• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Uzmanlardan çarpıcı tespit: ABD ve Çin, Keşmir’de kâbusu derinleştiriyor

Yeniakit Publisher
2019-08-09 11:55:00 -
Uzmanlardan çarpıcı tespit: ABD ve Çin, Keşmir’de kâbusu derinleştiriyor

Hindistan’ın Keşmir’in statüsünde değişiklik yapan parlamento kararı sonrası Keşmir’de yaşayan Müslümanların tedirginliği daha da arttı. Hindistan’ın, Pakistan ile arasında her an bir savaşın patlak vermesine sebep olacak kararını değerlendiren uzmanlar, gerilimin artmasından Çin ve ABD’nin büyük memnuniyet duyduklarını belirtiyorlar.

 Murathan Seyitoğlu  yeniakit.com.tr 

Uzmanlar, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ne (ANKASAM) Hindistan’ın Keşmir’in ayrıcalıklı statüsüne son vermesi ve bölgeyi Keşmir ve Ladakh Birlik Toprağı olarak ikiye bölmesiyle birlikte ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirdi.

“Yeni Delhi’nin fırsatçı tutumu sürpriz olmadı”

Hindistan’ın kontrolündeki Cammu Keşmir bölgesinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren ANKASAM İsviçre Temsilcisi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Güzel, Keşmir sorununun 70 yıldan bu yana devam ettiğini belirterek “Devletler, uluslararası politikadaki gelişmeleri yorumlarken kendi çıkarlarına azami düzeye ulaşabilmenin yollarını ararlar. Bu yüzden de Hindistan’ın Cammu Keşmir’e ilişkin kararı, beklenen bir gelişmeydi. Kırım’ın tek taraflı olarak Rusya’ya, Golan Tepeleri’nin İsrail’e katılması gibi olaylar düşünüldüğünde, Yeni Delhi’nin bu fırsatçı tutumunun sürpriz olmadığı ifade edilebilir.” şeklinde konuştu.

“Pakistan’ın ekonomik sıkıntıları nedeniyle yapabileceği bir şey yok”

Çin’in Keşmir’e yönelik bakışını da değerlendiren Prof. Dr. Mehmet Şükrü Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çin, Ladakh kısmına itiraz ettiği gibi, Cammu Keşmir’de yasaların iptal edilmesine de karşı çıkmıştır. Çünkü Ladakh Eyaleti’nin nüfusunun (yaklaşık 300.000 kişi) çoğunluğunu Budistler oluşturmaktadır. Tarihsel açıdan bu bölge, eski Tibet Krallığı’nın toprakları olduğu için Pekin, Ladakh Eyaleti’nin kurulmasına tepki göstermiştir. Diğer taraftan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Keşmir konusunda arabuluculuk yapmak istediğini açıklaması da dikkat çekicidir. Bu açıklama, ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Hindistan’a destek vereceğinin göstergesidir. Buna karşılık Pakistan’ın hem ekonomik sıkıntıları hem de ABD’yle olan sorunları nedeniyle yapabileceği pek bir şey yoktur.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“Protestolar aşamalı olarak sona erecektir”

Keşmir meselesinin Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) gideceğini hatırlatan ANKASAM İsviçre Temsilcisi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Güzel, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Konu, UAD’de kazan-kazan politikasına tabii tutulacaktır. Hakimler, taraflarca belirleneceği için iki tarafı da kısmen memnun edecek bir sonuç çıkacaktır. Ancak böylesi bir tablo, meseleyi daha da içinden çıkılmaz bir hale getirebilir. Üstelik buradan çıkacak sonuç, tavsiye niteliğindeki bir karar olacağından dolayı hiçbir yaptırım gücü de olmayacaktır. İki taraflı anlaşmaların sonuca ulaşmamasından ve tarafların birbirlerini suçlamasından dolayı Hindistan, bölgeye çeşitli yatırımlar yaparak terörü engellemeye çalışacaktır. Çünkü Keşmir Vadisi’nde yoksulluk vardır. Devlet yatırımları yetersizdir. Bu nedenle de Hindistan, yabancı sermayeyi bölgeye çekmek istemektedir. Cammu Keşmir konusunda atılan adım, bunun bir ön hazırlığı şeklinde yorumlanabilir. Birkaç gün içerisinde, insanların zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için belli saatlerde sokağa çıkmalarına izin verilecektir. Ayrıca iklim şartları nedeniyle Ekim ayından itibaren Keşmir’in hava koşulları değişecektir. Bu sebeple de protestoların aşamalı olarak sona ereceği öngörülebilir. Ancak genel durumda değişen bir şey olmayacaktır.”

