• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan 'ikinci 100 gün' açıklaması: 5 yıllık yol haritaları hazırlandı

Yeniakit Publisher
2018-12-11 23:45:00 -
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan 'ikinci 100 gün' açıklaması: 5 yıllık yol haritaları hazırlandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ilk 100 günde 5 yıllık yol haritalarının hazırlandığını belirterek, "İlk 100 günde Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıklar olarak 81 ilde uyguladığımız proje ve faaliyetler ile yerelin kalkınmasına ilişkin göstergelerin yakından takibine yönelik bir sistem geliştirilmiştir. İkinci 100 günde de bu sistem 81 ilde uygulamaya alınacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uyum amacıyla yürürlüğe giren mevzuat değişiklikleri de uygulamaya alınacaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayın yanı sıra Kamu Denetçiliği Kurumu, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığının 2019 yılı bütçeleri üzerinde TBMM Genel Kurulunda söz aldı.

2019 yılı bütçesinin, 2002 yılı sonundan itibaren istikrarlı bir şekilde büyüyen Türkiye'nin daha da büyümesine, kalkınmasına, daha müreffeh bir ülke haline gelmesine vesile olacağını belirten Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte, idari ve mali yönetim ve bütçe sürecinin etkinliğini artıracak bir altyapıya kavuşulduğunu ifade etti.

İlk 100 günlük İcraat Programı ile Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk somut çıktılarının alınmaya başlandığını ve 400 projenin hayata geçirildiğini dile getiren Oktay, ilk 100 günlük uygulama sonuçları ile ikinci 100 günlük İcraat Programının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarafından önümüzdeki günlerde açıklanacağını söyledi.

İlkinde olduğu gibi ikinci 100 günlük İcraat Programında da katma değeri yüksek ürünlerin hayata geçirilmesine yönelik projeler ile vatandaşın hayatını kolaylaştıracak hizmet odaklı projelerin yer aldığını aktaran Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ilk 100 günde her bir Bakanlık ve kurum gelecek 5 yıllık yol haritalarını hazırladılar. İkinci 100 günde ise 5 yıllık yol haritaları nihaileştirilerek uygulamaya alınacaktır. Burada ifade edilen yol haritaları en ince detaylarına kadar çalışılmıştır, gerçektir, gerçekçidir. İlk 100 günde Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıklar olarak 81 ilde uyguladığımız proje ve faaliyetler ile yerelin kalkınmasına ilişkin göstergelerin yakından takibine yönelik bir sistem geliştirilmiştir. İkinci 100 günde de bu sistem 81 ilde uygulamaya alınacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uyum amacıyla yürürlüğe giren mevzuat değişiklikleri de yine uygulamaya alınmaktadır ve alınmaya devam edecektir. "
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye için AB üyeliğinin, stratejik bir dış politika hedefi olduğuna işaret ederek, "AB ile ilişkilerimiz çok boyutlu ve köklüdür. Katılım sürecinde şu ana kadar açılan fasıl sayısı 16'dır. Hali hazırda, 14 fasıl üzerinde gayri kanuni olarak AB'ye üye yapılan Güney Kıbrıs Rum Yönetimine bağlı sebeplerle blokaj bulunmaktadır. Ülkemiz, dışa açılım politikalarımızın sonucunda, hali hazırda 241 dış temsilcilik ile dünyanın en geniş temsil ağına sahip 5'inci ülkesi durumundadır. Dış temsilcilik sayımız, ülkemizin uluslararası alandaki artan etkinliğinin en açık göstergesini teşkil etmektedir." diye konuştu.

Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesinde dinamik, milletin ihtiyaçlarına hızlı cevap veren, gelişmelere hızlı uyum sağlayan, doğru ve sürdürülebilir politikalar geliştirebilecek bir sistem oluşturulmasını hedeflediklerini kaydetti.

Vatandaşlara, özel sektöre ve kamunun kendisine verdiği hizmetlerin yüzde 93'ünün e-Devlete entegre edildiğini bildiren Oktay, 2019 sonuna kadar uygulamanın tamamlanacağını bildirdi.

