Siyaset
İhanet hareketi
Partisinin Grup Toplantısı’nda ‘paralel yapılanmayı’ topa tutan Başbakan Erdoğan, “17 Aralık komplosu, hazırlanışı ve uygulanışı ile bütün darbe girişimlerini geride bırakmış, millete-devlete yönelik ‘ihanet hareketi’ olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.
Güncelleme Tarihi:
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık’ta milli iradeye komplo yapanları siyasi cinayetlerle Selçuklulara zor anlar yaşatan Haşhaşilere benzetti. Maşa örgütün, operasyonun ardından tüm paydaşlarını harekete geçirdiğini hatırlatan Erdoğan, bu sinsi virüse geçit vermeyeceklerinin altını çizdi.
Grup toplantısında geçen hafta gerçekleştirdiği Japonya, Singapur ve Malezya ziyaretleri ile ilgili de bilgi veren Erdoğan, Japon finans çevrelerinin ve büyükelçilerinin katıldığı konferansta, Türkiye ekonomisini ve dış politikasını anlattığını ifade etti. Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kurulması konusunda anlaşma yaptıklarını belirten Erdoğan, fırlatılmak üzere Kazakistan’a gönderilecek Türksat 4A uydusunun da teslim törenine katıldıklarını bildirdi. Japonya’dan sonra Singapur’a, oradan da Malezya’ya geçtiklerini dile getiren Erdoğan, buralarda da birebir ve heyetler arası görüşmeler yaptıklarını söyledi.
AHLÂKSIZ BİR DARBE GİRİŞİMİ YAPILDI
Grup toplantısı yapmadığı bir buçuk aylık süreçte en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildiğini hatırlatan Erdoğan, “17 Aralık, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu komplo, hazırlama şekli, uygulama aşaması diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış; millete, devlete yönelik ihanet hareketi olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.
İHANET PROJESİNİN PAYDAŞLARI HAREKETE GEÇTİ
17 Aralık sabahı belli merkezlere baskınlar yapıldığını ifade eden Erdoğan, “Bilgilendirmesi gereken sorumlular bilgilendirilmiyor. Yargı ve emniyet içindeki bir örgüt, tamamen gizli olarak yürüttükleri soruşturmaları, seçimlere 3,5 ay kala, manidar bir zamanda düğmeye basıyorlar. Geçmişi üç yıla kadar uzanıyor. Aklınız neredeydi? Bunu sormazlar mı? Demek ki burada niyet apaçık ortada. İhanet projesinin paydaşları da derhal harekete geçiyor” dedi. Malum medyanın kendilerine servis edilen, gizlilik kaydı olan fotoğraf ve görüntüleri yayınladıklarını hatırlatan Erdoğan, “Muhalefet, hükümete yönelik saldırılara başlıyor. Belli sermaye çevreleri harekete geçiyorlar. İçerde ve dışarıda belli odaklar derhal harekete geçiyorlar. Şantaj çeteleri acayip çalışıyor. Dikkatinizi çekiyorum. Akşam olduğunda adeta soruşturma sorgu tamamlanıyor ve zanlıların tamamı, onlarla birlikte bakanlarımız, hükümetimiz suçlu ilan ediliyor” diye konuştu.
MAŞA ÖRGÜT BÜTÜN PAYDAŞLARINI HAREKETE GEÇİRDİ
Yapılanların tam bir algı operasyonu olduğunun altını çizen Erdoğan, “Hem içerden hem dışarıdan çok ağır bir linç hareketi. Her şey hazırlanmış. Kimin nerede duracağı, hangi vazifeyi yerine getireceği tek tek belirlenmiş. Sosyal medyada operasyon başlatılmış. Medyada görevler verilmiş. Belli sermaye çevrelerine mesajlar gitmiş. Uluslararası kuruluşlara yalan yanlış bilgiler aktarılmış. Ekonomiyi etkilemek üzere, piyasalara kötümserlik pompalanmış. Maşa olarak kullanılan örgüt tüm taraftarlarını harekete geçirmiş. Bir anda itibarsızlaştırma girişimleri başlamış. İftira, yalan, tehdit, korkutma, sindirme, şantaj, her ne varsa devreye alınmış” dedi.
