• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
13
Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

2020-01-02 18:10:26
Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Çağdaş dünyada halen ortaya çıkarılamamış birçok gizem var. Bunların en ünlülerinden biri de kuşkusuz Kanada'daki Oak Adası ve adanın dipsiz kuyusu.

#1
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

BELGESEL HAZIRLANDI: Her yol denense de halen kuyunun dibine ulaşılabilmiş değil. Üstelik adada bulunan 2. yüzyıla ait Roma kılıcı ile hikaye daha da esrarengiz hale geldi. Şimdi içinde Romalılardan uzaylılara, Azteklerden Tapınak Şövalyelerine kadar birçok unsurun bulunduğu Oak Adası'nın laneti adlı bir belgesel çekiliyor.

#2
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

OAK ADASI: Kanada'nın Quebec eyaletinin doğusunda yer alan Nova Scotia Adası'nın yakınlarında minik bir ada bulunuyor Oak adında. Oak adası, yerel dilde meşe demek ve bu ada adını üstünü kaplayan kızıl meşelerden alıyor. Adanın gizemi, ilk olarak 1795 yılında tesadüfen keşfedildi. O yılın yaz aylarında adanın yakınlarından kanoyla geçen 16 yaşındaki Daniel McGinnis, adaya çıkıp gezmeye başladı. Eski bir patikadan ormanın derinliklerine yürüyen genç, ağaçsız bir bölgeye çıktı. Bu açık alanda tek bir büyük meşe ağacı vardı. Ağacın dallarından biri budanmıştı ve budanan kısımlar topraktaki bir göçüğün 5 metre kadar üstünde uzanıyordu. Bu göçük nokta Daniel McGinnis'in dikkatini çekti. O an çöküntünün yıllarca gizemi araştırılacak dipsiz kuyu efsanesini başlatacağından habersizdi.

#3
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

DEFİNE OLABİLİR: McGinnis çöküntünün altında bir define olabileceğini düşündü. Hemen adaya 6 km uzaklıktaki evine, Chester'a geri döndü. Ertesi gün yanında 20 yaşındaki John Smith ve 13 yaşındaki Anthony Vaughn'la Oak Adası'na döndü. Çukuru kazmaya koyulan üçlü ilk çalışma saatlerinde şaşkınlığa düştü, yüzeyin 60 cm kadar altında taşlarla örtülü bir delik vardı. Üç metre aşağıda ise giriş, meşe kütükleriyle boydan boya kapatılmıştı. Gençler çalışmaya devam ettiler, 6 ile 9 metre arasında aynı kütüklere rastladılar. Yorgunluk ve bir türlü sonuna ulaşamamak 3 arkadaşı pes ettirdi. Ve kuyuyu o halde bırakıp evlerine döndüler.

#4
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

EFSANE CANLANDI: Bu olay, kuyuyla ilgili efsanelerin de canlanmasına neden oldu. Chester'a gidip bulduklarına inandıkları defineyi çıkarmak için destek aramaya başlayan gençler, maalesef bölge halkından istedikleri yardımı bulamadılar. Chesterlı bir kadının annesi bölgeye ilk yerleşen kişilerdendi. Kadın bir anıdan söz etti. Vaktiyle adada ateşler ve garip ışıklar görünmüştü. Bir tekne dolusu adam, ne olup bittiğini incelemeye gitmişler. Sonra da arkalarında hiç iz bırakmadan yok olmuşlardı. Kadına göre, akıllı bir insan bu adanın yakınından bile geçmemeliydi.

#5
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

3 arkadaş yıllar sonra bir kez daha denediler. Bu kez bekledikleri yardımı tam 9 yıl sonra 30 yaşında hali vakti yerinde biri olan Simeon Lynds'den alabildiler. Lynds, Anthony Vaughn'ın kendisine anlattığı öyküden etkilenmişti. Üç gençle araştırmalarına yardımcı olmak için bir ortaklık kurdu. Bu arada John Smith de kazdıkları yeri çevreleyen arazinin bir kısmını satın almıştı. Daha sonraki 30 yıl süresince kalan kısmı da parça parça satın aldı. Sonunda adanın tüm doğu yanı, onun mülkiyetine geçecekti. Grup 1804 yılında esrarengiz Oak Adası'na böyle çıktılar.

#6
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Ancak çukur ne kadar kazılırsa kazılsın, sonu gelmiyordu. Aradan geçen yıllar boyunca kimse buraya el sürmemişti. İlk aşamada 27 metreye ulaşıldı ve her üç metrede bir aynı meşe kütüklerinin bulunduğu görüldü. 12 metreden sonra kütüklerin üstünde bir kömür tabakası vardı, 15 metrede bir kat cam macunu, 18 metrede ise bir kat hindistancevizi lifi bulundu. Ve 27 metreye gelindiğinde en garip şey keşfedildi, burada üzerinde bilinmeyen garip bir yazının bulunduğu bir taş bulunuyordu. Taşı çıkardılar, ancak kuyuya yoğun şekilde su dolunca çalışmaları yine yarım bıraktılar.

