Gündem
Gezicileri marka yapan ATO’dan bir skandal daha! Şimdide GDO tüccarlarının lobiciliğine soyundu
Halkın değerleriyle örtüşmeyen etkinlikleriyle Ankaralıların tepkisini çeken ATO yönetimi, şimdi de GDO tüccarlarının lobicilik faaliyetine soyundu. Ankaralı işadamlarının sorunlarına eğilmek yerine Gezi destekçisi isimleri marka olarak etkinliklerinde ağırlayan ATO, milletin sağlığını tehdit eden GDO’lu ürünlerin savunuculuğunu ve ticaretini yapan isimleri davet ederek “Tarım Sektöründe Biyoteknoloji Uygulamaları” toplantısı düzenledi.
Taha Emre Özdemir Yeniakit.com.tr
Ankaralı işadamlarının sorunlarıyla ilgilenmekten çok düzenlediği skandal etkinliklerle gündeme gelen ATO, tüm dünyada sağlığı tehdit ettiği gerekçesiyle üretimine ve tüketimine karşı çıkılan GDO’lu ürünlerin lobiciliğine soyundu.
ATO üzerinden 10 Milyar dolarlık yem sektörü için GDO lobiciliği yapılıyor
ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Başkanı M. Ülkü Karakuş’un başkanlığını yaptığı toplantıda, “Biyoteknoloji Uygulamaları” adı altında kamuoyunda masumlaştırılan GDO’lu ürünlerin üretimi ile ilgili konuların ele alındığı öğrenildi. Piyasa düzenleyici konumdaki devletin tarımsal ürünlerin ticaretinden çekilmesi gerektiğini de savunan ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ülkü Karakuş, 10 milyar dolar büyüklüğe yaklaşan yem sektörünün daha kârlı hale gelmesi için GDO’lu ürün üretimini savunan toplantılar düzenliyor.
ATO GDO’lu yemcilerin lobisi mi?
ATO, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın toplumsal hassasiyetleri ve bilimsel verileri göz önüne alarak üretim ve tüketimini doğru bulmadıklarını açıkladıkları GDO’lu ürünlerle ilgili geçtiğimiz Mayıs ayında da Dijital Tarım ve Yeni Teknolojiler temasıyla düzenlenen bir etkinliğe ev sahipliği yapmıştı. Etkinliğin açılış konuşmasını ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Başkanı M. Ülkü Karakuş ve “Eğer matbaa 1400’lü yıllarda bulunmasına rağmen bu topraklarda okuma yazma oranı 1700'lü yıllarda hala yüzde iki-yüzde üç düzeyinde kalmışsa bunun nedeni matbaadan uzak kalmamız, matbaanın yasaklanması. Belki de bu yeni teknolojilere daha açık görüşlü bakarak, onları sahiplenerek ve kullanmaya çalışarak bilgisine ve teknolojisine sahip olursak, bunları kendi hizmetimize de sunabiliriz.” ifadeleriyle GDO’lu üretimi savunan Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Remziye Yılmaz yapmıştı. Yemcileri ilgilendiren GDO’lu ürün üretiminin ve kullanımının savunulduğu toplantıların ATO tarafından sıklıkla yapılıyor olması “ATO GDO’lu yemcilerin lobisi mi?” sorularına yol açtı.
Yemci başkan GDO’yu yasaklayan kanunlardan rahatsız
ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Başkanı M. Ülkü Karakuş, bir gazeteye verdiği röportajda yem sektörü için GDO’lu ürünlerin ithaline ilişkin kısıtlamaların ve yasakların kaldırılması gerektiğini şu şekilde savunmuştu:
“Sektörümdeki önemli sorunlardan bir tanesi de transgenik, yani diğer bir ifadeyle GDO’lu ürünlerden kaynaklanmaktadır. Sektörümüzce kullanılan ve neredeyse tamamen dışa bağımlı olduğumuz, başta soya olmak üzere mısır, DDGS, kanola gibi ürünlerin dünyadaki üretimleri, ağırlıklı olarak transgenik yapıdadır. Bu ürünlerin ithal edilebilmesi için ülkemizde de Biyogüvenlik mevzuatı çerçevesinde onaylanmaları gerekmektedir. Ancak, Biyogüvenlik Kanunu’nun kasıt unsuru ve ihmal hususlarının göz önüne alınmadan ağır cezai hükümler içermesi; aynı şekilde kanunda yer alan tanımlardaki eksiklikler, başvuru ve değerlendirme konusundaki çelişkiler nedeniyle yürütmede güçlükler yaşanmakta ve biyotek firmalarınca transgenik ürünlerin onayı için yeni başvuru yapılmamaktadır. Bilinmesi gereken önemli bir konu da, GDO’lu ürünlerin yem amaçlı olarak tüm dünyada kullanıldığı gerçeğidir.