MİLLETİMİZ TUZAĞI GÖRDÜ
Bu tezgahı kuranların birkaç yerde yanlış yaptıklarını belirten Erdoğan, “Birincisi milletin seçilmiş hükümete yönelik muhabbetini hesaba katamadılar. Kamuoyu algısını esaret almaya yönelik yoğun operasyonlara rağmen, aziz milletimiz tuzağı gördü. Bu tuzağa karşı tavrını çok net olarak ortaya koydu. 17 Aralık sonrasında, Samsun, Ünye, Ordu, Görele, Giresun, Trabzon, Sakarya, Manisa ve ilçelerinde, İzmir’de, Ankara ve İstanbul’da halkımızın normalin üzerinde çok çok farklı bir heyecanla desteğine şahit olduk. Yapılanın bir komplo darbe girişimi olduğunu gördüler ve Allah onlardan razı olsun hepsi de yüreklerini ortaya koydular” dedi.
MAVİ MARMARA’NIN İNTİKAMINI ALMAK İSTEDİLER
Türkiye’nin ekonomisinin altüst edilmek istendiğini belirten Erdoğan, “Faizleri yükseltip kazanalım dediler. Enerji politikalarını sarsalım dediler. İstikrarlı büyüyüşü engelleyelim dediler. Mavi Marmara’nın, İran’da, Irak’ta ilkeli dış politikanın intikamını alalım dediler. Dünyada artık sesi çok çıkan, itibarı her geçen gün artan Türkiye’nin yükselişini durduralım dediler. Millî birlik ve kardeşlik sürecini bozalım, yeniden gençlerin ölmesini ve öldürmesini sağlayalım dediler. Bu operasyon milli olan ne varsa ona kast etmiştir” dedi.
MİLLİ İRADEYE KAST EDİLDİ
17 Aralık’ta milli iradeye kast edildiğini belirten Erdoğan, “Halkbank’a kast edilmiş, dolayısıyla milli bankamıza kast edilmiştir. Milli çıkarlarımıza kast edilmiştir. Kardeşlik sürecimize, MİT’e kast edilmiştir. Bu ülkenin milli istihbarat teşkilatı, Türkmen kardeşlerimize yardım götürülürken Adana’dan bir savcı bunu engellemek için elinden geleni yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir yargı mensubunun, kendi ülkesinin istihbarat mensubuna hasmane tutum içinde olduğu görülemez. Reyhanlı’daki olaylar olduğu zaman, bu beyefendi Adana’da kalkıp Reyhanlı’ya gitmemiştir. 7 gün senin aklın neredeydi? Niye gitmedin oraya? Sormazlar mı? Ben buradan hatırlatıyorum. Hadi buyurun ilgili olanlar bunu incelesinler” diye konuştu. Hasmane tutumun kesinlikle milli olamayacağını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir savcı Adana’dan kalkıp Hatay’a geliyorsa, o savcı yasaları çiğnemiştir. Açıkça söylüyorum, kendi ülkesine değil ülkesinin düşmanlarına maşalık etmiştir. Neden yapıyorlar bunu? Milli kurumları neden hedef alıyorlar. MİT’in yasasına baktığınız zaman 26’ncı madde çok açık net ortadadır.”
EFSUNLANMIŞ MENSUPLARINI ÜLKE ALEYHİNE ÇALIŞTIRIYORLAR
Uluslararası kirli odakların elinde oyuncak olmuş bir örgütün adeta efsunladığı mensuplarını kendi ülkeleri aleyhine gönderdiğini belirten Erdoğan, “Siz kimsiniz ki MİT’e karşı düşmanca tavra giriyorsunuz? Bir savcı çıkıp, sadece iddialar üzerinden demokrasiyi katletme, ekonomiyi durdurma cüretinde bulunabiliyor. Bugün artık geçmişte bazı yargılamaların da üzerinde çok büyük soru işaretlerinin oluştuğu görüyoruz. Sahte ihbar mektuplarıyla, tasarlanmış ve ayarlanmış yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkûm edildiklerini belirgin şekilde görebiliyoruz” dedi.
