• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Putin yanlış yapıyor

26 Kasım 2015
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Hay Allah! Kadirov acele etti. Putin Ankara’da Kadirov diye biri olmadığını bilmesi gerek..

Putin yeni bir Esed vakası mı? Bunu zaman gösterecek. Putin İran’dan sonra Suriye ile kol kola girerek İslam coğrafyasına girme hazırlığında. Afganistan’da ağır bir yenilgi aldıktan sonra Çeçenistan’da dişine uygun birini buldu, şimdi bir yandan Türk dünyası üzerinden plan yapıyor, öte yandan Balkanlar için hazırlanıyor. Ukrayna’da batıyı test etti. Şimdi İran’ı yanına alarak, Suriye üzerinden İslam dünyasına girmek istiyor..

Putin eski Sovyet’in ayak izlerinde ilerleme hesabı yapıyor. İlk adım olarak Suriye’ye girmeye çalışıyor.. Burada hem Türkiye, hem de Avrupa ile hesaplaşacak. Esed Rusya’nın gözünde yeni Kadirov. Suriye’den sonra gözünü Yemen’e dikebilir.. Oradan Cibuti ve Eritre’ye sıçrama hayalleri kuruyor olabilir.. DAEŞ nasıl batının tazılarını peşine takacağı tavşan ise, Şia ve Husiler Rusya’nın peşine düşeceği yeni tavşanlar olarak gözüküyor.

Rusya Şia ile müttefik gibi gözükmesine rağmen, desteğini çektiğinde kolay bir yem olabilir.. Yani Rusya’nın İran’dan kurtulması zor değil. Bıraktığın an bitebilir..
Nerede kriz varsa Rusya orada bir şekilde varlık gösterebilir. Libya, Mısır, Sudan..

Rusya, bu yeni plana göre, Türkiye’yi gözden çıkarmış gözüküyor, ama bunun kendine muhtemel maliyetini görmeyecek kadar akılsız olamaz. Türkiye alternatifsiz değil. Rusya ile işbirliği yapacak İran da Esed ile özdeşleşir. 

Rusya ile karşı karşıya gelecek Türkiye Avrupa’ya yaklaşacaktır. NATO da Rusya ile hesaplaşmak için Türkiye’yi bir askeri üs olarak görebilir..

Eğer bu süreç diplomatik yollarla kontrol altına alınamayacaksa, yeni dünya savaşının cephelerinin belirlenmeye başladığını söyleyebiliriz..

Hemen tedirgin olmaya gerek yok. Gün doğmadan neler doğar, bu bir. İki: Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilir. Allah’a inananlar için ye’s yok. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadir-i mutlak bir Allahımız var..

Büyük değişimler büyük olanların ardından gelir. 300 yıllık bir makus tarihin hesabını görmek elbette çok kolay olmayacak.

Zaten, şu hani batılıların korkulu rüyası, tarihin sonunu getirecek, medeniyetler arası savaş var ya, belki de oraya doğru sürükleniyoruz.. Eğer kaderimizde böyle bir savaş varsa onu da yaşayacağız. Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler, Hak şerleri hayreyler, sen sanma ki gayreyler, arif anı seyreyler..

Allah kadir-i mutlak, yani mutlak iktidar sahibidir. O “ol” der ve o şey olur. Allah iradesini gerçekleştirmek için kimseye muhtaç değildir. O, o hükmün sebeblerini de kendisi yaratır. O, dilerse kafirler ve Putin, ya da Obama eliyle de, Netanyahu, Sisi, Esed eli ile de dinine hizmet ettirebilir.. O zaman ne gam..

Hemen savaşa giriyoruz diye bir şey yok. Ben sadece bundan sonraki yolculuğumuzda aklımızda bulunması gereken bazı noktaların altını çizmek istiyorum.. Bundan sonrası zorlu bir süreç olacak. Biz tarihin yaşayan şahidlerindeniz. Ve tarihin kavşak noktalarından birinde bulunuyoruz. Çok dikkatli ve çok cesur olmamız gerek. Namuslu insanlar birleştirici olmak zorundadır.

Bakın ülkeyi derin yapılara emanet ederseniz, onlar sizi batının ucuz asker deposu yapacaktı. Ekonomik ve siyasi krizlerle, terör ve darbelerle bizi kontrol edeceklerdi.

Paralel yapı, bizi oyuna dahil edecekti ama, o zaman da din algımızı, medeniyetimizin dayandığı kavram ve kurumların içini boşaltacaktı. Siz AK Parti’yi ve Erdoğan’ı seçtiniz.. Siz sadece bir iktidarı seçmediniz. Eğer siz Davudoğlu’na evet dedinizse bir başka şey daha seçtiniz. O zaman bu tercihinizin beraberinde getirdiği sonuçları kabul etmişsiniz demektir. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Biz, Hakk’a tapan bir milletiz ve biz kadere, rızga ve ecele inandık. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumlardan yana, zalimlere karşı çıkacağız. Yüzümüzü hakka döneceğiz. Ve biz inanıyoruz ki, kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istemektedir. Bütün insanlar, ülkeler ve halklar için adalet, barış ve özgürlük istikametinde ilerlememizi sürdüreceğiz.

Yeni bakanlar kurulumuz, mevcut bürokrasi, yerel yönetimler, siyasi kadrolar bu zor süreçte kendilerini gözden geçirecek.. Dilerim yanlışlarından vazgeçerek, bu büyük davayı, kendi küçük hesapları, siyasi ihtirasları, adına cemaat dedikleri grubların heva ve heveslerine kurban etmezler.

Bakın ben, düşmanlarımızdan değil, içimizdeki ahmaklardan ve hainlerden daha çok korkuyorum. Benim en büyük düşmanım Şeytandır. Hesabım Şeytanın işbirlikçileriyledir. Ve Şeytan hepimizin damarlarında dolaşmaktadır. Sakınalım, Şeytan kalbimiz ve aklımızı ele geçirmesin..

Dinimizi Allah’a has kılalım. Din büyüklerimizi Allah’a has kılalım. Dua edelim. Dua mecrasından alınıp, manası ve o duanın bize yüklediği sorumluluğun farkında olmaksızın sadece okumakla bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değil. Bilelim ki, Allah değil dua, namaz kılanları bile “vay o namaz kılanların haline ki” diye uyarmaktadır kitabında.

Biz Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olacağız. Onun için yaratıldık. 

Selâm ve dua ile..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23