• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni!

20 Mayıs 2019
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

İstanbul tarih boyunca önemini hiçbir zaman kaybetmedi. Taşı toprağı altın olan bu metropol kent adeta yalnız başına bir ülkedir. Reis’in “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” demesi boşuna değil. 

20 yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmet, İstanbul’u fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu’nu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı. 

“Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni!” diyen Fatih, tarihin en büyük komutanlarından biri olarak anılıyor. Erdoğan nezdinde Ak Parti’nin bugünkü mücadelesi İstanbul’a odaklanmıştır. Tabii CHP’nin de. 

Türkiye’ye bunca hizmetler yapan Ak Parti’nin 23 Haziran’da ne yapıp edip İstanbul’u alması elzemdir. 37 gün süre var seçime. İktidar bu süreyi çok iyi kullanarak, yüz yüze çalışma yapacak ve çalmadık kapı bırakmayacak. 

31 Mart’ta sandığa gitmeyenler, küskünler ve Kürt seçmen Ak Parti için çok önem arz ediyor. Gönüllere dokunarak, ilmik ilmik işlenerek kırgın kalpler düzeltilmeye çalışılacak. 

Ak Parti İstanbul adayı Binali Yıldırım, katıldığı bir iftar sofrasında kendisine yöneltilen “Bu seçim neden iptal oldu?” sorusuna “Çok basit, çünkü çaldılar» diyerek cevap verdi. 

Sandık kurullarının teşekkülünde devlet memurlarının yer almaması ve bir kısım tutanaklarda eksik imzaların olması gibi gerekçeye dayandırılan YSK kararı, seçmen nezdinde nasıl bir algı oluşturdu, bunun sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. 

Ancak Ak Parti bu sefer daha kucaklayıcı, ikna edici bir dil kullanacak. Sert içerikli bir dil, muhatabımızı bizden uzaklaştırıyor. Bu nedenle sıcak ve samimi bir duruş, ikna edici üslup tercih edilecek. 

Kabul etmek gerekir ki Türkiye siyasetinde İstanbul, her siyasi parti için önemli olmakla birlikte Erdoğan ve AK Parti belediyeciliği açısından çok daha derin anlamlar içeriyor. 

Zira Erdoğan’ın yükselişi İstanbul’dan olmuştur. Bu nedenle Erdoğan sık sık İstanbul’u alan Türkiye’yi alır. Kaybeden ise Türkiye’yi kaybeder demektedir. İstanbul’un kaybedilmesi Ak Parti için bitiş anlamına gelmese de rakipleri açısından durum, hiç de o anlama gelmiyor. İstanbul’a gözünü diken CHP, üst kimlik olarak CHP ismini ön plana çıkarmadan İmamoğlu üzerinden yürüyor. Erdoğan ise kurmaylarına “İmamoğlu dememelerini ve CHP adayı demelerini salık vererek CHP’nin ön plana çıkarılmasını istiyor. CHP’nin tek parti dönemindeki sicili bozuk. O gerçekle yüzleşip, “biz hata yaptık” demedikleri için, bu millet henüz CHP’yi iktidar yapmaz. CHP’nin tek parti döneminde yaptığı zulümler ve bugünün CHP’lileri o gerçekle yüzleşip hata yaptıklarını itiraf etmemeleri, partinin iktidara gidişinin önünde hâlâ en büyük engel. 

Sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı büyükşehirlerinden olan İstanbul’un yönetiminin CHP’ye geçmesine benim gönlüm razı olmaz. Ortada İstanbul’a çok büyük yatırımlar yaparak dünya şehri yapan bir Ak Parti gerçeği varken CHP’ye yaslanmak, abesle iştigaldir. 

Erdoğan siyasetinin temeli hiç kuşkusuz İstanbul’da atılmıştır. AK Parti, siyasal söyleminin önemli bir ayağını Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemindeki proje ve hizmet belediyeciliğine dayandırmıştır. Bu proje tüm illere yayılmış ve 17 yıldır bu anlayış Türkiye’yi yönetmektedir. Yereldeki büyük başarı genel siyasete de taşınmış ve Ak Parti girdiği her seçimde oylarını daha da artırarak bugünlere gelmiştir. Dolayısıyla dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul’da şimdi yeniden Ak Parti’nin bir teste tabi tutuluyor olması çok önemli. Ak Parti bu sınavı alnının akıyla geçebilirse, rüzgarı yeniden arkasına alarak, güçlü bir silkelenmeyle, düştüğü yerden kalkabilir.

Not: Bazı partiler adaylarını çektiler. Bunlardan bir tanesi de DSP. Genel Başkan Önder Aksakal, “DSP demek, milli hassasiyet demektir. FETÖ’cülerin Amerika’dan, PKK’lıların Kandil’den, HDP’lilerin de Meclis’ten destek verdiği birine… O birisi kim olursa olsun… DSP kurumsal olarak destek vermez, veremez…” dedi. Saadet Partisi, adaylarını çektikleri takdirde seçmenlerinin Ak Parti’ye destek vereceğini bildiği için çekmemekte kararlı. 100 binin üzerinde oyu var Saadet’in. Bir gönül köprüsü oluşturulması gerektiğini söylemek bana düşmez. Gönlümden geçen, Ak Parti’nin güçlü bir kurmay ordusuyla Saadet’in kapısını çalmasıdır. Ne kaybederiz?

ADAMLIK NERDE KALDI?

Adamlık çok zor bir iş. Herkes başaramaz. 

Her şey çok güzel olacak deyip çirkince, edepsizce eyleme imza atanlar kime adamlık dersi veriyorlar ki?! 

Başbakanlık yapmış, ülkenin her karışında hizmeti bulunan bir şahsiyeti operada protesto etmek, demokratik bir tepki olabilir ama adamlık olamaz. Binali Bey gibi birisine protesto çekerek Mustafa Kemal’in askeri olduklarının söylemi üzerinden kendileri gibi düşünmeyenleri ötekileştirenlere sormak lazım: 

“Bu tutumunuzla mı her şey daha güzel olacak?”

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23