Dünya
SMDK: İşkence fotoğrafları müdahale için delil
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ABD Özel Temsilcisi Ghadbian, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğrafların ülkede insani müdahale için delil oluşturduğunu söyledi.
Güncelleme Tarihi:
WASHINGTON - Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ABD Özel Temsilcisi Najib Ghadbian, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğrafların ülkede insani müdahale için delil oluşturduğunu söyledi.
Najib Ghadbian, Anadolu Ajansı’nın (AA), Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren haber ve fotoğraflarıyla ilgili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fotoğrafların rejim tarafından nasıl bir vahşetin yapıldığını ortaya koyduğunu kaydetti.
AA’YA TEŞEKKÜR ETTİ
Ülkede yaklaşık 3 yıldır devam eden acımasızlığı ortaya koyan kareleri yayınladığı için AA’ya teşekkür eden Ghadbian, fotoğraflarla rejimin acımasızlığını bir kez daha gördüklerini ifade etti. Ghadbian, “Bu fotoğraflar Suriye’de insani müdahale için delil oluşturuyor. Bu rejim her türlü vahşeti geride bıraktı” dedi. Suriye krizine siyasi çözüm bulmak amacıyla Cenevre’de düzenlenecek konferansta fotoğrafların göz önünde bulundurulacağını anlatan Ghadbian, “Bu fotoğrafların bazı şeyleri kesin olarak değiştirmesi için mücadele edeceğiz, özellikle de sorumluların kimler olduğuna dair” ifadesini kullandı.
‘Bu görüntüler kesinlikle insanlık suçu’
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğrafların insanlığa karşı korkunç oranda suç işlendiğini tespit ettiğini belirtti.
Kenneth Roth, Anadolu Ajansı’nın (AA), Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren haber ve fotoğrafları üzerine yaptığı yazılı açıklamada, bölgedeki insanlık ve savaş suçlarının önlenmesi için uluslararası toplumu göreve çağırdı. Fotoğraflardaki trajedinin “tasavvurların ötesinde” olduğunu kaydeden Roth, “Eğer orijinalliği ispatlanırsa, bu dehşet verici fotoğraflar, tutuklulara sistematik bir şekilde, tasavvuru bile ürküten, işkence, açlık ve infaz uygulandığını tespit ediyor. Bu görüntüler kesinlikle insanlığa karşı korkunç oranda suç işlendiğini gösteriyor” ifadesini kullandı. Cenevre’de düzenlenecek konferans ile soruna siyasi çözüm engellemesi ve şimdi de görülüyor ki, eğer fotoğrafların orijinalliği teyit edilirse, tutuklulara yönelik kitlesel işkence ve infaz uygulamalarının durdurulması için baskı yapılması gerekliliğini vurguluyor.” Çatışmaların belki hemen durdurulamayacağını belirten Roth, ancak en azından çatışmalardan kaçan sivillere uygulanan bu “vahşi saldırıların” durdurulması ve iki taraftan da tutukluların bırakılması için mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. BM Genel Sekreteri Sözcüsü Martin Nesirky de AA muhabirine yaptığı açıklamada, spesifik olarak bu konuda yorum yapamayacaklarını ancak genel olarak BM’nin tüm taraflara katliamların durdurulmasına yönelik çağrılarını sürdürdüğünü söyledi.
İran ve Rusya katil Esad’ın vahşetine kör
TAHRAN/MOSKOVA - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, Suriye’de işkence yapıldığını gösteren fotoğraflar hakkında, “Cenevre-2 Konferansı arifesinde bu tür iddiaların ortaya atılması şüphe uyandırıcı” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Suriye’de Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğraflarla ilgili, “Savaş suçu yok demiyorum, suç var ve onları belgelendirmek lazım. Ancak kanıtları yeniden kontrol etmek gerekli” dedi.
