• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Diyanet – İmam Hatip – Ezan Bahane...

27 Kasım 2018
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Geçen hafta, “Mevlîd-i Nebî” dolayısıyla “Ahlâk-ı Nebî” üzerine yazmayı görev bildiğimiz için, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın bir hasta ziyareti üzerinden başlatılıp “Türkçe Ezan” ve “İmam Hatip okulları” etrafında ısrarla sürdürülen, provokatif heykel saldırıları, “Andımız” vb. ile de sözde “Kemalist” duyarlığı harekete geçirme izlenimi veren sinsi kampanya hakkında yazamadık. 

Sözünü ettiğimiz konular yapay tartışma gündemlerinden bir miktar düşmüş gibi görünse de, bunların bilinçli olarak gündemden hiç düşürülmeyen ve şer odaklar tarafından her fırsatta “İslâm karşıtı” kampanyalara malzeme yapılan ve yapılmaya da devam edilecek olan “sinir uçları” olduğu unutulmamalıdır. (Yeri gelmişken, bu şeytani kampanyaları “İslamofobik” değil “anti-İslâmik” yani “İslâm karşıtı”  olarak isimlendirdik; zira birinci kavramsallaştırma Batı kaynaklı olup İslâm’ı ‘korku kaynağı’ gibi sunarken, ikincisinde plânlı bir İslâm düşmanlığının varlığı vurgulanmış olmaktadır.)

Evet, Türkiye’de ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen bu tür tartışmalar, küresel ölçekli ve uzun vadeli “İslâm düşmanı” büyük bir plânın-projenin yerel ayaklarından ibarettir. Bu asla unutulmamalıdır ve gerek dünyada gerekse Türkiye’de olup bitenler bu büyük şeytani plân hesaba katılarak okunmalıdır.

İmdi, biz bu çerçevede uzun tahlilleri ehline bırakarak, bu tür şeytani kampanyalar karşısında sergilediğimiz çok temel bir zaafımızı ele veren bir gözlemimizi sizlerle paylaşmakla yetineceğiz:

Ne yazık ki, çeşitli kişi ve kurumlar üzerinden İslâmiyet ve Müslümanlar etrafında ciddi kuşkular uyandırarak Müslümanları “öcü”, İslâmiyet’i de “tehdit kaynağı” gibi gösterip, İslâm’ın bizzat kendisini yıpratmayı ve böylece insanlarla İslâmiyet arasına kalın duvarlar örmeyi amaçlayan şer kampanyalar karşısında İslâmî camia hiç de iyi bir sınav verememektedir. Şer cephe son derece plânlı ve programlı olarak bütün imkânlarıyla aynı anda harekete geçerken, İslâmî camia Müslüman ferasetinden beklenen “tek yürek” ve “tek ses” olmayı bir türlü başaramamakta, genelde sessiz, tepkisiz, sinik, silik, bölük-pörçük bir manzara arzetmekte ve bir kısmı da neredeyse şer cepheyi haklı, kendi İslâmî camiasını ise haksız gören kompleksli bir tavır sergilemektedir. Türkiye ve Dünya Müslümanlarına ya da bizzat İslâm’a yönelik saldırılar karşısında sus-pus olup sadece kendi hizip-grup-fırkalarına dokunulunca vaveyla koparan “darmadağınık Müslümanlar” konumunda oluşumuz, İslâm düşmanlarına yeni sinsi planlar yapmaları için fırsat üstüne fırsat vermektedir maalesef…

Bilinmelidir ki, Ezan-ı Muhammedî, sadece beş vakit müminleri namaza çağıran bir davet değil, aynı zamanda -Âkif’in deyişiyle- “şehadetleri Dinin temeli” olan bir Tevhid çağrısı ve özgürlük neşidesidir.

İmam-Hatipler, sadece imam, hatip vb. “din görevlisi” yetiştiren meslek okulları değil, her alanda hizmet vererek geleceğimizi şekillendirecek “adanmış din gönüllüleri”yetiştiren irfan ocaklarıdır.

Yetkileri yasalarla sınırlı Diyanet Teşkilâtımız, baskı dönemlerinde bile İslâm’ın temel ilkelerinden taviz vermeyen -mesela 28 Şubat’ta “başörtüsü farzdır” fetvası verebilen- onurlu bir kurumumuzdur. 

Türkiye’de dini duyarlık sahibi insanlar, gruplar ve kanaat önderleri, “İslâm karşıtı” kampanyalar karşısında “Onlar bir haksızlığa uğradıkları zaman aralarında yardımlaşanlardır” (Şûrâ 42/39) âyeti gereğince birlikte hareket edebilirler ve özellikle de böyle zamanlarda Enfal 8/46. âyette işaret buyurulduğu üzere, “Allah’a ve Rasûl’üne itaat edip birbirleriyle didişmemeyi” başarırlar ise, “feşel’e (yılgınlığa-korkaklığa) düşmezler ve rüzgârları (cesaretleri-güçleri-devletleri) de sönmez/gitmez.”

***

Bu arada, çok kıymetli eserlerini imzalayıp kardeşinize takdim eden çok değerli hocalarıma dualar ediyor, bunların bir kısmını paylaşarak, unuttuklarım olursa özürlerimin kabulünü istirham ediyorum:

Şadi Eren, İslâm Medeniyeti (Köklü Bir Medeniyetin Yeniden İnşasına Doğru), Yay Yayınları.

Zeki Tan, Kur’ân-ı Kerim’de Müşrik Dindarlığı (Şekil-Mana Bağlamında), Ark Kitapları.

İhsan Süreyya Sırma, Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları, Beyan Yayınları.

Adnan Kalkan, Başarılı Çocuk Eğitiminde Ailenin Rolü, Bilge Arık Yayıncılık.

Alpay Bozdağ, Âdem’in İki Oğlu – Mitoloji ve Kıssa, Pınar Yayınları.

Yılmaz Aydın, Özgürlüğe Çağrı – Şeyh Şamil, Festival Yayıncılık.

Yaşar Değirmenci, Tefekkür Dünyası, Tahlil Yayınları.

Bedir Kuş, Ey Yâr (şiir), Ravza Yayınları.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23