Sağlık
'Batı tipi beslenme' kolon kanseri yapıyor!
Yüksek kolesterol, yağ ve kalori içeren gıdaların tüketildiği Batı tipi beslenme şekli kolon kanserinin daha sık görülmesine yol açıyor. Gelişen yeni tedavi yöntemleri ve erken tanı konulmasıyla kolon kanserinin önüne geçmek mümkün.
Tabiatları ve tedavi biçimleri birbirinden çok farklı olsa da kalın bağırsak ve rektum kanserleri bir bütün içinde kolorektal kanser olarak geçiyor. Önemli bir sağlık sorunu olan kalın bağırsak ve rektum kanseri, son yıllarda özellikle Batı toplumlarındaki Batı tipi beslenmeye bağlı olarak artıyor. Medikal Onkoloji Uzmanı Doçent Doktor Yeşim Yıldırım, “Kolon kanserinde gelişen teknoloji ile tedavi oldukça başarılı sonuçlar veriyor” derken, Genel Cerrahi Uzmanı Profesör Doktor Fatih Ağalar, “Beslenme şekli kanserin görülme sıklığında etkili oluyor” sözleriyle beslenme ve kanser arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal ise kolon kanseriyle ilgili çarpıcı rakamlar veriyor.
KOLONOSKOPİ ERKEN TEŞHİS İÇİN GEREKLİ
Kolon kanserinin, bağırsak iç yüzeyini döşeyen hücrelerin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasıyla oluştuğunu söyleyen Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, hastaların genellikle gaytada kan görme, geçmeyen karın ağrısı, tuvalet alışkanlığında değişiklik, uzun süren kabızlık, kansızlık ve kilo kaybı gibi nedenlerle hekime başvurduklarını dile getiriyor. Kolon kanserlerinde kolonoskopi ile tarama yapılarak hem erken teşhis hem de korunma sağlanabildiğini belirten Yıldırım, “Herhangi bir şikâyeti olmayan, sağlıklı her kadın ve erkek 50 yaşından sonra kolonoskopik tarama yaptırmalıdır. Özellikle ailede kalıtımsal kolon ya da rektum kanseri varsa, bireylerin daha erken yaşlarda tarama programına alınması gerekir. Ülseratif kolit, Crohn gibi kronik inflamatuar bağırsak hastalığı olanların da düzenli kontrolleri şart. Ayrıca, kolonoskopide herhangi bir sorun olmasa dahi taramaların 5 - 10 yılda bir tekrar edilmesi gerekir” diyor. Yıldırım, hastalığın ilerleme ve büyüme hızının kişiye göre değişiklik gösterdiğini de sözlerine ekliyor.
EN ÇOK RİSK ALTINDA OLANLAR…
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Ağalar, “Birinci derece akrabasında kalın bağırsak kanseri bulunanlar ve özellikle bu hastalar 45 yaşın altındaysa, kuşak atlayarak biri diğerinin birinci derece akrabasıysa ve üç kişide bulunursa kolon kanseri bakımından ciddi bir risk grubu oluşturur” diyor.
65 yaşın üzerinde sağlıklı kişilerin kalın bağırsaklarında 1/3 oranında polip bulunduğundan genellikle 50 – 60 yaşlardan sonra riskin arttığını ifade eden Ağalar, polip sayısı arttıkça kalın bağırsak kanseri ve rektum kanseri olasılığının da arttığını söylüyor. Ağalar ayrıca, “Sigara içimi ve beslenme şekli de kanserin görülme sıklığında etkili oluyor” diyor.
TEDAVİ İÇİN HASTALIĞIN EVRESİ ÇOK ÖNEMLİ
Kolon kanseri oluştuktan sonra hastalığın evresine göre farklı tedavi yöntemleri uygulandığını ve hastalığın evresinin çok iyi bir şekilde belirlenmesi gerektiğini söyleyen Ağalar, asıl tedavinin cerrahi müdahale olduğunu ancak bazı durumlarda cerrahinin yetmediğine dikkat çekiyor. Ağalar, “Lenf nodlarında veya çevre organlarda tutulum varsa veya kanser bağırsak duvarının dışına çıkmışsa o zaman başka tedavilere ihtiyaç duyuyoruz. Bu, ilaç tedavileri yani kemoterapi veya ışın terapisi olabiliyor” diyor.
DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN KOLON KANSERİYLE İLGİLİ RAKAMLAR:
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal kolon kanseriyle ilgili çarpıcı rakamlar veriyor:
Kolorektal kanserlerin yaklaşık yarısı bölgesel yayılımda, yaklaşık 1/4’ü metastaz halinde, 1/4’ü de erken evrede teşhis ediliyor.