Belge değil beyan esasına dayalı kurulan sistem tamamlandığında devlette olan hiçbir belgenin vatandaştan talep edilmeyeceğini söyleyen Oktay, "Dijital Dönüşüm Ofisimizle, akabinde kararlılıkla sistemi akıllılaştırmaya yani dijital dönüşüme odaklanacağız. Bu değişim beraberinde devlet ve vatandaş arasında beyan ve güven ilişkilerine dayanan toplumsal dönüşümü başlatacaktır." ifadelerini kullandı.

'CİMER'e 3 milyon civarında başvuru ulaştı'

Oktay, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) adı altında birleştirilen Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) ve CİMER'e, şimdiye kadar 3 milyon civarında başvuru ulaştığını, başvuruların yaklaşık yüzde 83'ünün sevk ve cevaplama işlemi yapıldığını söyledi.

Gazetelerin son zamanlarda başta kağıt olmak üzere üretim maliyetlerinin artması nedeniyle içinde bulundukları ekonomik sıkıntıların aşılması noktasında yılbaşından itibaren yürürlüğe girecek düzenlemenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylandığını anımsatan Oktay, "Buna göre, yayın ücreti yüzde 20 artırılarak 15 Türk Lirasına, günlük fiili satış ortalaması 50 binden fazla gazetelerin yayın ücreti ise yüzde 12,50 artırılarak 45 Türk Lirasına yükseltilmiştir" dedi.

'11. Kalkınma Planı hazırlık çalışmaları katılımcı şekilde yürütüldü'

11. Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarının, yeni hükümet sistemi çerçevesinde, Strateji ve Bütçe Başkanlığı kalkınma vizyonuyla, ekonomik ve sosyal politikalarla uyumlu biçimde sürdürüldüğünün altını çizen Oktay, "2017 yılında başlatılan 2019-2023 yıllarını kapsayan On Birinci Kalkınma Planının hazırlık çalışmaları, 2018 yılında da katılımcı bir şekilde yürütülmüş, bu kapsamda 75 Özel İhtisas Komisyonu ve Çalışma Grubu toplantılarına ilaveten TBMM komisyon üyeleri, bölgesel kuruluşlar, bakanlıklar ve farklı paydaşlarla istişare toplantıları düzenlenmiştir. Plan tamamlandığında Meclisin onayına sunulacaktır." ifadelerini kullandı.

Oktay, 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında "Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum", "Yenilikçi Üretim ve İstikrarlı Büyüme", "Yaşanabilir Mekanlar, Sürdürülebilir Çevre" ve "Kalkınma İçin Uluslararası İşbirliği" eksenleri altında eğitim, sağlık, güvenlik gibi 50 alanda hedef ve politikalarla, bunlara ilişkin 444 tedbir belirlendiğini, bu tedbirlerin, üçer aylık dönemler halinde izlenip, değerlendirileceğini söyledi.

2019 yılı yatırım proje tekliflerinin değerlendirilmesinde; azami tasarruf ilkesiyle kalkınma potansiyelini destekleyici mahiyetteki iktisadi ve sosyal altyapı yatırımları ile devam eden projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek olanlara öncelik verildiğine dikkati çeken Oktay, "2019 yılında toplam kamu sabit sermaye yatırımları 123 milyar TL'dir. Bu tutar, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 2,8'ine tekabül etmektedir." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Önümüzdeki dönemde Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelinin uygulanmasında dünya uygulamalarını dikkate alarak projelerin hazırlık süreci başta olmak üzere kamu kuruluşlarının KÖİ modeli konusundaki kapasitelerinin artırılması faaliyetlerine devam edeceğiz." açıklamasını yaptı.

Ülke, genelinde yaklaşık 89 bin cami bulunduğunu bildiren Oktay, Diyanet İşleri Başkanlığının sunduğu dini hizmetleri, yaklaşık 87 bin imam, müezzin ve cami görevlisi eliyle yürüttüğünü aktardı.