TÜRKİYE SİNSİ VİRÜSE GEÇİT VERMEYECEK
Yakında nasıl bir takiyenin, kokuşmuşluğun hüküm sürdüğünün ortaya çıkacağını dile getiren Erdoğan, “Virüs vücuda girmiş, sinsi şekilde yerleşmiş, çoğalmış, vücudu esir almak üzere harekete geçiyor. Ancak bu bünye, kendisini sinsi virüslere teslim edecek kadar zayıf bir bünye değildir” dedi.
HAŞHAŞİLER BENZETMESİ
Büyük Selçuklu döneminde gözü dönmüş bir gizli örgütün, Haşhaşilerin devleti nasıl esir almaya çalıştığını, işbirliğine gittiğini asırlar önce millet olarak yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu sinsi virüslere asla geçit vermez ve vermeyecektir. Burada şu noktanın altını kalın çizgilerle çiziyorum. Önümüzdeki mesele kuvvetler ayrılığına ya da yargı bağımsızlığına ilişkin bir mesele değildir. Mesele yargının bir örgüt tarafından teslim alınarak, tarafsızlığını yitirme meselesidir. Burada kuvvetler ayrılığı noktasında hiçbir partinin zaten endişesi yok. Endişe şurada. Yasama yürütme, yargı yürütmeye, ne derseniz deyin müdahale etmesi kesinlikle olmaz, olamaz” diye konuştu.
HSYK’DAKİ DEĞİŞİKLİKLE YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TESİS EDECEĞİZ
Yassıada kararlarını da bir mahkemenin verdiğini hatırlatan Erdoğan, “12 Eylül’de gençlerin yaşını büyütüp idam eden mahkeme vardı. 367 kararını veren de mahkemeydi. AK Parti’ye kapatma davası açan da bir cumhuriyet başsavcısıydı. Amacımız hem bağımsızlığını güçlendirmek hem de tarafsızlığını sağlamaktı. Yargıyı etkilerden baskılardan kurtarıp, milletin yargısı haline getirmeyi hedefledik. Hatırlayın yargı belli ideolojilerin, altına giriyor, tarafsızlığını yitiriyordu. Anayasa değişikliğine giderken, HSYK’yı yargıda bağımsızlığı ve tarafsızlığı tesis edecek bu anlamda bir gelişimi, bir değişimi, yeniden tasarladık. Kurumun belli örgütlerden harici etkilerden kurtulup, demokratik çok renkli ve sesli şekilde yeniden yapılanmasını hedefledik. HSYK’ya ilişkin kanunlarda değişiklik yaparak, yargı bağımsızlığını temin edeceğiz. Yapacağımız değişiklik anayasaya hiçbir aykırılık teşkil etmiyor” dedi.
DURDURMAZSAK GELECEK İKTİDARLARA DA SALDIRIRLAR
Yapılan operasyonun AK Parti hükümetine yönelik değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli çıkarlarına yapıldığının altını çizen Erdoğan, “AK Partili olsun olmasın, oy versin vermesin, herkes şunu iyi bilmelidir ki, esasen demokrasiyi, seçimleri, milli iradeyi hedef almıştır. Dün başka hükümetlere yapılan çok daha ağır şekilde bizim hükümetimize yönelmiştir. Bu durdurulmazsa, yarın gelecek hükümetlere bu saldırılar yapılacaktır. Biz tarihi bir misyon taşıyoruz. 11 yıl boyunca nasıl her saldırıyı ülkemiz ve geleceğimiz adına bertaraf ettiysek, bugün de göğsümüzü siper edeceğiz. Biz bu mücadeleyi kendimiz adına, partimiz adına değil en başta Türkiye adına veriyoruz. 76 milyonun her bir ferdinin de oynanan oyunu göreceğine, tehdidi görüp tek yürek halinde buna karşı duracağına yürekten inanıyorum” diye konuştu.
