• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Münafıkları Nasıl Bilirsiniz?

01 Eylül 2015
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Münafık”; dıştan “Müslüman” görünüp, gerçekte “kâfir”, “müşrik” veya “kitap ehli” olan kişidir. Peygamber Efendimizin (s) Mekke’den Medine’ye hicret buyurması ve liderliğinde Medine İslâm devletinin kurulmasıyla, hicret öncesinde Medine lideri olmaya hazırlanan ve hatta giyeceği tâcını bile hazırlatmış bulunan “münafık başı” Abdullah b Übeyy b. Selûl, çok sayıdaki taraftarı ile birlikte, ‘Müslüman gibi gözükerek İslâm’a ve Müslümanlara kumpas kurmayı ve zarar vermeyi’ bir metot olarak benimsedi. Efendimize ve Müslümanlara karşı hem Medine içindeki hem de Medine dışındaki İslâm düşmanı güç odakları ile haince işbirliği yapan münafıklar, Uhud Savaşı için savaş meydanına giderken yaklaşık 300 kişi ile geri dönerek, İslâm ordusunu, 3 bin kişilik müşrik ordu karşısında 700 kişi olarak bıraktılar. Sahip oldukları maddi, psikolojik ve ‘medyatik’ imkânları ile hiç de azımsanamayacak bir güce sahip olan bu ikiyüzlü grup, son derece sinsi ve şeytani yöntemler kullanarak Efendimize (s) ve ashabına büyük sıkıntılar verdiler. Peygamberimizin en sevgili eşi olan Hz. Ayşe (r.anhâ) annemize zina iftirası atacak kadar küstahlaştılar. Bir savaşta ganimet olarak alınan kıymetli bir kumaş parçası kaybolunca, ‘Muhammed almıştır’ diye dedikodu üreterek -hâşâ- Efendimize “hırsızlık” isnadında bile bulundular. İşte, mescide gelip Müslümanlarla omuz omuza namaz kıldıkları, onlarla berabermiş gibi göründükleri halde İslâm devletinin altını oymaya çalıştıkları için, Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de bu en tehlikeli İslâm düşmanları hakkında müminlere çok sık ve çok sıkı uyarılarda bulunur. Bu uyarılardan bir bölümü de Münafikûn (Münafıklar) suresinde yer alır. Bu surede ve Kur’ân’ın diğer surelerinde ısrarla deşifre edilen münafıkların karakteristik özelliklerini, bugünün İbn Übeyy’leri ile adamlarında da bulmakta zorlanmayız. Bize düşen ise, bu nifak odağını iyi tanıyıp onlara karşı tedbirler almaktır.

11 âyetten oluşan Münafikûn suresini mealen okuyalım: “Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.”

1. Münafıklar sana geldiklerinde: ‘Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın Peygamberisin’, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O’nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.

2. Yeminlerini kalkan yapıp Allah yolundan yan çizdiler. Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür!

3. Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.

(Bu üç âyet, yeminlerinin arkasına sığınan münafıkların sahte inanç gösterilerini deşifre ediyor.) 

4. Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?

(Kendilerini güçlü gösteren kalıpları, kurumları ve fasih konuşmaları ile insanları etkilemekte son derece mahirdirler. Sahtekârlıklarının her an ortaya çıkmasından korktukları için hep tedirgindirler.)

5. Onlara: Gelin, Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların, büyüklük taslayarak (kibirlenenler olarak) uzaklaştıklarını görürsün. 

6. Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez. 

(Onlar mağfiret dilemelerini gerektiren bir hata bile yapmadıklarını düşünecek kadar kibirlidirler.)

7. Onlar: Allah’ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar bunu anlamazlar.

8. Onlar: ‘Andolsun, Medine’ye dönersek üstün olan zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracak’, dediler. Oysa asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

(Maddi imkânlarına ve sayılarına güvenip kendilerini güçlü ve zengin, müminleri de zayıf ve fakir gören münafıklar Müslümanların maddi imkânsızlık nedeniyle dağılıp tasfiye olacaklarını sanıyorlardı.) 

9. Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız (iktidarınız) sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. 

10. Herhangi birinize ölüm gelip de: ‘Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!’ demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. 

11. Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

(Allah Teâlâ, her şeyi para gücü ile halledeceklerini sanan maddeci münafıklara inat, müminleri mal ve evlada/iktidara aldanmayıp Allah’ı anmaya devam etmeleri ve sadaka vermeleri için uyarıyor.)

İmdi: Bu çağın münafıklarını nasıl tanır-bilirsiniz? Adrese gerek var mı? Karakterlerine bak, tanı!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23