“Çin ve ABD, Keşmir sorununun çözülmesini istemiyor”

Pakistan Başbakanı İmran Han’ın ABD’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaretin üzerinden iki hafta bile geçmeden olayların ortaya çıktığına dikkat çeken Boğaziçi Asya Araştırmaları Merkezi (BAAM) Akademik Koordinatörü Dr. Haşim Türker, “Buna rağmen 5 Ağustos 2019 tarihinde Yeni Delhi Hükümeti, Cammu Keşmir Eyaleti’ne tanıdığı tüm ayrıcalıkları ortadan kaldıran bir yasayı milletvekillerinin onayına sundu ve yasa kabul edildi. Hindistan’ın attığı bu adım ve büyük güçlerin rekabeti kapsamında oluşan uluslararası konjonktür, çözümü yakın vadede imkânsız görülen Keşmir Sorunu’nu ‘kronik çözümsüzlük’ noktasına taşımıştır. Olayın arka planında farklı durumlar vardır. Han’ın Trump’a yaptığı Keşmir Sorunu’na arabulucu olması yönündeki teklif, ABD Başkanı tarafından olumlu karşılanmış; fakat Yeni Delhi yönetimi, bu karara karşı çıkmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere Yeni Delhi, sorunun çözülmesini istememektedir. Öte yandan Çin ve ABD yönetimleri de Hindistan’ın aldığı Keşmir kararına güçlü bir tepki göstermemiştir. Bu da her iki süper gücün de Keşmir sorununun çözülmesini istemediklerini göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hindistan, bir kumar oynamaktadır”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Barış Adibelli, Hindistan’ın Cammu Keşmir Eyaleti’nin statüsü konusunda alınan kararın bölgeye barış yerine kaos getireceğini belirterek “Hindistan, bir kumar oynamaktadır. Zira Yeni Delhi yönetiminin Keşmir’in özerklik statüsüne son vermesi, bölge jeopolitiği açısından ciddi bir endişe yaratmıştır. Keşmir’in ayrıcalıklı statüsü, bölgede çoğunluğa sahip olan Müslümanlarda, bir gün Keşmir’in bağımsız olacağı umudunu canlı tutmaktaydı. Bu durumun farkında olan Yeni Delhi, yaptığı bu hamleyle, söz konusu umudu ortadan kaldırmıştır. İlerleyen süreçte Hindistan, Keşmir’i ilhak ederek kendi topraklarına katma yoluna gidebilir.” şeklinde konuştu.

“Keşmir’de yoğun bir askeri baskı var”

Keşmir’de yaşanan olayları değerlendiren Dr. Barış Adıbelli, şöyle konuştu:

“Şu anda Keşmir’de sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. Birçok önemli isim ev hapsinde tutulmaktadır. Yoğun bir askeri baskı vardır. Tüm bunların Pakistan’ı, Hindistan kontrolündeki Keşmir’de yaşayan Müslümanları ve bölgedeki diğer Müslümanları kışkırttığı bilinmektedir. Yeni Delhi’nin bu tarz politikalarla bölgede istikrarı, barışı ve güvenliği sağlaması mümkün değildir. Özellikle de Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin önderliğindeki Hindu Milliyetçisi Bharatiya Janata Party/Hindistan Halk Partisi (BJP), son dönemde bölgede attığı adımlarla tehlikeli bir sürece zemin hazırlamıştır. Olası bir Hindu-Müslüman çatışması, iki nükleer güç olan Yeni Delhi ile İslamabad arasında savaş yaşanmasına neden olabilir. Tabi bu da nükleer savaş tehlikesini ortaya çıkarabilir.”

“Yeni nükleer tehdit Pakistan ile Hindistan’dan gelecektir”

