Kürtaj yapan ya da kürtaj yaptırmayı kabul eden insanlar, birçok hayatı katlederken, kozmetik gibi bazı sektörlere de hizmet etmiş oluyor.
"İşte acı bir gerçek... Kendisinden filmin editörü olmasını istedik. Kabul etti. Filmi seyretti, editör oldu ama odadan çıktıktan sonra bir daha kürtaj yapmadı. Kamerayla çekim yapacak kadın da özel olarak seçilmişti. Bu kadın kürtajı şiddetle savunan bir feministti. Ancak kendi eliyle görüntülediği filmi seyrettikten sonra kürtajla ilgili konularda hiçbir tartışmaya katılmadı.
Filmde önce bebek ana rahminde rahatça hareket ederken görüntüleniyor. Kürtajı yapan kişi rahme müdahale ettiği zaman çocuk bir an dona kalıyor. Müdahalenin aksi istikametine, rahmin diğer tarafına doğru kaçmaya çalışıyor. Kalp atışları 140’tan 200’e çıkıyor. Kürtaj yapan kişi çocuğu ararken çocuğun dehşetle ağzını açtığını görüyorsunuz. Sonra kürtaj yapan el ona doğru uzanıyor, çocuğun ağzı öylesine açılıyor ki, çığlık atışını filmde görebiliyorsunuz.
Kürtajı yapan ya da olmayı kabul eden insanlar acaba bir hayatı katlettiklerinin farkındalar mı?”
Fransa, ABD ve Avrupa ülkelerine satılıyor
Kürtaj hikayesinin satırlarını bile okurken insan ürperdiği halde nasıl olur da hissettiği, yaşadığı bir şeyden dehşete kapılmıyor ve korkmuyor? Aslında iş bununla da kalmıyor, insanoğlu vahşetini bir kürtajdan arta kalan ceninlerin kullanımıyla sergilemeye devam ediyor. Nitekim kozmetik firmalarının ürünlerinde kürtajla alınmış bebeklerin ceninleri kullanılıyor. Başta Fransa’da kullanılmak üzere birçok 3. dünya ülkesinden getirilen kürtajla alınmış bebeklerin kozmetik firmalara satıldığı bildiriliyor. Bunun delili olarak da ABD ve Avrupa’da kamyonlar dolusu ceninin ele geçirilmesi gösteriliyor.
Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein’ın ürünlerinin reklamlarında ‘’Cildin gen ve yaşayan hücrelerle’’ güzelleştiği belirtiliyor. Gel gör ki, bu ürünlerin yapımında kullanılan COLLOGEN adlı maddenin ceninden elde edildiği bilindiği halde zavallı güzellik düşkünü insanlar da ciltlerinin güzelliği için kullandıkları kozmetik ürünlerinin mayasında, katledilen birçok hayatın var olduğunun farkında bile değiller. Yoksa aksi olarak ‘’Vahşetle güzellik olmaz’’ düsturundan çok mu uzak bu insanlar?
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Türkiye gizli cenin cenneti
Dünya bu vahşette yüzerken Türkiye geri kalır mı? Araştırmalar Türkiye’nin gizli cenin cenneti olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim Türkiye’nin en büyük doğum hastanesi olan ismi bizde saklı kadın hastanesinde çalışan üst düzey bir yetkili kürtajla alınan ceninlerin kozmetik firmalarına satıldığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, kozmetik firmalarının kürtaj yapılan bütün hastanelere eleman gönderdiğine dikkat çekerek bu elemanların ceninleri satın alma işlemini son derece gizli yürüttüklerini ve bu ticaretten hastanelerin hayli yüklü gelir de elde ettiğini kaydediyor.