İNANÇLI KESİMLERİN MAĞDUR EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Bu sürecin Türkiye’de inançlı kesimleri mağdur etmesine asla izin vermeyeceklerini dile getiren Erdoğan, “Örgütün üst yönetimiyle, oradaki diğer vatandaşlarımızın hassasiyetlerini birbirinden kesinlikle ayırıyoruz. Samimi insanlar, samimi gayretlerle fedakarlıkta bulunurken, örgütün üst yönetimindekiler çok başka amaçlarla bunları istismar ettikleri anlaşılıyor. Yıllarca buralarda fedakarca hizmet etmiş kardeşlerimizden oynanan oyunu görmelerini bekliyoruz. 17 Aralık darbe girişimi, birçok sinsi hedefin yanında çözüm sürecini de hedeflemiştir” dedi. Darbenin mimarı olan örgütün daha önce de MİT Müsteşarını tutuklayıp devre dışı bırakma girişiminde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Kim buna hayır diyecek? Kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz buna sessiz kalmış olsaydık, benim müsteşarım kim bilir nerede olacaktı? Şu anda çok farklı yöntemlerle sürecin sabote edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu aziz millet çözüm sürecine sabote etmeye asla izin vermeyecektir” dedi.
Çözüm süreciyle birlikte ülkede bir bahar havası yaşandığını belirten Erdoğan, “17 Aralık komplosu bu baharı kışa çevirmek için çirkin girişimlerine devam edecektir. Bir yıl içinde nice badireyi aştığımız gibi bu alçakça sabotajları da hep birlikte aşacağız” diye konuştu. Ülkeye hizmet için geldiklerini belirten Erdoğan, bunun için gereken bedeli ödemeye hazır olduklarını kaydetti ve “30 Mart sandıkların adeta AK Parti ile aydınlandığı gün olacaktır” dedi.
HSYK’DA PARTİLERİN BELLİ KONTENJANI OLABİLİR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le HSYK konusunu görüştüğünü dile getiren Erdoğan, “Açık net söylüyorum. Eğer muhalefet anayasa değişikliğini beraber yapalım derse, biz yasa teklifini dondururuz. Gerekirse genel kuruluna indirmeyiz. Fakat burada bugünkü görüşmeler belirleyicidir. Hele hele bunu iktidar muhalefet dayanışması içinde yapabilirsek, ülkemiz için kazanım olacaktır. Hatta burada açık net teklif ediyorum. Parlamento içinde grupların kendi gücüne göre, aynen RTÜK’te olduğu gibi HSYK içerisinde onlar da temsil edilme imkanını bulacaklardır. Biz bu teklife de varız. Böyle bir adımı atabiliriz. Hatta hakimler kurumunu ayrı savcılar kurumunu ayrı olarak da planlayabiliriz. Yani birkaç maddelik bir anayasa değişikliğini süratle geçirmemiz halinde, biz şu andaki yasal düzenleme çalışmasını dondurur, anayasa değişikliğiyle devam ederiz” dedi.
Grup toplantısında geçen hafta gerçekleştirdiği Japonya, Singapur ve Malezya ziyaretleri ile ilgili de bilgi veren Erdoğan, Japon finans çevrelerinin ve büyükelçilerinin katıldığı konferansta, Türkiye ekonomisini ve dış politikasını anlattığını ifade etti. Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kurulması konusunda anlaşma yaptıklarını belirten Erdoğan, fırlatılmak üzere Kazakistan’a gönderilecek Türksat 4A uydusunun da teslim törenine katıldıklarını bildirdi. Japonya’dan sonra Singapur’a, oradan da Malezya’ya geçtiklerini dile getiren Erdoğan, buralarda da birebir ve heyetler arası görüşmeler yaptıklarını söyledi.
AHLÂKSIZ BİR DARBE GİRİŞİMİ YAPILDI
Grup toplantısı yapmadığı bir buçuk aylık süreçte en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildiğini hatırlatan Erdoğan, “17 Aralık, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu komplo, hazırlama şekli, uygulama aşaması diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış; millete, devlete yönelik ihanet hareketi olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.