'MİT ile diğer güvenlik kurumlarının iş birliği terörü azalttı'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla MİT Başkanlığı ile diğer güvenlik kurumlarının iş birliği içerisinde başarılı operasyonlar gerçekleştirmesi neticesinde terör örgütlerinin faaliyetlerinde son dönemde hissedilir bir azalma olmuştur." dedi.

Küresel ve bölgesel gelişmeler ile tehditlerin hızla evrildiği günümüzde, içinde bulunulan coğrafyanın öneminin de giderek arttığını belirten Oktay, ekonomik rekabete dayalı küresel güç dengeleri ile ittifak ilişkilerinin değiştiği, teknoloji ve sosyal medya kullanımının arttığı, psikolojik savaş ve siber saldırıların daha da yoğun hale geldiği bu sürecin Türkiye'yi doğrudan ve dolaylı etkilediğini ifade etti.

Bu kapsamda, Türkiye'ye hasım ve rakip olan ülkelerin güdümünde bulunan ve çıkarlarına hizmet eden PKK/KCK, PYD/YPG, FETÖ/PDY, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin Türkiye için tehdit olmaya devam edeceğinin bilinen bir husus olduğunun altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel yeni tehditlerle daha da boyutlanan güvenlik sorunları, MİT Başkanlığının üstlendiği görevleri daha da önemli hale getirmektedir. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla MİT Başkanlığı ile diğer güvenlik kurumlarının iş birliği içerisinde başarılı operasyonlar gerçekleştirmesi neticesinde terör örgütlerinin faaliyetlerinde son dönemde hissedilir bir azalma olmuştur. "

Oktay, MGK Genel Sekreterliğinin de kanunlarla verilmiş görev ve sorumluluklarını demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde yürütmeye devam ettiğini söyledi.

'Türk savunma sanayiini geliştirmek için çalışıyoruz'

Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin modernizasyonunun sağlanmasına yönelik faaliyetleri yürüten Savunma Sanayii Başkanlığını farklı kılanın, ihtiyaç duyulan silah, sistem, araç ve ekipmanların tedarikinde azami ölçüde yerli ve milli imkanların kullanılmasını sağlaması olduğunu belirten Oktay, şunları kaydetti:

"Milli savunma sanayiini geliştirmek, ülkemizin güvenliğine hakim olmak, geleceğimizi başka ülkelere emanet etmemekle eşdeğer öneme haizdir. Bu bakış açısıyla Silahlı Kuvvetler ve güvenlik güçlerimizin ihtiyaçlarını tedarik ederken Türk savunma sanayiini geliştirmek için çalışıyoruz. Bu çerçevede 2002 yılında yüzde 15'ler seviyesinde bulunan savunma sanayi yerlilik oranı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu liderlik, vizyon, güçlü destek ve takibi ile bugün itibarıyla yüzde 65 seviyesini aşmış durumdadır. Bu rakamların artışı, birçok başka alandaki artışlardan farklı bir anlama da gelmektedir. Savunma sanayi alanında yüksek yerlilik seviyesine ulaşmak demek savunma sanayinin bağımlılık oranının azalması anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu rakamlara önem verip telaffuz ediyoruz. Yakın bir geçmişte sınır ötesinde başlattığımız ve başarı ile sonuçlanan operasyonlar ve terörle mücadele harekatlarında kullanılan milli ve yerli ürünlerimiz de bu artan bağımsızlığın göstergesi niteliğindedir."

Savunma sanayideki bu ivmenin sürdürülebilir olması ve ülkeye, güvenlik yanında farklı faydalar da sağlayabilmesi için bu alandaki ihracatın çok önemli olduğunu vurgulayan Oktay, savunma sanayi ürünlerinin yüksek katma değerli, cari açığın azaltılmasına fayda sağlayabilecek teknoloji yoğun ürünler olduğunu söyledi.