#7
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

BU GİZEMLİ TAŞIN SIRRI ÇÖZÜLEMEDİ: Bu taş başka bir yerden getirilmemişti, adanın taşıydı. Üzerindeki garip işaretlerle bu taş, kuşkusuz çok değerli bir ipucuydu. John Smith taşı adada yaptığı evin şöminesinin arkasına dikti. Bu düşüncesiz davranış, zaten silinmeye yüz tutan sembollerin korunmasına engel oldu. Yarım yüzyıl sonra taş, Halifax'ta sergilendi. Serginin amacı çukurda keşif yapabilmek için daha fazla gelir sağlanmasıydı. O sırada bir yabancı diller profesörü, şifreyi çözdüğünü iddia etti: “10 adım aşağıda iki milyon sterlin.” Bu yüzyılın başlarında taşı gören bir başkası ise 1935 yılında başka bir şey hatırladı. Son bir sözcük daha vardı. Ama o, taşı tekrar gördüğünde üstündeki yazı tamamen silinip gitmişti. O günden bu yana taşı başka gören de olmadı.

#8
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Çukurdaki suyu boşaltmak için denenen tüm yolların başarısızlıkla sonuçlanması, çukurun üstün bir mühendislik eseri olduğunu ortaya koyuyordu. Bir uzmana göre, açılan tünel, disiplinli 100 adamla, günde üç vardiya halinde ancak 6 ayda tamamlanabilirdi. Onları böylesi yıpratıcı bir çalışmada yöneten kişinin ise, çok iyi eğitim görmüş, deneyimli bir mühendis olması gerekiyordu.

#9
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

30 metre aşıldığında çok düzgün bir platformla karşılaşıldı. Burada üstte 10 cm kalınlığında meşe katmanı, altında da 55 cm kalınlığında metal parçacıklarından oluşmuş bir diğer katman vardı. Bunları 20 cm´lik yeni bir meşe katmanı, ardından yine 55 cm´lik yeni bir metal katman ve en altta da 10 cm´lik yeni bir meşe katmanı takip ediyordu.

#10
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Her seferinde su basmasıyla başa dönüldü. Her pes edilişte çukur tekrar suyla doldu ve çalışmalara baştan başlamak gerekti. 1861, 1893 ve ve 1897'de yapılan detaylı çalışmalar da benzer su baskınları ile sonlandı. Artık bu çukurda çok büyük bir hazine olduğuna inanç tamdı. Yavaş yavaş derinlere inen şirketler, 52. metreye kadar kazmayı başardı. Burada karşılaştıkları şeyle tam anlamı ile şoke oldular. Çünkü ulaştıkları şey bir çimento katıydı. İki metre kalınlığındaydı, çevresinde 17 cm yüksekliğinde ince duvarlar vardı. Bir kısmı ahşaptı, sonra boşluklar vardı ve arada da ne olduğu anlaşılamayan başka bir madde bulunuyordu. Bundan sonra matkap yumuşak bir metal katmana ulaştı, altında 90 cm kalınlığında metal parçacıkları ve ardından yine yumuşak metal katmana daha ulaşıldı.

#11
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Günümüze kadar araştırmalar hiç durmadı Teknolojinin de yardımıyla devasa iş makineleri getirildi ve çalışmalar hep devam etti. Daniel Blankenship, 1966´da işe 14 metrelik yeni bir tünel açarak başladı ve el yapımı dövme demirden yapılmış bir çivi ve bir rondela buldu. 1967´de yine el yapımı bir çift makas bulundu. Makasların İspanyol-Amerikan yapımı oldukları, büyük bir olasılıkla Meksika´da yapıldıkları ve 300 yıllık oldukları belirlendi. Aynı yerde kalp biçiminde bir de taş vardı. 60 cm kalınlığında, 19 m uzunluğunda kütükler keşfettiler, üstlerinde Roma rakamları vardı ve bazılarında çiviler de bulunuyordu. Kütüklere karbon deneyi yapıldığında 250 yıllık oldukları anlaşıldı. Adanın batı ucunda iki ahşap yapı ve plajda 2 m derinlikte hiç kullanılmamış bir çift deri ayakkabı da bulunan esrarengiz cisimler arasındaydı.

#12
Foto - Bu kuyunun dibi bulunamıyor! Hem de tam 225 yıldır

Son bulgular her şeyi yine karıştırıyor Üç sene önce adada bulunan Roma dönemine ait kılıç, düşünülen her teoriyi yıkacak gibiydi. Çünkü 2. yüzyıla ya da daha öncesine ait olduğu düşünülen kılıç, Romalıların sanılandan çok daha önce Kanada'ya geldiğini ve burada yerli halkla bir savaşa girmiş olabileceğini gösteriyor. Çukuru kimin yaptığı dibi gibi halen muamma. Yapımcılar şu sıralar "Oak Adası'nın Laneti" adında bir dizi belgesel çekiyor. Romalılar, Vikingler, Aztekler, uzaylılar, korsanlar, Tapınak Şövalyeleri ya da gizemli bir medeniyet mi bilinmiyor. Bilinen büyük bir mühendislik eseri olan kuyunun ya da çukurun dibine bir türlü ulaşılamadığı gerçeği.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23