• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Halep’e ateş yağmuru

29 Eylül 2016
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Gereği gibi uyulmayan kısa süreli sözde ateşkesin hemen ardından Halep’in girişinde bekletilen BM yardım konvoyu hava saldırılarıyla tamamen imha edilmişti. Ardından da şehrin üzerine adeta ateş yağmuru yağdıran bir saldırı başlatıldı. Bu saldırılar da ABD ve Rusya’nın ittifakıyla ilan edilen ateşkesin aslında bir oyun ve bütün bu saldırıların önünü açmak amacıyla başvurulan taktik olduğunu gözler önüne serdi. 

Katiller Halep’in hiçbir yerden insanî yardım almasına fırsat vermeden, tüm dünyadan irtibatı kesilmiş halde çaresiz bırakılmasını ve yağdırılan ateş yağmurunun altında da kendilerine teslim olmasını istiyorlar. Alınan haberlere göre birkaç günden beri havadan ateş yağmuru yağdıran katil Baas rejimi ve onun arkasında duran işgal güçleri şimdi de karadan geniş çaplı operasyon başlatmak için kapsamlı askerî birlik sevk etme hazırlıkları yapıyorlar.  

Rusya’nın Suriye’deki olaylara doğrudan müdahalede bulunmasından ve uçaklarıyla fiili saldırı başlatmasından bu yana Halep sürekli Şam’daki zulüm rejiminin hedefinde oldu. Ülkenin ticarî başkenti sayılan bu şehirde kontrolü yeniden sağlayabilmek için zulmün ve vahşetin her yöntemine başvurdular. 

Son günlerde ise şiddetin derecesinin iyice artırıldığını, sivil ve savunmasız insanların üzerine misket bombalarının, varil bombalarının, vakum bombalarının ve benzeri vahşet bombalarının yağdırıldığını bütün dünya görüyor. 

Zulüm güçleri saldırılarında sağlık hizmetleri veren kurumları ve sahra hastanelerini özellikle vurduklarından son saldırılarda yaralıların tedavisi ciddi sorun oluşturuyor. Saldırıya uğrayanların büyük çoğunluğunu savunmasız siviller oluşturduğu gibi onların da yaralılarını götürüp tedavi ettirecekleri bir hastaneleri, sağlık kurumları dahi yok. Bu durumun artık en katı kalpleri dahî harekete geçirmesi ve zulüm karşısında tavır koymaya, canavarlara karşı durmaya sevk etmesi gerekir. 

Fakat zulüm güçlerini bu kadar cüretkâr davranmaya sevk eden de dünyanın ilgisizliği oluyor. BM konvoyunun tamamen imha edilmesine ve insanî yardım faaliyetlerinin önünün kesilmesine rağmen bu teşkilat adına henüz söze gelir bir hareketlilik olmadığını gözlemliyoruz. 

Zalimlerin bu derece cüretkâr olmasında tabii ki İslâm dünyasının ihmalinin de önemli payı var. Bazı kesimler işin içinde İran’ın da olması sebebiyle Suriye’deki gelişmeleri kendi açılarından karmaşık olarak gördüler. Şimdi bunca katliamın ve sergilenen bunca vahşetin ardından artık her şeyin bütün açıklığıyla ortaya çıkmış ve nerede durmak gerektiğinin iyice belirgin hale gelmiş olduğunu tahmin ediyoruz. 

Bilgi 

Cuma günü Halep’le dayanışma amacıyla İstanbul’da Fatih Camisi’nde Cuma namazı sonrasında “Halep’e Sessiz Kalma” adıyla bir dayanışma programı düzenlenecek. Ayrıca Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği tarafından yapılan açıklamada bu Cuma gününün Halep İçin Öfke Günü olarak değerlendirilmesi ve bu doğrultuda birtakım etkinlikler düzenlenmesi talep edildi. Zulmün ve vahşetin her taraftan hırpaladığı Halep’e sessiz kalınmaması, herkesin elinden geldiği kadarıyla bir şeyler yapması gerekiyor. 

Vuslat dergisinin Eylül 2016 sayısı için yazdığım “Suriye’deki direnişin göğsü: Halep” başlıklı yazıda, bu şehirde zulme karşı verilen mücadelenin önemi ve karşı karşıya olduğu durum, zulüm güçlerinin başvurduğu insanlık dışı uygulamalar hakkında ayrıntılı bilgi vermeye çalıştım. Bu yazımızı kişisel web sitemizden (www.vahdet.info.tr) de okumanız mümkündür. 

İstanbul’da Seyyid Kutub Sempozyumu

Mardin Artuklu Üniversitesi, Seyyid Kutub’un şehit edilmesinin ellinci yıl dönümü münasebetiyle bir uluslararası sempozyum düzenliyor. Sempozyum İstanbul’da Ali Emiri Kültür Merkezi’nde 1-2 Ekim Cumartesi ve Pazar günleri düzenlenecek. Türkiye içinden ve dışından birçok konuşmacının yer alacağı sempozyumda, Seyyid Kutub’un çizgisi, metodu, tefsiri ve eserlerinin İslâmî oluşumlara ve Müslüman toplumlara yansıması hakkında muhtelif konuşmalar yapılacak. Cumartesi günü tam gün Pazar günü ise öğleye kadar sürecek olan sempozyum izlemek isteyen herkese açık olacak. Son dönemde gerek tefsiriyle gerekse fikrî eserleriyle İslâmî hareketler üzerinde büyük etkisi olan değerli dava ve ilim önderi Seyyid Kutub’u biraz daha yakından tanımak için bu sempozyumun iyi bir fırsat olacağını düşünüyoruz. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23