'İthal eden bir ülkeden ihracat yapan bir ülkeye dönüşüyoruz'

Bu çerçevede 2004 yılı sonrasında başlattılan ve bugün artık meyveleri alınmaya başlanan büyük projelerde ihracat fırsatlarının da bulunduğunu kaydeden Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu fırsatlar ülkemiz için farklı bir dönüm noktası olacaktır. Geçtiğimiz dönemlerde savunma alanındaki ürünleri ithal eden bir ülkeden artık ihracat yapan bir ülkeye dönüşüyoruz. Bu dönüşüm ülkemize her alanda önemli katkılar sağlayacaktır. Bu çerçevede, 2002'de 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatımız 2017 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 2 Milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu yıl Pakistan ile imzaladığımız ATAK Helikopteri, MİLGEM Savaş Gemisi gibi büyük projelerle birlikte önümüzdeki yıllarda bu rakamın çok daha yukarılara çıkarılmasını hedefliyoruz. Ayrıca çok sayıda ülkenin, yerli ve milli imkanlarla ürettiğimiz ATAK Helikopterimiz, MİLGEM Savaş Gemimiz, İHA ve SİHA’larımız, zırhlı kara araçlarımız ile ilgilendiğini burada iftiharla belirtmek istiyorum."

Savunma Sanayii Başkanlığının ülke açısından büyük önem taşıyan yaklaşık 600 projeyi yürüttüğünü aktaran Oktay, HÜRKUŞ'un bir sonraki aşaması olarak jet eğitim uçaklarının da yerli ve milli imkanlarla üretilmesini amaçlayan HÜRJET Projesi için çalışmalara başlandığını söyledi.

Milli Muharip Uçak (TF-X) Projesi ile Hava Kuvvetleri Komutanlığının 2030'lu yıllardan sonraki muharip uçak ihtiyacının yurt içinde özgün tasarım modeli ile karşılanmasının amaçlandığını belirten Oktay, projenin gerçekleştirilmesi ile Türkiye'nin, dünyada muharip uçak üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip 4'üncü ülke olacağını söyledi.

'MİLGEM ile ülkemiz sınırlı sayıda ülke arasına girmiştir'

24 saate kadar havada kalabilme kapasiteleri ve silahlı görev yapabilme kabiliyetleri ile halihazırda sahada etkin bir şekilde kullanılmakta olan İHA/SİHA'ların güvenlik güçlerinin gücüne güç kattığını bildiren Oktay, şu açıklamalarda bulundu:

"2019 yılında ise İHA/SİHA alanında geldiğimiz noktayı bir sonraki aşamaya taşıyacak çok daha fazla faydalı yük taşıma kabiliyetine sahip Taarruzi İHA AKINCI ilk uçuşunu yapacaktır. MİLGEM Projesi ile ülkemiz; kendi savaş gemisini tasarlayıp inşa edebilen sınırlı sayıda ülke arasına girmiştir. Proje kapsamında dördüncü gemi Kınalıada’nın seyir testleri devam etmekte olup; firkateyn sınıfında olan beşinci gemi İstanbul’un inşası ise sürmektedir. Deniz Kuvvetlerimizin gücüne güç katmak için sürdürdüğümüz çalışmalar kapsamında Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimiz TCG Anadolu tek kalemde yürütülmekte olan en büyük projemiz niteliğindedir. Ana muharebe tankının milli imkanlarla tasarlanması, geliştirilmesi ve üretimini içeren Altay Projesi ile prototip tanklarımız başarıyla üretilmiş; seri üretim için de ihalesi sonuçlandırılarak sözleşme imzalanmıştır. Bunun yanında çeşitli ülkelere ihracatı da yapılan zırhlı araçlarımızda üretim ve teslimatlar devam etmektedir. Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında; S-400 alımına ilişkin imzalanan sözleşme ile bir adedi opsiyon olmak üzere iki adet sistem tedarik edilecektir. Projenin bir aşaması olarak uzun menzilli bir hava savunma sisteminin milli imkan ve kabiliyetler göz önünde bulundurularak tasarlanıp üretilmesine yönelik çalışmalar da sürdürülmektedir."

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23