Hague: Hepsi çok ikna edici ve dehşet verici
LONDRA - İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğraflarla ilgili olarak “ikna edici” ve “dehşet verici” yorumunda bulundu. Hague, İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı Avam Kamarası’nda milletvekillerinin Suriye’deki son duruma ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Bir vekilin, İran’ın Suriye rejimine verdiği desteği hatırlatması üzerine Hague, “İran’ın Esad rejiminin vahşetine verdiği desteği çekmesini istiyoruz. Önceki gece, Suriye rejimi tarafından uygulanan işkence, taciz ve tutuklu insanların öldürülmesini ortaya koyan şoke edici kanıtlar ortaya çıktı” dedi. Hague, İran’ı ikna etmek için çabalamayı sürdüreceklerini vurguladı.
Uluslararası
Ceza Mahkemesi harekete geçmeli
SARAYBOSNA - Suriye’de, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte, daha önce başta Bosna Hersek olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde insanlığa karşı işlenen savaş suçları için harekete geçen Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) göreve çağrıldı. Bosna savaşı sırasında Bosna Hersek’in Birleşmiş Milletler’deki (BM) büyükelçisi olan eski Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Muhamed Şaçirbegoviç, yaptığı açıklamada, “Esad’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerekiyor. Aksi halde Suriye’de de Miloşeviç yönetimindeki Sırbistan’da yaşanan senaryonun benzeri tekrarlanabilir” dedi.
Ban işkence fotoğraflarına sessiz kaldı
CENEVRE - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Suriye rejiminin işlediği savaş suçlarına ilişkin belgeler hakkındaki soruya cevap vermedi. Ban, Silahsızlanma Konferansı’nın açılışına katılmak için BM Cenevre Ofisi’ne geldi. Genel Sekreter Ban, BM Cenevre Ofisi’ne giriş yaparken AA muhabirinin, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğraflar konusunda yorum yapıp yapmayacağı sorusu üzerine, herhangi bir cevap vermedi. Cenevre’de, Silahsızlanma Konferansı’nın açılışında konuşacak ve bazı ikili görüşmeler yapacak olan Ban’ın bugün Suriye konulu Cenevre-2 Konferansı’nın yapılacağı Montrö’ye geçmesi bekleniyor.
Bosna’nın kaderini şimdi Suriye yaşıyor
SARAYBOSNA - Suriye’de, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğrafların ortaya çıkması, yıllar önce, Bosna’daki savaşta yaşanan soykırım, katliam ve işkence görüntülerini akıllara getirdi. Suriye ordusunda, 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişinin, ülkedeki savaş boyunca, rejime bağlı askerlerce katledilen ve hastanelere getirilen kişilere ait fotoğraflar, 1992 yılında Bosna’daki farklı toplama kamplarında çekilen ve dünya kamuoyunda geniş yankı uyandıran fotoğrafları hatırlattı.
TOPLAMA KAMPLARINDA ÇOK SAYIDA BOSNALI HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Bosna’daki savaşın başlarında, 1992 yılı Mayıs ayında, ülkenin kuzeyindeki Priyedor kenti yakınlarında Sırp birliklerince kurulan Trnopolye ve Omarska Toplama Kampı, birçok sivil Boşnak’ın gördüğü işkencelere dayanamayarak hayatını kaybettiği adres olmuştu. Söz konusu toplama kampını ziyaret sırasında, yabancı basın mensuplarının çektiği fotoğraf ve görüntüler, kısa süre içerisinde dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve uluslararası toplumun görüntülere tepkisi, Sırp askerlerine geri adım attırmıştı. Mayıs ayında açılan ve yaklaşık 23 bin sivilin işkence gördüğü Trnopolye Tplama Kampı, Temmuz ayında çekilen fotoğraf ve görüntülerin ardından, 1992 yılı Kasım ayında kapatılmıştı.
İşkenceden geçirilipdiri diri boğulmuşlar
LONDRA - Suriye’deki gözaltı merkezlerindeki işkence ve infazların fotoğraflarını inceleyen adli tıp ekibinde yer alan İskoçya Dundee Üniversitesi Anatomi ve Adli Antropoloji Profesörü Susan Black, fotoğraflarda kişilerin dayağa maruz kaldığının, boğulduklarının açıkça görüldüğünü belirtti.
