• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Temiz siyâset ve CHP!!

Yeniakit Publisher
2019-12-05 13:33:00 -
Temiz siyâset ve CHP!!

Gazetemiz okurlarından Kubilay Ertekin, "Temiz siyâset ve CHP!!" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Kubilay Ertekin/Kuşadası

O ideolojinin; müfsit-müflis bozguncu, kışkırtıcı, müfteri ve şarlatanlıkta ün yapmış olan bir herifi-nâşerif ve yandaşları sürekli olarak “Kuvâ-yı milliye” lafını kirli ağızlarına sakız yapmaktadır... Biz o kelimeye can ve hayat verip sonunda onun ve benzeri binlerce din adamının (tıpkı torunlarının yıllarca kat sayı-kamusal alan başörtü-türban) zulmüne ve ayrımcılığına mâruz kalıp rejim düşmanı(!) olarak görülmüş olan gerçek bir ‘Kuvâcı’nın ifâdesiyle söze girmek istiyoruz..     

“Temizlik îmandandır diyor, peygamber-i zîşânımız.

Çok temiz olmalıyız ki, kuvvet bula imânımız.”…(Tepeköylü Esat İleri hoca) Bu aziz ve Muhterem hocamız tıpkı “Çelik alay ve Demir alay” ismiyle kurdukları halk ordusuyla düşmanla cephelerde elinde mavzer, sırtında cübbeleriyle savaşan gerçek kuvâcılar ve o kutsal harekete (laik-Kemâlist ideoloji ile) değil, Îmanlarına istinâden, bütün Anadolu halkıyla birlikte can ve ruh veren kimselerdi. Merhum hocamızın manzum hâle getirdiği hadîsi şerif gibi temizlik ve temiz siyâset, ancak imanı olan kimseler için geçerlidir. Aksi takdirde  Allâh’a, (CC) Peygambere(SA) dîne, ezana, Kur’ân’a küfreden, 15 Temmuz’da salâ veren din görevlilerini linç ederek milletin MÂBEDİNİ tahrip ve talan eden öyle bir zihniyette temizlik aramak, çölde su aramak kadar abesle iştigal ve büyük bir hamâkat  örneğidir. O zihniyet ve ideoloji sâhipleri zikredilen habâset ve düşmanlık duygularıyla adı geçen kelimenin içini çoktan boşaltmış ve yerini materyalizm, Marksizm, ateizm ve şahısperestlikle doldurmuşlardır…     

Müslüman bir milleti DÎNİNDEN koparmak ve hiçbir gereği, lüzûmu yokken, binlerce Câmiyi ahır-samanlık, nalbant dükkanı, bar-pavyon, askerî kışla, depo ve CHP parti binası şeklinde kullanıp haraç-mezat birkaç liraya satarak o mâbetlerin sefih yerler için kullanımını bir devlet politikası hâline getiren ve kısmen de bu zihniyetlerini sürdüren siyâsi bir oluşumda temizliğin zerresi olamaz. O zihniyet sâhipleri yapılan bunca zulüm ve aykırı davranışlarından dolayı mağdur ve mazlum halkımızdan ne zaman bir özür dileyip nedâmet hissi duymuşlar ve yaptıklarından nâdim olmuşlardır!? Millî irâde ve inanç düşmanlığına odaklanmış olan bir zihniyet, demokratik sistemin  gereği olarak halkın seçmiş olduğu Cumhurbaşkanını ve onun şahsında milletin ezici çoğunluğunu teşkil eden kesimi dışlamakta ve “saray” hezeyânı ve saplantısı ile hâlâ ona ve millete boykot uygulamakta, düşmanlıkta direnmektedirler…
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Bu düşmanlığa, kin ve nefret duygusuna içlerinden çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Türkiye Barolar Başk. olan M. Feyzioğlu, tıpkı diğerleri gibi yakın zamana kadar çok müfrit ve müzmin bir başörtü, Tayyip Erdoğan düşmanı idi. Fakat onun mâkul ve mantıklı davranışlarını, ülke için verdiği onca hasbî, samîmi mücâdeleyi görünce insâfa gelerek gerçeği anladı-gördü, ayağı suya erdi ve inadından vazgeçerek sayın Cumhurbaşkanı ile diyaloğa girdi. Bunu gören ülkenin aydın (!) çağdaş, ilerici hukukçuları, (!) onun mesâi arkadaşları ve adam geçinen bir sürü müptezel, koro hâlinde bay Feyzioğlu’nu resmen topa tuttular ve aforoz edip, laisizm ve Kemâlizm düşmanı ilân ettiler. İşte sol ideoloji sapkınlığı ülke ve millet için böylesine bir belâ ve musîbettir. Sözde bu adamlar ülke halkından hiç birisine ayrımcılık yapmadan onların hakkını savunacaklar öyle mi!?

Geçin efendim bunları… Siz o yâveleri, saçmalıkları külâhıma anlatın. İşte bu sapık ve  sakat zihniyetin siyâsi temsilcisi de muhâlefet maskesi altındaki mâlum yapıdır. Bu mudur temiz ahlâk(!) ve temiz siyâset!?  

