Aktüel
Şehzade’ye burs oyunu
Fethullah Gülen’in sözde ‘hizmet’ okullarının, parası olmayanı ‘şehzade’ bile olsa tanımadığı ortaya çıktı. Tarihçi-yazar Kadir Mısıroğlu, “Tahrif Hareketleri” adlı kitabında, Gülen okullarının gerçek yüzünü deşifre ediyor...
Güncelleme Tarihi:
OĞUZ YILDIZ/ANKARA - Kürsüde Osmanlı Hanedanı’ndan bahsederken duygulandığı imajını veren Fethullah Gülen’in, ‘parası yok’ diye bir Osmanlı Şehzadesi’nin Fatih Koleji’nden atılmasına ses çıkarmadığı saptandı.
ZAMAN YÖNETİMİ, ÖNCE “ÖDERİZ” DEDİ, SONRA ÇARK ETTİ
Utanç verici olayı “Tahrif Hareketleri” isimli kitabının üçüncü cildinde anlatan tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu, “Bu hadise, Fethullah Gülen ve onun hareketi konusunda kanaatlerimde bir değişikliğe sebep oldu” ifadesini dile getirdi. Kadir Mısıroğlu, ibretlik olayı kitabında şöyle anlattı: “Sultan II. Abdülhamid Han Hazretleri’nin torunlarından Şehzade Harun Efendi, bir gün ziyaretime gelerek benden bir ricada bulundu. O da, küçük oğlu Şehzade Kayıhan’ın Fethullah Gülen cemaatine ait olan Fatih Koleji’nde parasız okutturulması hususunda tavassutta bulunmamdı. Fethullah Gülen’e ulaşmaya çalıştım. Telefonla İzmir’de ulaştım, İstanbul’a teşriflerinde kendisiyle mühim bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyledim. Bu ricam kabul edilmiş olmasına ve o birkaç defa İstanbul’a gelmesine rağmen beni aramadı. Zaman gazetesine gittim. Gazeteye bilabedel yazılar yazdığım için idareciler arasında o gün için itibarlı bir durumdaydım. Gazetenin başındaki Halit Esendir, ‘Hakkını helal et, Hocaefendi görüşmek istedi ama biz engelledik, nedir mesele? Bize anlat’ deyince, bu söz doğru değildi tabii ama Şehzade’nin işi olsun diye bunu sineye çektim ve meseleyi anlattım. Esendir, ‘Bu bir şey değil, biz şimdi okula telefon eder, ücretin gazetemiz tarafından ödeneceğini bildiririz’ dedi.
“ŞEHZADE İYİ ÖĞRENCİ AMA PARASI YOK”
Denileni yaptık. Şehzade Kayıhan mektepte okumaya başladı. Üniversiteyi İngiltere’de okuyan kızım Mehlika, kendisine takviye dersleri verdi ve İngilizcesi fevkalade bir hale geldi. Lakin, sene sonunda muallimler Şehzade’yi İngilizce’den sınıfta çaktırdılar. Öfkeyle okula gittim. Hocalar, çocuğun sınıf geçecek durumda olduğunu kabul etmekle birlikte, ikinci sene için parasını ödeyecek bir kimse mevcud olmadığından onu sınıfta bıraktıklarını itiraf ettiler. Bunun üzerine öfkelendim ve ‘Sizin hocanız kürsülerde Sultan Abdülhamid’in adı geçtiğinde gözyaşı döktüğü halde siz, üç bin kişinin okuduğu bir mektepte onun bir torununu bedava okutamıyor musunuz?’ dedim. Bu hadise benim, Fethullah Gülen ve onun hareketi hakkındaki kanaatlerimde bir değişikliğe sebep oldu.”
ZAMAN YÖNETİMİ, ÖNCE “ÖDERİZ” DEDİ, SONRA ÇARK ETTİ
Utanç verici olayı “Tahrif Hareketleri” isimli kitabının üçüncü cildinde anlatan tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu, “Bu hadise, Fethullah Gülen ve onun hareketi konusunda kanaatlerimde bir değişikliğe sebep oldu” ifadesini dile getirdi. Kadir Mısıroğlu, ibretlik olayı kitabında şöyle anlattı: “Sultan II. Abdülhamid Han Hazretleri’nin torunlarından Şehzade Harun Efendi, bir gün ziyaretime gelerek benden bir ricada bulundu. O da, küçük oğlu Şehzade Kayıhan’ın Fethullah Gülen cemaatine ait olan Fatih Koleji’nde parasız okutturulması hususunda tavassutta bulunmamdı. Fethullah Gülen’e ulaşmaya çalıştım. Telefonla İzmir’de ulaştım, İstanbul’a teşriflerinde kendisiyle mühim bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyledim. Bu ricam kabul edilmiş olmasına ve o birkaç defa İstanbul’a gelmesine rağmen beni aramadı. Zaman gazetesine gittim. Gazeteye bilabedel yazılar yazdığım için idareciler arasında o gün için itibarlı bir durumdaydım. Gazetenin başındaki Halit Esendir, ‘Hakkını helal et, Hocaefendi görüşmek istedi ama biz engelledik, nedir mesele? Bize anlat’ deyince, bu söz doğru değildi tabii ama Şehzade’nin işi olsun diye bunu sineye çektim ve meseleyi anlattım. Esendir, ‘Bu bir şey değil, biz şimdi okula telefon eder, ücretin gazetemiz tarafından ödeneceğini bildiririz’ dedi.
“ŞEHZADE İYİ ÖĞRENCİ AMA PARASI YOK”
Denileni yaptık. Şehzade Kayıhan mektepte okumaya başladı. Üniversiteyi İngiltere’de okuyan kızım Mehlika, kendisine takviye dersleri verdi ve İngilizcesi fevkalade bir hale geldi. Lakin, sene sonunda muallimler Şehzade’yi İngilizce’den sınıfta çaktırdılar. Öfkeyle okula gittim. Hocalar, çocuğun sınıf geçecek durumda olduğunu kabul etmekle birlikte, ikinci sene için parasını ödeyecek bir kimse mevcud olmadığından onu sınıfta bıraktıklarını itiraf ettiler. Bunun üzerine öfkelendim ve ‘Sizin hocanız kürsülerde Sultan Abdülhamid’in adı geçtiğinde gözyaşı döktüğü halde siz, üç bin kişinin okuduğu bir mektepte onun bir torununu bedava okutamıyor musunuz?’ dedim. Bu hadise benim, Fethullah Gülen ve onun hareketi hakkındaki kanaatlerimde bir değişikliğe sebep oldu.”