Suriye hükümetinin uyguladığı vahşeti gözler önün seren fotoğrafların, adli tıp ekibi tarafından inceleme ve analiz edilme sürecini anlatan Black, fotoğraflarda görülen yara izlerinin “savaşla alakalı normal yaralanmalar” olmadığını söyledi.
FOTOĞRAFLAR TUTARLI
Kendilerine verilen vaktin kısıtlı olduğunu belirten Black, “Bu nedenle her dosyayı tek tek açtık ve birbirine benzer fotoğraflar olmasın diye taradık.
Fotoğrafların yer, içerik ve kalite bakımından tutarlı olduğundan emin olduk” dedi.
Daha sonraki süreçte rastgele seçilen fotoğrafların ilk olarak “gözden geçirildiğini”, daha sonra “detaylıca incelendiğini” belirten Black, bu işlemi 150 kişinin fotoğrafı üzerinde uyguladıklarını kaydetti.
Fotoğraf raporlama sürecine ilişkin bilgi veren Black, söyle konuştu: “Raporlama sırasında tüm ekibe iki soru soruldu. Birincisi, hukukçuların karar vereceği, “Tanık inandırıcı mı?”, ikincisi de adli ekibin karar vereceği “Kanıtlar inandırıcı mı?” sorusuydu. Fotoğraflarda genç erkeklerin bir deri bir kemik kalmış vücutlarının dayağa maruz kaldığı, boğuldukları, bunun delilleri açıkça görülüyordu. Vücutlarındaki izler, savaşla alakalı ‘normal’ yaralanmalar değil. Tanık tarafından sağlanan deliller, bunun işkence olduğunu kanıtlıyor.”
11 BİNİN KİŞİNİN FOTOĞRAFI
Profesör Black, tanıktan gelen fotoğrafların üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını öğrenmek için, birkaç numunenin Birleşik Krallık’taki bir adli görüntüleme uzmanına gönderildiğini belirtti.
Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülen yaklaşık 11 bin kişinin cesetlerinin 55 bin kare fotoğrafı askeri bir polis tarafından çekilmiş, polis Suriye dışına kaçtıktan sonra dünyanın önemli savaş suçu hukukçuları ve adli tıp uzmanları Suriyeli askeri polisi dinleyerek, Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen infazların “sistematik biçimde” yapıldığını raporlamıştı.
Najib Ghadbian, Anadolu Ajansı’nın (AA), Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren haber ve fotoğraflarıyla ilgili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fotoğrafların rejim tarafından nasıl bir vahşetin yapıldığını ortaya koyduğunu kaydetti.
AA’YA TEŞEKKÜR ETTİ
Ülkede yaklaşık 3 yıldır devam eden acımasızlığı ortaya koyan kareleri yayınladığı için AA’ya teşekkür eden Ghadbian, fotoğraflarla rejimin acımasızlığını bir kez daha gördüklerini ifade etti. Ghadbian, “Bu fotoğraflar Suriye’de insani müdahale için delil oluşturuyor. Bu rejim her türlü vahşeti geride bıraktı” dedi. Suriye krizine siyasi çözüm bulmak amacıyla Cenevre’de düzenlenecek konferansta fotoğrafların göz önünde bulundurulacağını anlatan Ghadbian, “Bu fotoğrafların bazı şeyleri kesin olarak değiştirmesi için mücadele edeceğiz, özellikle de sorumluların kimler olduğuna dair” ifadesini kullandı.
‘Bu görüntüler kesinlikle insanlık suçu’
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğrafların insanlığa karşı korkunç oranda suç işlendiğini tespit ettiğini belirtti.