Ayrıca; “Din bir zehirdir. Onu kaldırıp atmamız için bize  30 sene lâzımdır.”(Ş. Saraçoğlu.) “İslâm, 14 asırlık sakat ve köhnemiş bir inançtır(!). O yüzden bu DİN ile yürünmez. İslâm yerine Hıristiyanlığı yazmamız gerek” (M. E. Bozkurt. Yıl, 1925) Bitmedi, aynı zihniyettekilerin hezeyan ve inanç düşmanlıkları şöyle sürmektedir. ”Kâbe Arap’ın olsun Çankaya bize yeter” (Kemâlettin Kâmû) ve daha niceleri… Bütün bunlar Devletin arşivlerinde ve tarih kitaplarında aynen dururken, mücrimlerinin hiçbir şekilde nedâmet duymaz ve utanmazlık içinde iken, benzer zihniyetin sürdüğünü, bu fâsit yapı ve ideolojiyi düzeltmeye çalışanlara karşı çıkıp iğrenç bir şekilde linç kampanyası uygulamaları, o yıllardan beri bu zihniyettekilerin hiçbir şekilde değişmediğini gösteriyor…

Daha geçen hafta ve yaklaşık 20 yıl sonra tekrar TBMM’de baş örtülü bir M. vekiline  2. kez “SUSTURUN BU KADINI!” diyerek seviyesiz bir şekilde saldırıda bulunan bir yapı için temizlik ve temiz siyâset sâdece hayâl ve ütopyadır.  Onlar bunca tavırlarıyla yalnız ülkenin havasını, suyunu, birliğini-dirliğini toprağını değil, toplumun birleştirici unsuru olan dinamiklerini ve inanç değerlerini de kirlettiler. Nitekim ehli salât olan bir sürü insan her platformda inançların küfreden bu yapının peşinde temerküz etmektedir slogan hâline getirdikleri; “Hak, hukuk, özgürlük, eşitlik, herkese insanca davranmak” gibi mavallarına bakmayın. Hepsi yalan ve aldatmacadır. Bunların tamâmı lüpçü, hazırcı, asalak, çalışmadan geçinmeye alışmış olan çapulcu kesimler için bir yem borusudur. Dikkat ederseniz o yapıya ilgi gösterenlerin geneli bu tip kimselerdir. Şu gerçeği aslâ göz ardı etmemek gerekir. Son günlerde sokakta, caddede, çarşıda, pazarda, markette yolda iş yerlerinde tesettürlü kadınlara yapılan âdî ve alçakça saldırılar niçin hep aynı siyâsi yapı ve zihniyetin sapkınları oluyor!? Ve bu kadar derin ve katı bir inanç düşmanlıklarına rağmen niçin o habis lâşelerini düşman oldukları kesimin önüne ve nefret ettikleri Mâbetlere getirme zilletinde, iffetsizliğinde bulunmaktadırlar!? Eğer gerçekten nâmuslu ve haysiyet sâhibi kimseler iseler, bu rezil ve çarpık duruma mutlakâ mâkul ve mantıklı bir açıklama getirmeleri gerekir… Aslında bunlar demokrasi ve insan haklarına da ölümüne düşmandırlar. Örneği; her tür cunta ve darbecilerle iş ve eylem birliği içinde olmuş ve olmaktadırlar. “Ordu göreve!” pankartı altında çemkirenler bunlardır. “Ordu-yargı el ele, CHP iktidar” şeklinde iğrenç çığlıkları atanlar bunlardır. Milletin özgür irâdesiyle seçtikleri iktidarları darbeciler eşliğinde deviren ve ülkenin en değerli kimselerini, başbakan ve bakanlarını asanlara alkış tutma iffetsizliğinde, onursuzluğunda bulunanlar bu zihniyettekilerdir... Bu tıynet ve cibilliyettekiler tarihin ve insanlığın yüz karasıdırlar. En iğrenç ve rezil örneği,YASSI ADADIR… O yüzden bunların kirli ve karanlık nâsiyelerini, geçmişlerini anlatmak için bir yazı değil, koskoca tarih kitapları az gelmektedir. Bu tip kimseler için Merhum M. Âkif şöyle demiştir.

”Hangi bir seyyi-e (günah) yok defteri âmâlinizde!?

Sizi, dünyâda gören var mı ki,  ayık hâlinizde?”

Bunlar Müslümanlara, İslâm’a tavır aldıkları için gece-gündüz “Şârübülleyli vennhâr” devrimbaz tipler ve kimselerdir. Sonuç olarak materyalist ve Marksist ideoloji sâhiplerinde Din, vatan ve  mukaddes duygular olmayınca ne söylense boştur. O yüzden son günlerde kendi içlerindeki cerâhat-irin boşalınca, bütün ülkeyi kirlettiler ve gündemi değiştirip milleti fuzûli meşgul ettiler. Hazin olansa, bu necâseti başkalarına bulaştırmaya çalışma iffetsizliğidir. İstanbul’un fosseptiği, kanalizasyonu birtakım kimyâsallarla temizlenir ve dönüşüme uğraması sağlanır, çünkü onlar maddî kir ve necâsettir.

Ama, mâhut ve mâlum siyâsi yapıdaki kirlilik ve necâsetler mânevîdir. Hattâ içinde şirk-Allâh’a(CC) eş koşma ve Dîni inkâr gibi bin türlü habâset ve rezâlet vardır. O yüzden aslâ temizlenemez. Meğer ki hatâ ve günahlarından, halka yaptıkları onca zulümlerden ve milletin mukaddeslerine kuduzca salma iffetsizliğinden nâdim olup pişmanlık duyalar. Yoksa beyni ho, beyni haber. Her şeyleri boş ve koftur…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23