AKİT MENÜ

Aktüel

Dış politikayı savcı değil devlet belirler

Türkmenlere yardım malzemesi götüren TIR’ın 17 Aralık komplocuları tarafından durdurulup, “El Kaide’ye Türkiye’den silah gidiyor” iddiasıyla batı medyasına malzeme yapılmak istenmesine, yargı mensuplarından sert tepki geldi. Kırıkhan ve Adana Cumhuriyet Savcılığı ile bir grup kolluk kuvvetinin suç işlediğini söyleyen hakim ve savcılar, “Bu ülke muz cumhuriyeti değil, dış politikasını devlet belirler, savcı, başsavcı, HSYK değil” şeklinde konuştular.

Güncelleme Tarihi:
EMİR YILDIRIM/İSTANBUL - Yargı mensupları AK Parti Hükümetinin meşruiyetini tartışmalı hale getirmek için tezgahlanan Hatay’daki TIR krizi ile ilgili sert bir açıklama yaptı. “Savcıdan gizli devlet sırrı olmaz”, “Aramaya izin verilmemesi suç oluşturur” şeklindeki haber ve açıklamalara tepki gösteren hakimler ve savcılar, “devlet sırrı olduğu” açıkça belirtilmesine rağmen MİT’e ait aracı zorla durdurulup aranmak istenmesinin suç olduğunu belirttiler. Adalet.org sitesinden açıklama yapan hakim ve savcılar “ABD binlerce kilometre ötede Suriye’deki iç savaşta aktif olarak her türlü desteği kendi menfaatleri gereğince yapabilmesine rağmen, bizlerin en uzun sınır komşumuza “bir kamyonun” sevkini dünya medyasının gözü önünde tutanakları havada uçuşturarak yap(am)ıyorsak, ciddi anlamda hata yapmışız demektir. Bu ülke muz cumhuriyeti değil, dış politikasını devlet belirler, savcı, başsavcı, HSYK değil” dediler.

BU ÜLKE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL POLİTİKASINI DEVLET BELİRLER

MİT’in sorumluluğunda Suriye’deki Türkmenlere yaşam destek malzemeleri götüren TIR’ın Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından durdurulup aranmak istenmesi ile ilgili tartışmalara yargı çevreleri de katıldı. Kilis Hakimi Kenan Şenlik, Suriye’deki kardeşlerimize yardım malzemesi götüren TIR’ın durdurulmasının CMK 125. Madde ve MİT Kanun 26. Maddesine aykırı olduğunu belirtti. Hakim Şenlik itirazını üç maddede şöyle sıraladı: “1) Devlet sırrı varsa savcı arayamaz kardeşim. CMK 125. maddeye bakın. Soruşturma yapamaz mit kanunu 26. 2) Vali arama yapılacak araçtakilerin MİT görevlisi olduğuna dair belge vermiş. Savcı bey başbakanlığa sorsun. Belge içeriği yalansa gereğini yapsın. 3) Bu ülke muz cumhuriyeti değil, dış politikasını DEVLET BELİRLER, savcı, başsavcı, HSYK değil”

“DEVLET SİYASETİ “KRİMİNAL” OLARAK YARGILANAMAZ SORUN VARSA CEZAYI MİLLET VERİR”

Edirne İpsala Hakimi Ahmet Kezer ise devlet siyasetinin yargı konusu yapılamayacağını vurguladı. “Devletin “siyaseti” adalet terazisinde “kriminal” olarak yargılanamaz. Devletin siyasetinde varsa bir sorun bu ya sandıkta millet tarafından yargılanır yada TBMM aracılığı ile Yüce Divan sıfatı ile Anayasa Mahkemesinde yargılanması yapılır.” diyen Hakim Kezer, “Doğru yada yanlış bugün devlet siyaseten Suriye’deki iç savaşta “etken” konumda ise bunun gereklerini yapmaya çalışıyorsa bu siyaseti “kriminal” olarak bir TIR’da spesifikleştirip “adli vaka” yapamazsınız. Yasama, yürütme , yargı üç sac ayağıdır. Biri birine “çelme” atmamalıdır.” şeklinde konuştu.