İHANET PROJESİNİN PAYDAŞLARI HAREKETE GEÇTİ
17 Aralık sabahı belli merkezlere baskınlar yapıldığını ifade eden Erdoğan, “Bilgilendirmesi gereken sorumlular bilgilendirilmiyor. Yargı ve emniyet içindeki bir örgüt, tamamen gizli olarak yürüttükleri soruşturmaları, seçimlere 3,5 ay kala, manidar bir zamanda düğmeye basıyorlar. Geçmişi üç yıla kadar uzanıyor. Aklınız neredeydi? Bunu sormazlar mı? Demek ki burada niyet apaçık ortada. İhanet projesinin paydaşları da derhal harekete geçiyor” dedi. Malum medyanın kendilerine servis edilen, gizlilik kaydı olan fotoğraf ve görüntüleri yayınladıklarını hatırlatan Erdoğan, “Muhalefet, hükümete yönelik saldırılara başlıyor. Belli sermaye çevreleri harekete geçiyorlar. İçerde ve dışarıda belli odaklar derhal harekete geçiyorlar. Şantaj çeteleri acayip çalışıyor. Dikkatinizi çekiyorum. Akşam olduğunda adeta soruşturma sorgu tamamlanıyor ve zanlıların tamamı, onlarla birlikte bakanlarımız, hükümetimiz suçlu ilan ediliyor” diye konuştu.
MAŞA ÖRGÜT BÜTÜN PAYDAŞLARINI HAREKETE GEÇİRDİ
Yapılanların tam bir algı operasyonu olduğunun altını çizen Erdoğan, “Hem içerden hem dışarıdan çok ağır bir linç hareketi. Her şey hazırlanmış. Kimin nerede duracağı, hangi vazifeyi yerine getireceği tek tek belirlenmiş. Sosyal medyada operasyon başlatılmış. Medyada görevler verilmiş. Belli sermaye çevrelerine mesajlar gitmiş. Uluslararası kuruluşlara yalan yanlış bilgiler aktarılmış. Ekonomiyi etkilemek üzere, piyasalara kötümserlik pompalanmış. Maşa olarak kullanılan örgüt tüm taraftarlarını harekete geçirmiş. Bir anda itibarsızlaştırma girişimleri başlamış. İftira, yalan, tehdit, korkutma, sindirme, şantaj, her ne varsa devreye alınmış” dedi.
MİLLETİMİZ TUZAĞI GÖRDÜ
Bu tezgahı kuranların birkaç yerde yanlış yaptıklarını belirten Erdoğan, “Birincisi milletin seçilmiş hükümete yönelik muhabbetini hesaba katamadılar. Kamuoyu algısını esaret almaya yönelik yoğun operasyonlara rağmen, aziz milletimiz tuzağı gördü. Bu tuzağa karşı tavrını çok net olarak ortaya koydu. 17 Aralık sonrasında, Samsun, Ünye, Ordu, Görele, Giresun, Trabzon, Sakarya, Manisa ve ilçelerinde, İzmir’de, Ankara ve İstanbul’da halkımızın normalin üzerinde çok çok farklı bir heyecanla desteğine şahit olduk. Yapılanın bir komplo darbe girişimi olduğunu gördüler ve Allah onlardan razı olsun hepsi de yüreklerini ortaya koydular” dedi.
MAVİ MARMARA’NIN İNTİKAMINI ALMAK İSTEDİLER
Türkiye’nin ekonomisinin altüst edilmek istendiğini belirten Erdoğan, “Faizleri yükseltip kazanalım dediler. Enerji politikalarını sarsalım dediler. İstikrarlı büyüyüşü engelleyelim dediler. Mavi Marmara’nın, İran’da, Irak’ta ilkeli dış politikanın intikamını alalım dediler. Dünyada artık sesi çok çıkan, itibarı her geçen gün artan Türkiye’nin yükselişini durduralım dediler. Millî birlik ve kardeşlik sürecini bozalım, yeniden gençlerin ölmesini ve öldürmesini sağlayalım dediler. Bu operasyon milli olan ne varsa ona kast etmiştir” dedi.
MİLLİ İRADEYE KAST EDİLDİ
17 Aralık’ta milli iradeye kast edildiğini belirten Erdoğan, “Halkbank’a kast edilmiş, dolayısıyla milli bankamıza kast edilmiştir. Milli çıkarlarımıza kast edilmiştir. Kardeşlik sürecimize, MİT’e kast edilmiştir. Bu ülkenin milli istihbarat teşkilatı, Türkmen kardeşlerimize yardım götürülürken Adana’dan bir savcı bunu engellemek için elinden geleni yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir yargı mensubunun, kendi ülkesinin istihbarat mensubuna hasmane tutum içinde olduğu görülemez. Reyhanlı’daki olaylar olduğu zaman, bu beyefendi Adana’da kalkıp Reyhanlı’ya gitmemiştir. 7 gün senin aklın neredeydi? Niye gitmedin oraya? Sormazlar mı? Ben buradan hatırlatıyorum. Hadi buyurun ilgili olanlar bunu incelesinler” diye konuştu. Hasmane tutumun kesinlikle milli olamayacağını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir savcı Adana’dan kalkıp Hatay’a geliyorsa, o savcı yasaları çiğnemiştir. Açıkça söylüyorum, kendi ülkesine değil ülkesinin düşmanlarına maşalık etmiştir. Neden yapıyorlar bunu? Milli kurumları neden hedef alıyorlar. MİT’in yasasına baktığınız zaman 26’ncı madde çok açık net ortadadır.”