İran ve Kuzey Kore merkezli dikkat çeken bir açıklamada bulunan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Barış Adıbelli, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bugüne kadar İran ve Kuzey Kore uluslararası politikanın gündemini nükleer tehditlerle meşgul ederken; şu aşamadan sonra ortaya çıkacak olan yeni nükleer tehdit Pakistan ile Hindistan’dan gelecektir. Üstelik İran, henüz nükleer teknolojiye sahip değildir. Kuzey Kore’nin de Çin ve Rusya gibi ülkelerin otoritesini aşarak nükleer gücünü kullanması düşünülemez. Ancak Pakistan ve Hindistan’ı hiçbir ülke engelleyemez. Hindistan’ın buradaki amacı, sadece Keşmir özelinde değerlendirilmemelidir. Hindistan, Kuşak-Yol Projesi kapsamında Çin ile Pakistan arasındaki yakın ilişkiden de rahatsızdır. Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen Belucistan sorununda da Yeni Delhi’nin rolünün olduğu öne sürülmüştür. Önemli limanlara ev sahipliği yapan Belucistan; Hindistan, Pakistan, Çin ve hatta ABD açısından oldukça stratejik bir yer olarak değerlendirilmektedir. Belucistan’daki ayrılıkçı güçlerin arkasında ise Hindistan istihbaratının olduğu iddia edilmektedir. Yani son aylarda yaşanan problemlerin çoğu, Hindistan ile Pakistan arasındaki sürtüşmeden kaynaklanmaktadır. Unutulmaması gereken bir diğer mesele de iki ülkenin de Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olduğudur. Bu da bölge güvenliğini temel felsefe olarak kabul eden ŞİÖ’nün iki üyesinin savaşın eşiğine geldiğini göstermektedir. ŞİÖ, bu meselenin çözümünde aciz kalmıştır. Dolayısıyla bu durum, ABD’nin işine yaramıştır.”

“Keşmir, kanayan bir yaradır”

Keşmir’deki gelişmeleri değerlendiren Emekli Büyükelçi Aydın Nurhan ise, “Kendisinin en dikkat çekici özelliği farklılık yaratmak istemesidir. Ancak Hindistan Başbakanı’nın sorunların çözümü konusunda farklılık yaratmak istemesi sıkıntılara neden olmaktadır. Cammu Keşmir merkezli gelişmeler de bu açıdan incelenmelidir. Keşmir, kanayan bir yaradır. Buradaki sorunu, böyle adımlar atarak çözmek mümkün değildir. Çünkü Hindistan çok fazla kırılma noktası bulunan bir ülkedir. Ülkeyi bir arada tutan şey ise demokrasidir. Eğer demokrasiden uzaklaşılırsa, Keşmir’de başlayan olaylar tüm ülkeye yayılacak ve çeşitli kırılmalar yaşanacaktır. Dolayısıyla Hindistan, hatalı bir politika izlemektedir.” dedi.

“İslamabad ile Yeni Delhi arasındaki problem yapay bir sorundur”

Pakistan açısından sorunu yorumlayan Aydın Nurhan, “İslamabad ile Yeni Delhi arasındaki problem yapay bir sorundur. Çünkü iki taraf da aynı kültürün çocuklarıdır. Bölgedeki devletleşme süreçlerinde, tıpkı Kıbrıs ve Hong Kong’daki gibi, ortada kirli bir kılçık bırakılmıştır. İki ülkeyi birbirine düşüren konu budur.” şeklinde konuştu.

“Pakistan, kimlik sorunundan dolayı geri adım atmayacaktır”

Türkiye’nin Keşmir’e yönelik rolünü de değerlendiren Emekli Büyükelçi Aydın Nurhan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Pakistan, kimlik sorunundan dolayı geri adım atmayacaktır. Hindistan ise egemenlik alanı konusunda ısrarcıdır. Bundan dolayı Pakistan’ın taviz vermesi ihtimal dahilinde değildir. Lakin Hindistan taviz vermeyi kabullenebilir. Askeri güç açısından değerlendirildiğinde Hindistan, Pakistan’dan üstündür. Türkiye-Pakistan ve Türkiye-Hindistan ilişkileri düşünüldüğünde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hindistan’la olan ilişkilere bir hayli önem verdiği görülmektedir. Bu nedenle de Türkiye, süreci yumuşatmak amacıyla Pakistan lehine adımlar atabilir. Aksi takdirde Ortadoğu’dan Güney Asya’ya doğru ilerleyen bu tehlikeli yangın, ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden de tansiyonun düşürülmesi gerekiyor. Mikro-milliyetçilik; Hindistan’ı, Pakistan’ı ve hatta Rusya’yı etkileyebilecek bir meseledir. Son günlerde Hong Kong’da yaşananlar bile, mikro-milliyetçiliğin yükselişe geçtiğini göstermektedir. Dünyada pis oyunlar oynanıyor. Modi de Trumpvari duruşuyla bu gerilimin tırmanmasına neden oluyor. Bu yüzden de uyguladığı politikalara dikkat etmesi gerekiyor.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ahmet

dikkati bu suni gerginlige cekip bu arada dunyanin baska yerlerinde ve memkeketlerindeki ne kotulukleri gizliyorlar...cambaza bak

selim usta

savas cikarsa hindistandaki müslümanlarda büyük zarar görecekler, inege tapanlar merhameti birak kasapcilik yaparlar...toplu tecavüzcülerden ne beklersiniz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23