Kenneth Roth, Anadolu Ajansı’nın (AA), Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren haber ve fotoğrafları üzerine yaptığı yazılı açıklamada, bölgedeki insanlık ve savaş suçlarının önlenmesi için uluslararası toplumu göreve çağırdı. Fotoğraflardaki trajedinin “tasavvurların ötesinde” olduğunu kaydeden Roth, “Eğer orijinalliği ispatlanırsa, bu dehşet verici fotoğraflar, tutuklulara sistematik bir şekilde, tasavvuru bile ürküten, işkence, açlık ve infaz uygulandığını tespit ediyor. Bu görüntüler kesinlikle insanlığa karşı korkunç oranda suç işlendiğini gösteriyor” ifadesini kullandı. Cenevre’de düzenlenecek konferans ile soruna siyasi çözüm engellemesi ve şimdi de görülüyor ki, eğer fotoğrafların orijinalliği teyit edilirse, tutuklulara yönelik kitlesel işkence ve infaz uygulamalarının durdurulması için baskı yapılması gerekliliğini vurguluyor.” Çatışmaların belki hemen durdurulamayacağını belirten Roth, ancak en azından çatışmalardan kaçan sivillere uygulanan bu “vahşi saldırıların” durdurulması ve iki taraftan da tutukluların bırakılması için mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. BM Genel Sekreteri Sözcüsü Martin Nesirky de AA muhabirine yaptığı açıklamada, spesifik olarak bu konuda yorum yapamayacaklarını ancak genel olarak BM’nin tüm taraflara katliamların durdurulmasına yönelik çağrılarını sürdürdüğünü söyledi.
İran ve Rusya katil Esad’ın vahşetine kör
TAHRAN/MOSKOVA - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, Suriye’de işkence yapıldığını gösteren fotoğraflar hakkında, “Cenevre-2 Konferansı arifesinde bu tür iddiaların ortaya atılması şüphe uyandırıcı” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Suriye’de Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğraflarla ilgili, “Savaş suçu yok demiyorum, suç var ve onları belgelendirmek lazım. Ancak kanıtları yeniden kontrol etmek gerekli” dedi.
Hague: Hepsi çok ikna edici ve dehşet verici
LONDRA - İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğraflarla ilgili olarak “ikna edici” ve “dehşet verici” yorumunda bulundu. Hague, İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı Avam Kamarası’nda milletvekillerinin Suriye’deki son duruma ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Bir vekilin, İran’ın Suriye rejimine verdiği desteği hatırlatması üzerine Hague, “İran’ın Esad rejiminin vahşetine verdiği desteği çekmesini istiyoruz. Önceki gece, Suriye rejimi tarafından uygulanan işkence, taciz ve tutuklu insanların öldürülmesini ortaya koyan şoke edici kanıtlar ortaya çıktı” dedi. Hague, İran’ı ikna etmek için çabalamayı sürdüreceklerini vurguladı.
Uluslararası
Ceza Mahkemesi harekete geçmeli
SARAYBOSNA - Suriye’de, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte, daha önce başta Bosna Hersek olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde insanlığa karşı işlenen savaş suçları için harekete geçen Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) göreve çağrıldı. Bosna savaşı sırasında Bosna Hersek’in Birleşmiş Milletler’deki (BM) büyükelçisi olan eski Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Muhamed Şaçirbegoviç, yaptığı açıklamada, “Esad’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerekiyor. Aksi halde Suriye’de de Miloşeviç yönetimindeki Sırbistan’da yaşanan senaryonun benzeri tekrarlanabilir” dedi.
Ban işkence fotoğraflarına sessiz kaldı
CENEVRE - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Suriye rejiminin işlediği savaş suçlarına ilişkin belgeler hakkındaki soruya cevap vermedi. Ban, Silahsızlanma Konferansı’nın açılışına katılmak için BM Cenevre Ofisi’ne geldi. Genel Sekreter Ban, BM Cenevre Ofisi’ne giriş yaparken AA muhabirinin, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösteren fotoğraflar konusunda yorum yapıp yapmayacağı sorusu üzerine, herhangi bir cevap vermedi. Cenevre’de, Silahsızlanma Konferansı’nın açılışında konuşacak ve bazı ikili görüşmeler yapacak olan Ban’ın bugün Suriye konulu Cenevre-2 Konferansı’nın yapılacağı Montrö’ye geçmesi bekleniyor.
