• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Türkiye’nin yerli otomobili ve bizim gerçeğimiz

Yeniakit Publisher
2019-12-31 13:46:00 -
Türkiye’nin yerli otomobili ve bizim gerçeğimiz

Gazetemiz okurlarından Ali Lale, "Türkiye’nin yerli otomobili ve bizim gerçeğimiz" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Ali Lale

Toplum olarak bizim kendimize olan güvenimiz iç ve dış politikalar tarafından uzun süreç içinde yapılan çalışmalarla toplum olarak ve birey olarak kendimize olan güvenimiz sıfıra indirilmiştir. Neden? Çünkü uzun bir süreç içinde yürümeyi bize yasaklayan dış güçler ve içerdeki yardakçıları bu milletin tüm üretkenliğini ve yeteneklerini yok etmişlerdir. Başta onların inançlarını değer yargılarını, kültürünü ve tarih bilincini yok etmişlerdi. Bunlardan yoksun olan bir birey kendini ister istemez eksik olarak görür, onun için sürekli birileri kopya vermesi gerekir. Kopya demişken aklıma birinin okul hatırası aklıma gelmiş, burada isim vermeyeceğim. Bir öğrenci orta dereceli okuldayken çalışkan bir arkadaşın yanında oturuyormuş, sürekli kopya çeken bu arkadaş, liseye geçerken, bir daha öyle çalışkan bir arkadaş bulamamış, kazanmış olduğu kötü alışkanlığından dolayı bir türlü kurtulamamış ve okulu bırakmıştır.

Emperyalist güçler; belli bir proje çerçevesinde, toplumumuza böyle kötü bir alışkanlık kazandırmışlardır. Emperyalistlerin ürettiği tüm ürünlerini, beyinlerini otlamaya göndermiş bizim gibi tüketici ülkelere malzemelerini satarak güçlenmektedirler. Güçlendikçe yine bizi uyutarak, malzemelerini satmaktadırlar. Bize benzeyen diğer Müslüman ülkeleri de aynı kıvama getirmişlerdi ve böylece bu kısır döngü devam etmiştir. Bu kısır döngüye çomak sokanlara da yardakçılarıyla birlikte düşman kesilmişlerdir.  

Toplum olarak inansak da inanmasak da böyle kötü bir alışkanlığı edinmiş olduğu gerçeği ortadadır.  İnsanlar; genel olarak bilmediği ve ulaşmadığının düşmanı olur veya muhalefet eder. Türkiye’de bu kötü alışkanlıkları kırmak isteyen bir lider çıktığı zaman da hep birden ona karşı tempo tutarız. Çünkü bize verdiği bu kültür; bizleri elsiz, ayaksız ve beyinsiz yapmıştır. El var kullanmıyoruz, ayak var ileriye yürümüyoruz. Beyin var ama çalıştıramıyoruz.

Bugün inansak da inanmasak da; girişimci, cesaretli ve tüm bu ezberleri bozan Türkiye’nin başında bir lider vardır. Tüm bu kötü alışkanlıkları bozmak için insanlara bu cesareti vermeye çalışıyor. İnsanlarımız da aslında bu kısır döngüden çıkmak istiyor, ama birinin desteğini bekliyorlar. Bu yerli otomobil olayı da böyle bir şeydir. Eğer Cumhurbaşkanı bunları cesaretlendirmemiş olsaydı. Bugün yerli otomobilin “o”sı okunmayacaktı. Çıkan bu otomobili kötülemek için ağzı olan konuşacaktır. Çünkü onlar hâlâ o kötü alışkanlığın kurbanıdırlar. Herkesin de öyle olmasını isterler.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Dün Erbakan hoca tank yaparken bu kötü alışkanlık kazanmış zatlar ve onlara bu alışkanlığı kazandırmış emperyalistlerin baskılarıyla tankı Türkiye’de yaptırma imkânı ve fırsatını vermediler, hocanın yaptığı tank projesini, Almanlar tarafından patentini satın alınarak kendileri yaptılar. Eğer o tank projesi kötü olsaydı, Almanlar neden satın aldılar.?

Tahminen 1987 yılında Adana’da fakülte sınavına girecektim. Kardeşim de bir arkadaşıyla beraber ev kiralamışlar orada dershaneye gidiyordu. Ben de onlara misafir oldum. Arkadaşını ben de tanıyordum. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fak. 2. sınıf öğrencisiydi. Okulunda söz etti özellikle bir hocasını çok övdü. “Ben de hocanı çok övüyorsun bunun yaptığı bir başarı mı var?” diye sordum. “Var abi” dedi. Ne yapmış? Diye sordum. Genç konuşmaya başladı. İşte kendisi şu anda aklıma gelmiyor, ama bir hastalığı iyileştirici bir ilaç yapmış bunu deneyleriyle birlikte bir projeyle o günkü Sağlık Bakanlığına sunulmuştur. Onun dediğine göre Bakanlığın böyle bir yetkiye sahip olmadığını ifade etmiştir. Daha sonra bu ilaç ve ilaç projesini Almanya’ya götürmüş, Almanya’daki bilim adamları da denemişler doğruluğunu görmüşler ve o ilacı hocadan patentini, Bakanlık satın almıştır. Hoca da almış olduğu peşin parayla kendi Üniversitesine bir otobüs almış ve Hocaya da aylık olarak bir miktar para hesabına aktarıyorlar.

Soruyorum böyle bir ülkede bilim adamı nasıl yetişecek, girişimcilik ruhu nasıl gelişecek? Üretimde nasıl başarılı olacağız. Bunları köle ruhlulara söylemek, ………. kaval çalmak gibi gelir.

Toplum olarak gelişmemiz ve gelişmeleri desteklememiz için her şeyden önce emperyalistlerin bizlere enjekte ettiği o kötü alışkanlıkları ve ezberleri bozmak zorundayız. Bunu gerçekleştirebilecek kültüre ve inanca sahibiz. Bu ezberi bozmaya çalışanlara köstek olmak bence bu millete yapılacak en büyük kötülük ve düşmanlıktır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Rabia Zafer

Kesinlikle Çok Doğru Bir Yazı Olmuş.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23