Gazetemiz okurlarından Ali Lale, "‘Nerede bu millet nerede bu devlet’" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Bu sözü hatırladınız değil mi? Aslında o günlerde bu sözü söyleyen Reha MUHTAR doğruyu söylüyordu. Gördüğü vahşeti, sorumsuzluğu birileri belki sahip çıkar diye var gücüyle haykırıyordu. “Yok mu devlet, nerede bu devlet, nerede bu millet?” diye haykırıyordu. Üniversitelerde meydana gelen öğrenci kavgaları, ölüm ve yaralamalar, gayri meçhul cinayetler, dağa kaçırmalar, gündüz gözüyle sokakta adam öldürmeler, her türlü mafyanın cirit attığı ve her türlü ajanların oyun kurdukları birer arena halinde olan bir Türkiye… Reha MUHTAR o gün söyledikleri sözleri belki bazılarının damarına dokunur da bu halden birileri devlet ve millet adına bu ortama çekidüzen verir. Maalesef o günkü Reha MUHTAR’ın haykırışları, sanki bir cesede seslenir gibi karşılık bulamıyordu.
Bugün bu hükümeti sürekli eleştiren, hiçbir doğrusunu takdir etme erdemliğini göstermeyen, o gün kulakları Reha MUHTAR’ın haykırışlarına yanıt verebilecek, “devlet burada” diyebilecek babayiğitler yoktu. Sivas’ta sanatçılar ateşle boğuşurken o günkü belediye başkanı hiç oralı olmadığı gibi olayları kimin yaptığı, kimin planladığı açığa çıkmadı değil mi? Çünkü Reha Muhtar’ın deyişi doğruydu. Ortada ne devlet ne de sorumlu birileri vardı. Bugün o kiri üzerinden atamamış siyasetçiler; sanki geçmişte bu devleti görmedik! Ülkesini ve milletini düşünen siyasetçi, elbette ki olumlu eleştiri yapar, yapmalıdır. Ama sen iyiye de kötüye de kötü dersen, millet sormayacak mı “yahu sizin derdiniz nedir“ diye. Hükümet iyi yaptığı zaman da kötü diyorsunuz, siz ne istiyorsunuz. Sizin istekleriniz de bizi bağlamaz, mantık olarak millet bunu demektedir. Sandıklarda bunu fiiliyata dökmektedir.
Bugün bu virüs mücadelesinde eski Türkiye olsaydı ABD’de olduğu gibi fakirlerin cesetlerini sokaktan toplayarak çukurlara gömeceklerdi ancak parası olanlar tedavi görebilecekti. Hastanelerde yer kalmayacaktı, burada da yine dış güçlere fitne üretme fırsatı ve imkânı sağlanacaktı. Virüsün yanı sıra her tarafta terör esecekti. Nasıl olur demeyin biz bunları yaşadık. İkindiden sonra dışarıya çıkmak her babayiğidin işi değildi. Çünkü kör bir kurşuna gitme olasılığınız yüksek olurdu. Bunu da hiç kimse göze almıyordu. Bunları niye yazıyorum. Bugünkü siyaset ülkesini zor duruma sokmak, dış ülkelere karşı itibarını düşürmek için her türlü fiiliyatın içine giriyorlar. Öyle yapacağınıza millet için fedakârlık gösterin, millet bir aynadır. Korkmayın millet için yaptığınız her faydalı davranış hanenize artı olarak yansıyacaktır. Bu biraz sabır, biraz milletini sevmekle gerçekleşir. Bu gemide ben de bulunduğum için iyi ve güzel seyir ederse hepimiz rahat ederiz. Hiç kimseyi kırmak ve kötülemek için yazmıyorum. Ülkem ve milletim için faydalı gördüklerimi söylüyorum.