EFSUNLANMIŞ MENSUPLARINI ÜLKE ALEYHİNE ÇALIŞTIRIYORLAR
Uluslararası kirli odakların elinde oyuncak olmuş bir örgütün adeta efsunladığı mensuplarını kendi ülkeleri aleyhine gönderdiğini belirten Erdoğan, “Siz kimsiniz ki MİT’e karşı düşmanca tavra giriyorsunuz? Bir savcı çıkıp, sadece iddialar üzerinden demokrasiyi katletme, ekonomiyi durdurma cüretinde bulunabiliyor. Bugün artık geçmişte bazı yargılamaların da üzerinde çok büyük soru işaretlerinin oluştuğu görüyoruz. Sahte ihbar mektuplarıyla, tasarlanmış ve ayarlanmış yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkûm edildiklerini belirgin şekilde görebiliyoruz” dedi.
TÜRKİYE SİNSİ VİRÜSE GEÇİT VERMEYECEK
Yakında nasıl bir takiyenin, kokuşmuşluğun hüküm sürdüğünün ortaya çıkacağını dile getiren Erdoğan, “Virüs vücuda girmiş, sinsi şekilde yerleşmiş, çoğalmış, vücudu esir almak üzere harekete geçiyor. Ancak bu bünye, kendisini sinsi virüslere teslim edecek kadar zayıf bir bünye değildir” dedi.
HAŞHAŞİLER BENZETMESİ
Büyük Selçuklu döneminde gözü dönmüş bir gizli örgütün, Haşhaşilerin devleti nasıl esir almaya çalıştığını, işbirliğine gittiğini asırlar önce millet olarak yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu sinsi virüslere asla geçit vermez ve vermeyecektir. Burada şu noktanın altını kalın çizgilerle çiziyorum. Önümüzdeki mesele kuvvetler ayrılığına ya da yargı bağımsızlığına ilişkin bir mesele değildir. Mesele yargının bir örgüt tarafından teslim alınarak, tarafsızlığını yitirme meselesidir. Burada kuvvetler ayrılığı noktasında hiçbir partinin zaten endişesi yok. Endişe şurada. Yasama yürütme, yargı yürütmeye, ne derseniz deyin müdahale etmesi kesinlikle olmaz, olamaz” diye konuştu.
HSYK’DAKİ DEĞİŞİKLİKLE YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TESİS EDECEĞİZ
Yassıada kararlarını da bir mahkemenin verdiğini hatırlatan Erdoğan, “12 Eylül’de gençlerin yaşını büyütüp idam eden mahkeme vardı. 367 kararını veren de mahkemeydi. AK Parti’ye kapatma davası açan da bir cumhuriyet başsavcısıydı. Amacımız hem bağımsızlığını güçlendirmek hem de tarafsızlığını sağlamaktı. Yargıyı etkilerden baskılardan kurtarıp, milletin yargısı haline getirmeyi hedefledik. Hatırlayın yargı belli ideolojilerin, altına giriyor, tarafsızlığını yitiriyordu. Anayasa değişikliğine giderken, HSYK’yı yargıda bağımsızlığı ve tarafsızlığı tesis edecek bu anlamda bir gelişimi, bir değişimi, yeniden tasarladık. Kurumun belli örgütlerden harici etkilerden kurtulup, demokratik çok renkli ve sesli şekilde yeniden yapılanmasını hedefledik. HSYK’ya ilişkin kanunlarda değişiklik yaparak, yargı bağımsızlığını temin edeceğiz. Yapacağımız değişiklik anayasaya hiçbir aykırılık teşkil etmiyor” dedi.
