Kırşehir'in Ömeruşağı köyünde 1970 yılında hayata gözlerini açan ve ilkokul mezunu olan Erdem, köyde yapacak iş bulamayınca para kazanmak için 1992'de "taşı toprağı altın" İstanbul'a geldi.

Erdem, açtığı market iş yapmayınca 2 ay sonra inşaat işçisi olarak yurtdışına gitti ama memleket hasretine daha fazla dayanamayıp 1996'da tekrar İstanbul'a döndü. İstanbul'da bu kez dolmuş şoförlüğü yapmaya başlayan Erdem, işleri iyi gidince yanına eşini de aldı.

Erdem, yaklaşık 20 yıl çeşitli hatlarda dolmuş şoförlüğü yaptığı sürede, dünyaya gelen 5 çocuğunu da okuttu. Halen Harem-Gebze arasında direksiyon sallayan Erdem, arkadaşları arasında "şair baba" diye tanınıyor.

Duygularını mısralara döken Erdem'in bir de şiir kitabı bulunuyor. Şimdilerde ikinci şiir kitabı için hazırlık yapan Erdem, dolmuşçuların hayatını anlatan bir roman üzerinde çalışıyor. 

İstanbul'un en uzun dolmuş hattında görev yapan Erdem, aynı zamanda yolcularının da kitap okuma alışkanlığı kazanması için mücadele ediyor. Dolmuşunda yolcularının okuması için gazete, dergi ve kitap bulunduran Erdem'in bu alışkanlığı, minibüsüne binen yolcularca da takdirle karşılanıyor.

"Dolmuşçulara bakış açısı olumsuz"

Hayat öyküsünü anlatan Kazım Erdem, Harem-Gebze hattında 17 yıldır minibüsçülük yaptığını, 376 dolmuşçu arkadaşıyla birlikte güzel işler ortaya koymaya çalıştıklarını söyledi.

Erdem, dolmuşçular konusunda vatandaşın bakış açısının genelde olumsuz olduğunu belirterek, dolmuşçuların da güzel işler yapabileceğini vurguladı.

Türkiye'de okuma kültürünün giderek azaldığını öne süren Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Özellikle akıllı telefonların çıkması, bunda oldukça etkili oldu. İnsanlar, sürekli telefonlarla meşgul oluyor. Kimse bir şeyler okumuyor. Harem-Gebze hattı, İstanbul'un en uzun dolmuş hattıdır. Hattımız yaklaşık 50 kilometre ve bu da 1 saat 20 dakikaya tekabül ediyor. Bu uzun yol boyunca yolcuların çok sıkıldığını fark ettim. Bu nedenle yolcuların bir şeyler okuması için aracımda kendi yöreme ait gazete ve dergi, Kırşehir'i tanıtan broşür, yolcunun ilgisini çekecek, tarihi bilgilerden veya başka memleketlerin yöresel özelliklerinden bahseden kitaplar bulundurmaya başladım." 

 Bir süre böyle devam ettiğinde yolcularda okuma isteği oluştuğunu aktaran Erdem, okuyan yolcularının da sıkılmadığının farkına vardığını dile getirdi.

Kırşehir'in kültür elçisi

Erdem, daha sonra güncel gazete ve dergilerden de minibüsünde bulundurmaya başladığını anlatarak, şunları söyledi:

"Tabii bu, oturanların ilgisini çekti. Daha sonra günlük binen yolcularım, sizde 'Şu gazeteler bulunur mu?' veya 'Bu dergi var mı?' diye sormaya başladı. Ben de yoğun okunan bazı gazeteleri minibüsümde bulundurmaya başladım, yolcularım da memnun oldu. Belli bir yolcu grubum oluştu. Gençlere yönelik de spor gazeteleri bulundurdum. Yolculardan, belli bir süre sonra 'Kazım Bey, şu dergi geldi mi? Bize gönderseniz okusak' şeklinde güzel geri dönüşler aldım. Hatta bazı yolcularım, bitiremediği kitabı kendisiyle götürmek istedi. Okuduktan sonra geri getirdiler. Bazı yolcular da götürdüğü kitapla birlikte daha önce okuyup beğendiği kitabı başkaları okusun diye getirdi. Böylece okuma kültürümüz artıyor."

Doğduğu Kırşehir'i tanıtmaktan keyif aldığını da dile getiren Erdem, şehrine küçük de olsa bir katkı sağlamaktan gurur duyduğunu ifade etti.

Çocukluk-gençlik yıllarında başlayan şiir aşkıyla yazdığı şiirlerini bir kitapta birleştirdiğini aktaran Erdem, şu şekilde konuştu:

"Yolla ilgili, Kırşehir'le ilgili şiirlerim var. 'Kırşehir'den 40 hikaye, 40 şiir' adlı bir kitap çıkardım. Minibüsçü arkadaşlarımın desteğiyle çıkardığım bu kitabı, okuma kültürünü seven kişilere dağıttım. Tabii bu uygulamamı gören yolcular arasında şair ve yazar olanlar da bana kitap getirmeye başladılar. Bu sayede birçok yazarla ve şairle de tanıştım. Bu uygulamayı hala devam ettiriyorum. Ben, ilkokul mezunuyum, kitap çıkardım. Ancak bundan iyilerini yapan minibüsçü arkadaşlarımız olabilir. Ben, bu kitabı çıkartırken zorlanmadım. Ayrıca bu kitapta, yaşadığım bazı olayları da hikaye olarak anlattım." 

Bir de roman yazacak

Kırşehir Fuarı'nda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la karşılaştığını dile getiren Erdem, bu fuarda kendisine kitabını takdim ettiğini söyledi.

Erdem, Topbaş'ın hediyesini beğendiğini anlatarak, "Kitabı görünce o da çok memnun oldu. Bu uygulamanın devam etmesini ve böyle minibüsçülerin yetiştirilmesi gerektiğini söyledi. 'Böyle esnaflar yetişsin, ben de onlara hem durak hem de yer konusunda yardımcı olacağım' dedi. İnşallah ikinci kitabımı da çıkaracağım. Ayrıca yaşadığım olayları da kitaplaştırmayı düşünüyorum. Şu anda kitabımın 130. sayfasındayım. Evde kaldığım günlerde bu işlerle uğraşıyorum" diye konuştu.

Harem-Gebze Minibüsçüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ramis Yılmaz da dernek olarak şoför ve yolculara daha iyi hizmet vermek için çaba sarf ettiklerini belirterek, meslektaşlarının bu tür sosyal etkinliklerde bulunmalarını teşvik ettiklerini söyledi.