Aktüel
Kimse kendi cemaatini hakikatin yerine koymasın
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Eskişehir’de konuştu. “Herkes kendini hakikatin yerine koymaya kalkışıyor. Allah, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı emretti, kendimizi hakikatin yerine koymayı emretmedi. Onun için kimse, hizbini, cemaatini hakikatin yerine koymaya, ikame etmeye kalkmasın” dedi.
Güncelleme Tarihi:
ESKİŞEHİR - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Herkes kendini hakikatin yerine koymaya kalkışıyor. Allah, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı emretti, kendimizi hakikatin yerine koymayı emretmedi” dedi.
Görmez, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İslam ve Üniversite” konulu bir konferans verdi.
ESOGÜ İlahiyat Uygulama Camisi açılışını yapacağını anımsatan Görmez, camiyle ilgili sosyal medya sözlüklerinde gençlerin görüşlerini okuduğunu belirterek, gençlerin üniversitelerin tarihleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını söyledi.
Batı üniversitelerinin tarihi bilinmeden üniversite ile mabet arasındaki ilişkinin bilinemeyeceğini aktaran Görmez, şunları söyledi.
“Çünkü tarihe baktığımız zaman bütün medeniyetlerde mabetle, üniversite iç içe olmuştur. Dahası bütün üniversiteler mabetlerden fışkırmıştır. Üniversiteler mabetleri doğurmamıştır, mabetler üniversiteleri doğurmuştur. Ne zamana kadar 18-20’nci asıra kadar ama 17’nci asıra kadar mabetle üniversitelerin birliği ciddi bir tartışma konusu olmuştur. Mabetle üniversitelerin ayrılması gerektiği ifade edilmiştir. Mabetle üniversite ayrılınca, akılla vahiy ayrılmıştır. Mabetle üniversite ayrılınca dinle bilim çatışıyor gösterilmiştir. Mabetle üniversite ayrılınca maddeyle mana ayrılmıştır.”
Üniversite ve mabedin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Görmez, gençlere üniversite tarihini araştırmaları öğüdünde bulunarak, Oxford Üniversitesi’nin temellerinin Endülüs İslam medeniyetinde atıldığını, yine Cambridge, Boston Üniversitelerinin de kilise öncülüğünde kurulan üniversiteler olduğunu anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, bugün 58 üniversitenin kampüsü içerisinde cami inşaatını başlattıklarını ifade eden Görmez, bu konuda birçok eleştirilere maruz kaldıklarını vurguladı.
Üniversite öğrencilerine “varoluş”, “bilgi”, “insan” ve “alem” konularında fikir ve anlayışlarını netleştirmeleri gerektiğini bildiren Görmez, şunları kaydetti: “İslam dünyasında olup bitenler, kendisini dindar olarak tasvip eden insanların yapıp ettiklerinden dolayı sakın, dine küsmeyin. Eğer dini sadece dindarların hayatında görmeye kalkışırsanız, yanılırsınız. Bugün Bağdat’ta ateşler, Şam’da, Kahire’de ateşler yükseliyor. En büyük sebebi üzülerek belirteyim, herkes kendini hakikatin yerine koymaya kalkışıyor. Allah, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı emretti, kendimizi hakikatin yerine koymayı emretmedi. Üzülerek belirteyim en büyük yanlışlıklarımızdan bir tanesi herkes kendini, kendi düşüncesini, kendi hizbini, kendi cemaatini hakikatin yerine ikame etmeye kalkışıyor. Halbuki biz, hepimiz hakikatin yolunda hizmet etmekle emrolunduk. Hiç kimse ‘hakikat avucumda’ diyemez, ‘hakikat benim’ diyemez. Biz hepimiz hakikatin yolunda olmakla mükellefiz.”
Görmez, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İslam ve Üniversite” konulu bir konferans verdi.
ESOGÜ İlahiyat Uygulama Camisi açılışını yapacağını anımsatan Görmez, camiyle ilgili sosyal medya sözlüklerinde gençlerin görüşlerini okuduğunu belirterek, gençlerin üniversitelerin tarihleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını söyledi.
Batı üniversitelerinin tarihi bilinmeden üniversite ile mabet arasındaki ilişkinin bilinemeyeceğini aktaran Görmez, şunları söyledi.
“Çünkü tarihe baktığımız zaman bütün medeniyetlerde mabetle, üniversite iç içe olmuştur. Dahası bütün üniversiteler mabetlerden fışkırmıştır. Üniversiteler mabetleri doğurmamıştır, mabetler üniversiteleri doğurmuştur. Ne zamana kadar 18-20’nci asıra kadar ama 17’nci asıra kadar mabetle üniversitelerin birliği ciddi bir tartışma konusu olmuştur. Mabetle üniversitelerin ayrılması gerektiği ifade edilmiştir. Mabetle üniversite ayrılınca, akılla vahiy ayrılmıştır. Mabetle üniversite ayrılınca dinle bilim çatışıyor gösterilmiştir. Mabetle üniversite ayrılınca maddeyle mana ayrılmıştır.”
Üniversite ve mabedin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Görmez, gençlere üniversite tarihini araştırmaları öğüdünde bulunarak, Oxford Üniversitesi’nin temellerinin Endülüs İslam medeniyetinde atıldığını, yine Cambridge, Boston Üniversitelerinin de kilise öncülüğünde kurulan üniversiteler olduğunu anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, bugün 58 üniversitenin kampüsü içerisinde cami inşaatını başlattıklarını ifade eden Görmez, bu konuda birçok eleştirilere maruz kaldıklarını vurguladı.
Üniversite öğrencilerine “varoluş”, “bilgi”, “insan” ve “alem” konularında fikir ve anlayışlarını netleştirmeleri gerektiğini bildiren Görmez, şunları kaydetti: “İslam dünyasında olup bitenler, kendisini dindar olarak tasvip eden insanların yapıp ettiklerinden dolayı sakın, dine küsmeyin. Eğer dini sadece dindarların hayatında görmeye kalkışırsanız, yanılırsınız. Bugün Bağdat’ta ateşler, Şam’da, Kahire’de ateşler yükseliyor. En büyük sebebi üzülerek belirteyim, herkes kendini hakikatin yerine koymaya kalkışıyor. Allah, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı emretti, kendimizi hakikatin yerine koymayı emretmedi. Üzülerek belirteyim en büyük yanlışlıklarımızdan bir tanesi herkes kendini, kendi düşüncesini, kendi hizbini, kendi cemaatini hakikatin yerine ikame etmeye kalkışıyor. Halbuki biz, hepimiz hakikatin yolunda hizmet etmekle emrolunduk. Hiç kimse ‘hakikat avucumda’ diyemez, ‘hakikat benim’ diyemez. Biz hepimiz hakikatin yolunda olmakla mükellefiz.”