Gazetemiz okurlarından İsmail Kumbuzoğlu, "Balın tadı, tarifle anlaşılmaz" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
İsmail Kumbuzoğlu
1980 İhtilalinin baş aktörü Kenan Evren, önce Konsey Başkanı, sonra da Cumhurbaşkanı oldu. O zamanın ABD başkanı, bir sinema aktörü Ronald Reagan’dı. İkinci rollerde oynayan bir artist.
ABD’li yöneticilere göre “Bizim Çocuk” dedikleri Kenan Evren; ihtilali başarı ile yaptığı için, Reagan’a tekmil vermesi gerekiyordu.
Bunun için de randevu alması şarttı. Tam üç yıl randevu istedi. Sonunda “Önümüzdeki Hafta İçin Randevu İsteğiniz Kabul Görmüştür” denilmiş.
Omuzu dolu, onuru boş Evren, gider Amerika’ya. Hafta belli; lakin gün, saat, dakika belli değildi. Sıradan bir vatandaş gibi, ekibiyle otellerde konaklar. Haftanın dördüncü gününde, saat 14’te randevu gerçekleşir. Görüşme sadece 7 dakika sürer. Hadi rakamı biraz büyütelim: 420 saniye.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Ben o zaman, Trabzon-Karaçam Merkez İlkokulu Müdürüydüm. Bu durumu, öğretmenler odasında 17 öğretmenle değerlendirdiğimiz için, beynimde kazınmış bir anekdot olarak kaldı.
Sol görüşlü bir öğretmenin elinde Hürriyet Gazetesi vardı. Ve o gazetenin manşetini de hiç unutmuyorum: “TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK ONUR”...
Yeni yetme gençler. Buna benzer daha neler var. Ben sadece bir örnek verdim. Siz bunları bilemezsiniz. Bizim çektiğimiz acıları hissedemezsiniz. Ülke olarak, millet olarak; idarecilerimizin ve medyamızın önderliğinde BATI’YA KARŞI, inanılmaz bir aşağılık duygusuna sahiptik. Bu nedenle siz yeni yetme gençler: “ONE MİNUTE”nin Türkçe anlamını biliyor olabilirsiniz. Lâkin bu cümlenin; ben ve benim yaşımda olanlara verdiği hazzı duyamazsınız. Çünkü balın tadı, tarifle anlaşılmaz.