerin yetişmemesinin sebebi televizyondur. Böbrek hastaları, makineye bağlı olarak yaşıyor ama belirli bir süre sonra iyileşiyor. İnsanlar televizyon ve bilgisayara bağlı olarak yaşıyor ama daha çok hasta oluyor. Ne acıdır ki, diziler için dua edenler bile var!

Bir evde, evin başköşesinde ne varsa, ona değer veriliyordur. Evinizin başköşesinde televizyon mu, yoksa kütüphane mi var?

Evde televizyon kumandası kimin elindeyse otorite o kişidir. Evin efendisi eğer televizyon ise ve günde dört saat televizyon izliyorsak, pasif bir hayatımız var, demektir.

Onun yerine, yetim ve kimsesiz çocuklarla ilgilenebiliriz. Araştırmalar evli çiftlerin, bekâr insanlardan daha fazla televizyon seyrettiğini ortaya koyuyor. Bu gerçek de çocuklarımızla fazla ilgilenmediğimizi gösteriyor. Baba ilgisizliği yüzünden, çocukların saçlarının döküldüğü gözlenmiştir.

Olaylar bilinçaltından çıkmak ister, hep bastırılır. Uyku halindeyken bilinçaltındakiler, yukarı çıkar. Televizyondaki görüntüler hep bilinçaltına kaydediliyor.

Yani insanların televizyonda ve bilgisayarda izledikleri görüntüler beyne kaydediliyor. İnsanlar dizilerde devamlı öldürme sahnesi gördüğünden, adam öldürmek, çok basit bir iş gibi algılanmaya başlandı.

Televizyonda bilinçaltına itilen bazı mesajlı görüntüler, insanların İslam dinini yanlış tanımalarına sebep oluyor. "La ilahe illallah" yazısını; elinde silah tutan, bazı insanların arkasındaki yeşil fon üzerine yazılmış olarak görüyoruz. Ya da kalabalık toplulukların "La ilahe illallah" diye bağırdıklarını izliyoruz. İslam bir terör, kavga, şiddet dini olarak tanıtılıyor. Diğer taraftan Budistlerin görüntüsü; saçsız, cübbeli, gülümseyen, huzur veren, kimseye zararı dokunmayan bir topluluk gibi bilinçaltına yerleştiriliyor.

Televizyon seyreden kişiler, ekranda gördükleri kadın ya da erkeklere, ne kadar güzel veya ne kadar yakışıklı olduklarını düşünerek bakarlarsa yanlış olur. Eğer göz bu manzaraları fotoğraf gibi çekip, hafızaya kaydederse, hafıza kirlenir. Namaz kılarken, gözümüzde Kâbe'yi canlandıramaz, televizyonda izlediğimiz sahneleri gözümüzde canlandırırız. Beynimiz o kadar kirleniyor ki, esas düşünmemiz gereken meseleleri düşünemiyoruz.

Herkes bazı programları özellikle kadın sorunlarını anlatan programları eleştiriyor, zararlarından bahsediyor. Hatta bazı kadınlar, o programları seyrettikten sonra "eşlerinin kendilerini aldatabileceği olasılığını düşünmeye başladıklarını, huzursuz olduklarını" dile getiriyor. Ama en çok seyredilen programlar yine bu programlar.

Birkaç düzgün kanal haricindeki kanallarda, gösterilen programlar Türk milletinin özelliklerini yansıtmıyor. Sayı olarak çok az bir kesimin yaşadığı olaylar, genelde bütün Türk milleti yaşıyormuş gibi bir izlenim bırakılıyor. Yüksek değerlere sahip, güzel Türk insanını tanımayan yabancı, televizyondaki haberleri ve programları seyrettiğinde yanlış bir düşünceye sahip olur. Bunun sebebi ise, yapılan programların Türk insanının karakterinden ve özünden çok uzak olmasıdır.

Çocuk ders çalışırken eğer anne-baba televizyon seyrediyorsa, çocuğun da dikkati seyredilen televizyon programıyla azalır. Anne-baba, çocuk ders çalışırken fedakârlık edip, televizyon seyretmemeli, çünkü kullanılmadığında en hızlı körelen orgran insan beynidir. Alman Beyin Antraman Kurumu Başkanı Prof. Bernd Fischer, beynin bir kaç saat uyarımdan yoksun kalmasının, düşünme yeteneğinin kaybına neden olduğunu ve bu kaybı geri almak için bir hafta zihin çalışmasına gerek olduğunu tespit ettiklerini, söylemiştir.

Peki, televizyonun bu olumsuz etkilerinden kurtulmak için ne yapılabilir? Her gün 45 dakika evimizde okuma saati yapabiliriz. Ancak anne-babanın kitap okuduğunu gören çocuk, kitap okuma alışkanlığı kazanır.

İnternet doğru kullanıldığında, çok büyük bir nimettir. İnternet bıçak gibidir. Eğer bıçağı ekmek kesmek için kullanırsanız, hayatınızı kolaylaştırırsınız. Ama bıçağı adam öldürmek için kullanırsanız hayatınızı ve ahiretinizi karartırsınız.

Bilgisayar bağımlılığı, insan ilişkilerini bozuyor. Hanımların çoğu beylerini bilgisayar başından alamadıkları için, iletişim kuramadıklarından şikâyet ediyor.

Yorumlara Git

Türkiye-Umman hattında büyük hedef gündemde! Ticarette yeni dönem için düğmeye basıldı!

Dünya lideri her yerde: Kanada sokaklarında beklenmedik Erdoğan sürprizi!

Cengiz Çandar’ın kirli sicili! Terörsüz Türkiye sürecine açık sabotaj

Türkiye ekonomisinde yükseliş mesajı! Küresel yarışta dikkat çeken tablo ortaya çıktı!

Suriye’de Şahin gözü devrede! ABD saldırı görüntülerini paylaştı