Bosna’nın kaderini şimdi Suriye yaşıyor
SARAYBOSNA - Suriye’de, Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğrafların ortaya çıkması, yıllar önce, Bosna’daki savaşta yaşanan soykırım, katliam ve işkence görüntülerini akıllara getirdi. Suriye ordusunda, 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişinin, ülkedeki savaş boyunca, rejime bağlı askerlerce katledilen ve hastanelere getirilen kişilere ait fotoğraflar, 1992 yılında Bosna’daki farklı toplama kamplarında çekilen ve dünya kamuoyunda geniş yankı uyandıran fotoğrafları hatırlattı.
TOPLAMA KAMPLARINDA ÇOK SAYIDA BOSNALI HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Bosna’daki savaşın başlarında, 1992 yılı Mayıs ayında, ülkenin kuzeyindeki Priyedor kenti yakınlarında Sırp birliklerince kurulan Trnopolye ve Omarska Toplama Kampı, birçok sivil Boşnak’ın gördüğü işkencelere dayanamayarak hayatını kaybettiği adres olmuştu. Söz konusu toplama kampını ziyaret sırasında, yabancı basın mensuplarının çektiği fotoğraf ve görüntüler, kısa süre içerisinde dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve uluslararası toplumun görüntülere tepkisi, Sırp askerlerine geri adım attırmıştı. Mayıs ayında açılan ve yaklaşık 23 bin sivilin işkence gördüğü Trnopolye Tplama Kampı, Temmuz ayında çekilen fotoğraf ve görüntülerin ardından, 1992 yılı Kasım ayında kapatılmıştı.
İşkenceden geçirilipdiri diri boğulmuşlar
LONDRA - Suriye’deki gözaltı merkezlerindeki işkence ve infazların fotoğraflarını inceleyen adli tıp ekibinde yer alan İskoçya Dundee Üniversitesi Anatomi ve Adli Antropoloji Profesörü Susan Black, fotoğraflarda kişilerin dayağa maruz kaldığının, boğulduklarının açıkça görüldüğünü belirtti.
Suriye hükümetinin uyguladığı vahşeti gözler önün seren fotoğrafların, adli tıp ekibi tarafından inceleme ve analiz edilme sürecini anlatan Black, fotoğraflarda görülen yara izlerinin “savaşla alakalı normal yaralanmalar” olmadığını söyledi.
FOTOĞRAFLAR TUTARLI
Kendilerine verilen vaktin kısıtlı olduğunu belirten Black, “Bu nedenle her dosyayı tek tek açtık ve birbirine benzer fotoğraflar olmasın diye taradık.
Fotoğrafların yer, içerik ve kalite bakımından tutarlı olduğundan emin olduk” dedi.
Daha sonraki süreçte rastgele seçilen fotoğrafların ilk olarak “gözden geçirildiğini”, daha sonra “detaylıca incelendiğini” belirten Black, bu işlemi 150 kişinin fotoğrafı üzerinde uyguladıklarını kaydetti.
Fotoğraf raporlama sürecine ilişkin bilgi veren Black, söyle konuştu: “Raporlama sırasında tüm ekibe iki soru soruldu. Birincisi, hukukçuların karar vereceği, “Tanık inandırıcı mı?”, ikincisi de adli ekibin karar vereceği “Kanıtlar inandırıcı mı?” sorusuydu. Fotoğraflarda genç erkeklerin bir deri bir kemik kalmış vücutlarının dayağa maruz kaldığı, boğuldukları, bunun delilleri açıkça görülüyordu. Vücutlarındaki izler, savaşla alakalı ‘normal’ yaralanmalar değil. Tanık tarafından sağlanan deliller, bunun işkence olduğunu kanıtlıyor.”
11 BİNİN KİŞİNİN FOTOĞRAFI
Profesör Black, tanıktan gelen fotoğrafların üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını öğrenmek için, birkaç numunenin Birleşik Krallık’taki bir adli görüntüleme uzmanına gönderildiğini belirtti.
Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülen yaklaşık 11 bin kişinin cesetlerinin 55 bin kare fotoğrafı askeri bir polis tarafından çekilmiş, polis Suriye dışına kaçtıktan sonra dünyanın önemli savaş suçu hukukçuları ve adli tıp uzmanları Suriyeli askeri polisi dinleyerek, Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen infazların “sistematik biçimde” yapıldığını raporlamıştı.