KURUMLAR YIPRATILARAK ADALET GÜÇLENDİRİLMEZ

Yargı mensuplarının dünya medyasının gözü önde tutanakları havada  uçuşturmasının ciddi anlamda bir hata olduğunu söyleyen Hakim Kezer, “ABD binlerce kilometre ötede siyaseten Suriye’deki iç savaşta aktif figür olarak her türlü desteği kendi menfaatleri gereğince yapabilmesine rağmen, bizlerin en uzun sınır komşumuza “bir kamyonun” sevkini dünya medyasının gözü önünde tutanakları havada uçuşturarak yap(am)ıyorsak, ciddi anlamda hata yapmışız demektir. Devletin siyasetini olur olmadık biçimde kriminalleştirirsek bugün “barış sürecinde” yer alanlarının tamamının “adliyelik” olması gerekir ki bu da ne akla, ne yasaya, ne vicdana ne de mantığa sığar. Bugün devletin bakanı “Türkmenlere yapılan insani yardım” diyorsa bu süreçte bu coğrafyada ötesini sorgulamanın ve soruşturma konusu yapmanın doğru ve şık olmadığını düşünüyorum. Özetin özü; kurumları yıpratarak devleti ve adaleti güçlendiremeyiz. Kurumlar zedelendiğinde domino taşı gibi her kurum bu “rüzgardan” etkilenir. Sonuç olarak devlet, millet, adalet zarar görür.” dedi.

SAVCIDAN DERS NİTELİĞİNDE AÇIKLAMA

Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu, Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan ve Adana’dan Kırıkhan’a gidip Hatay Valisi ile kolluk kuvveti hakkında suç duyurusunda bulunan Adana Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman’ın yasal sınırın dışına çıktığını ifade eden İzmir Cumhuriyet Savcısı Muhammet Topaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimizin bildiği, ama bazılarımızın kasten bilmemezlikten geldiğini düşündüğüm 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160/1 maddesinde Cumhuriyet Savcısı ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

O TUTANAK NASIL VE NE AMAÇLA BASINA SIZDI?

Nasıl ve hangi amaçla basında yer aldığı bilinemeyen Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağında; pek de yakışık almayan bir tanımlamayla “Kırıkhan Kaymakamlığında görevli yazı işleri müdürü Muhammed isimli bir şahıs tarafından Valiliğin....yazısının tebliğ edildiği ve .....kimliklerinin tespit edilerek serbest bırakılmalarının istenildiği...” ibarelerine yer verilmiştir.

Kanatimce bir Cumhuriyet Savcısının karşılaştığı böyle bir olayda yapması gereken, alelacele bir soruşturma açmaktan ziyade ilgili resmi kurumlarla gerekli bağlantıları sağlayarak olayın gerçeğini öğrenmektir. Siz sadece bir ihbara dayanarak devletin resmi görevlileri olduklarını beyan etmelerine ve durumun da resmi bir yazı ile teyid edilmesine rağmen tır da, içindekilerde devletin olsa da ben ararım diyemezsiniz.

Yorumlara Git

Ela Rümeysa Cebeci hakkında sıcak gelişme: Uyuşturucu testi pozitif çıkmıştı

Türkiye, coğrafi işaretli ürün sayısında dünyada ikinci sırada! İletişim Başkanlığı rakamlarla duyurdu

Şatafat ve şova devam! Umreden dönen Tanju'nun ilk işi bakın ne olmuş

İtalyan basını AKINCI'yı mercek altına aldı Bir silahtan fazlası ve Türkiye'nin kontrolünde

Başkan Erdoğan’ın kabul ettiği heyetten sürpriz isimler! Külliye'de 'Ankara' zirvesi