• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Ah şu aydınlar!

23 Mart 2016
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Aydınlar bildirisi neydi, hatırlayın.

Türkiye, 1 Kasım seçimlerinin ardından birtakım aydın diye tanımlanan, akademisyen kadrosundan birileri PKK ve onun uzantısı HDP’yi destekleyen, devletin güneydoğuda yaptığı operasyonlar sebebi ile devleti katliamla suçlayan bir bildiriye imza attılar.. Daha sonra lütfen PKK’yı silah bırakmaya çağıran yarım ağız, kısa bir bilgi notu daha yayınladılar..

Ülke fiilen bölünmeye, belli bölgeler terör kampına çevrilmeye çalışılıyor, silah yığınağı yapılıyor. İnsanların malları, canları tehdit altında, rehin alınıyor, bombalar patlıyor. Siz bunlara karşı operasyon yapıyorsunuz, birileri teröristleri değil, operasyon yapan birlikleri hedef alan bir bildiri yayınlıyor.. Açık bir şekilde teröre yardım ve yataklık yapıyorlar. Halkı operasyon karşısında tavır almaya çağırıyorlar.. Olayların bugün geldiği nokta ortada.. Bu kendine aydın diyen akademisyenlerin 28 Şubat’ta brifing alan akademisyenlerden hiçbir farkı yok.. Bunların dün üniversitelerde başörtüsü zulmüne destek veren çetelerden hiçbir farkı yok. Ya da Gezi bileşenlerinin bir devamı gibi bir şey.. Bu kişilerin bazıları da Paralel.. Onların derdi Erdoğan, Davudoğlu, AK Parti..

Sahi bu arada Belçika’da da saldırı oldu. Haydi biri çıksın “katil devlet” desin bakalım. Aydınlar, devleti suçlayan bildiri yayınlasınlar.. Muhalefet partileri “hükümet istifa” desin.. Polisin elindeki istihbarat bilgilerini biri sızdırsın, biri yayınlasın bakalım.. Birileri polis aracını durdurup arama yapsın, yapabiliyorsa.. Bu hainler başka yerde bizdeki kadar bol ve kolay bulunmaz.. 

PKK, PYD’nin nerede başlayıp, bittiği belli değil. Paralel yapının da. Bunlar Türkiye içinde, Türkiye’ye karşı, uluslararası bir koalisyonun Truva atı değil mi! Bu akademisyenler de bu çevrelerin etki ajanı, itibar ajanı, beyaz ajanı gibi bir rol üstleniyorlar sanki.. Bu adamlar hâlâ üniversitelerde ve çocuklarınıza ders veriyorlar.. Bu arada, hâlâ pişmanlık duymuş da değiller.. Eğer yargı, bu yönetim bunlar için gereğini yapmayacak olursa, madem onlar demokratik haklarını kullanıyorlar, öğrenciler ve öğrenci aileleri de demokratik haklarını onlara karşı kullanırlar! Millet onları, olanları not etti..

Bunlarla ilgili şundan emin değilim, bunların iktidar düşmanlığı mı büyük, PKK muhibliği mi? Birini diğeri için bahane-basamak yapan birileri bunlar..

Terörle mücadele kapsamında yapılan operasyonların nerede, kime karşı, niçin yaptıkları ortada. Bugün gelinen noktada, PKK militanı gibi hareket eden akademisyenler, gazeteciler ve bazı siyasetçiler operasyonları ‘katliam’ olarak nitelendiriyor. Özel ve devlet üniversitelerinde bulunan 1100 akademisyenden söz ediyoruz. Ne diyorlar imzaladıkları bildiride, “Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli saldırgan politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor” deniyor.

-Devlet başta Kürt halkı olmak üzere, tüm bölge halklarına karşı katliam yapıyor..

Hükümet değil, devlet.. Sadece Kürt halkı değil, bölge halkları, yapılan bir katliam.. Bunu ancak Kandil’den bir terör sözcüsü yazabilir..

-Devlet, bilinçli bir saldırgan politika uyguluyor..

Bu bildiriyi birileri alıp, anında dünyaya yayıyor.. Türkiye’ye karşı düşmanca bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıyor.. Esed - MOSSAD hepsi, ne kadar Türkiye düşmanı kişi, örgüt basın mensubu, STK görünümlü kripto örgüt varsa organize bir şekilde, bir koro olarak, topyekûn saldırıya geçiyorlar.. Muhalefet, malum media, malum sermaye de katılıyor bu koroya..

PKK’ya bir şey söylemek akıllarına gelmiyor. Yükselen öfke ve tepki karşısında lütfen 2 paragrafla PKK’yı da bu işten vazgeçmesi ricasında bulunuyorlar!.. Zevahiri kurtaracaklar ya, papuç pahalı.. Millet yutmadı.. Muhalefet, media, STK’lar mırın kırın ettiler, tam olarak bekledikleri gibi arkalarında duramadılar.

Bu utanç kendilerine yeter. Bunların darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyenlerden ne farkı var. Bunlar Sisi - Netenyahu kafalı adamlar. Bunlar da bizim hani şu malum çevrelerin Sisi’ye danışman yaptıkları, kendine Nobel barış ödülü veren Baradey, ya da sosyal demokrat Tony Blair kadar bile olamadılar. Bunların aile arkadaş çevresi bu adamları uyarmalı, yanlışın neresinden dönerlerse kârdır. Çünki bu iş burada bitmeyecek. Bu ihanetin faturasını ömürleri boyunca bir kambur gibi sırtlarında taşıyacaklar.. Eğer birilerinden korkuyorlarsa, aynı korkuyu Hak’tan ve halktan da duymaları gerekir.. Şehid cenazelerinde yükselen öfke biraz da kendilerine duyulan öfkeyle aynileşmektedir, hatırlatalım..

Bakın bu aydın etiketli adamlar, Adana’da MİT TIR’larına operasyon yapan adamlardan hiç de farklı değil. Aynı komplonun, aynı senaryonun bir başka bölümünde rol alıyorlar..

Söz konusu bildiride, “Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor” gibi ifadeler yer aldı. Bu doğrudan terör örgütünün propagandası değil de ne. Bu, öfkesi AK Parti düşmanlığı aklından büyük adamlar, aydın, bilim adamı imiş.

İşte bildirideki bazı bölümler: “Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz”. Müstemleke ülkelerindeki işgalci güçlerin komiserliğine mi soyundunuz efendiler. “Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.” Tamam durmak yok, yola devam.. Kandil bu üstün hizmetinizi not etmiştir.. Batıdaki Türkiye düşmanlarına ümit ve cesaret verdiniz. Haydi taahhüdünüzü yerine getirin..

Bu millet sizi tanıyor artık, size alkış dağıtanları da. Size cür’et ve cesaret veren siyasileri, mediayı ve STK’ları da. Selâm ve dua ile.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23