Gazetemiz okurlarından Fatih Kahraman, "Yaratma eylemi üzerine" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Fatih Kahraman
Olay yaratmak, panik yaratmak, korku yaratmak, eser yaratmak, terör yaratmak, herhangi bir cihazı, alet edevatı yaratmak gibi ifadeler son zamanlarda mütemadiyen insanlar için çok rahat bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca yaratıcı zekâ, yaratıcı bilim adamı veya yaratıcı çocuk gibi ifadeleri de sıklıkla duymaktayız. Peki, bu ifadeler ne derece doğrudur; inancımıza ve kültürümüze ne kadar uygundur? Yıllar önce beş günlük eğitim amaçlı akademik bir platformda, sunumunda yaratıcı kavramını tamamen insanlarla özdeşleştirerek kullanan profesör payeli ilahiyatçı hocaya, “kim neyi yaratmıştır, bana bir tek örnek verebilir misiniz?” diye sorduğumda sunumunu bırakarak dışarı çıkıp sigaraya sarılmıştı. Gerçi kimileri bazı ayetlere müracaatla “yaratmak” anlamında kullanılan Arapça birçok Kur’anî kavramı tevil ederek insanlar için de kullanılabileceğini ifade etseler de bu var olanı keşfetmek, icat etmek ve yeni bir şekil vermek şeklinde anlaşılması gerektiği üzerinde durularak yoktan var etmek anlamında asla kullanılamayacağı belirtilmiştir. Yaratma kelimesi(ha-le-ka) insanlar için sadece iki anlamda kullanılabilir: Birisi takdir etmek diğeri de yalan uydurmak için kullanılır denilmiştir.