DURDURMAZSAK GELECEK İKTİDARLARA DA SALDIRIRLAR
Yapılan operasyonun AK Parti hükümetine yönelik değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli çıkarlarına yapıldığının altını çizen Erdoğan, “AK Partili olsun olmasın, oy versin vermesin, herkes şunu iyi bilmelidir ki, esasen demokrasiyi, seçimleri, milli iradeyi hedef almıştır. Dün başka hükümetlere yapılan çok daha ağır şekilde bizim hükümetimize yönelmiştir. Bu durdurulmazsa, yarın gelecek hükümetlere bu saldırılar yapılacaktır. Biz tarihi bir misyon taşıyoruz. 11 yıl boyunca nasıl her saldırıyı ülkemiz ve geleceğimiz adına bertaraf ettiysek, bugün de göğsümüzü siper edeceğiz. Biz bu mücadeleyi kendimiz adına, partimiz adına değil en başta Türkiye adına veriyoruz. 76 milyonun her bir ferdinin de oynanan oyunu göreceğine, tehdidi görüp tek yürek halinde buna karşı duracağına yürekten inanıyorum” diye konuştu.
İNANÇLI KESİMLERİN MAĞDUR EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Bu sürecin Türkiye’de inançlı kesimleri mağdur etmesine asla izin vermeyeceklerini dile getiren Erdoğan, “Örgütün üst yönetimiyle, oradaki diğer vatandaşlarımızın hassasiyetlerini birbirinden kesinlikle ayırıyoruz. Samimi insanlar, samimi gayretlerle fedakarlıkta bulunurken, örgütün üst yönetimindekiler çok başka amaçlarla bunları istismar ettikleri anlaşılıyor. Yıllarca buralarda fedakarca hizmet etmiş kardeşlerimizden oynanan oyunu görmelerini bekliyoruz. 17 Aralık darbe girişimi, birçok sinsi hedefin yanında çözüm sürecini de hedeflemiştir” dedi. Darbenin mimarı olan örgütün daha önce de MİT Müsteşarını tutuklayıp devre dışı bırakma girişiminde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Kim buna hayır diyecek? Kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz buna sessiz kalmış olsaydık, benim müsteşarım kim bilir nerede olacaktı? Şu anda çok farklı yöntemlerle sürecin sabote edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu aziz millet çözüm sürecine sabote etmeye asla izin vermeyecektir” dedi.
Çözüm süreciyle birlikte ülkede bir bahar havası yaşandığını belirten Erdoğan, “17 Aralık komplosu bu baharı kışa çevirmek için çirkin girişimlerine devam edecektir. Bir yıl içinde nice badireyi aştığımız gibi bu alçakça sabotajları da hep birlikte aşacağız” diye konuştu. Ülkeye hizmet için geldiklerini belirten Erdoğan, bunun için gereken bedeli ödemeye hazır olduklarını kaydetti ve “30 Mart sandıkların adeta AK Parti ile aydınlandığı gün olacaktır” dedi.
HSYK’DA PARTİLERİN BELLİ KONTENJANI OLABİLİR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le HSYK konusunu görüştüğünü dile getiren Erdoğan, “Açık net söylüyorum. Eğer muhalefet anayasa değişikliğini beraber yapalım derse, biz yasa teklifini dondururuz. Gerekirse genel kuruluna indirmeyiz. Fakat burada bugünkü görüşmeler belirleyicidir. Hele hele bunu iktidar muhalefet dayanışması içinde yapabilirsek, ülkemiz için kazanım olacaktır. Hatta burada açık net teklif ediyorum. Parlamento içinde grupların kendi gücüne göre, aynen RTÜK’te olduğu gibi HSYK içerisinde onlar da temsil edilme imkanını bulacaklardır. Biz bu teklife de varız. Böyle bir adımı atabiliriz. Hatta hakimler kurumunu ayrı savcılar kurumunu ayrı olarak da planlayabiliriz. Yani birkaç maddelik bir anayasa değişikliğini süratle geçirmemiz halinde, biz şu andaki yasal düzenleme çalışmasını dondurur, anayasa değişikliğiyle devam ederiz” dedi.