• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Siyonistlerin yangın provokasyonu

01 Aralık 2016
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Yangın zor bir musibet. Allah düşman başına vermesin, diyerek sakındığımızı, sakınmamız gerektiğini ifade ettiğimiz türden. Ama bazen böyle çok zor musibetlerle de imtihan edildiğimiz oluyor. Evvelki gece de Adana’da bir kız öğrenci yurdunda bir yangın yaşandı ve 12 kızımız hayatını kaybetti. Yüce Allah’tan kendilerine rahmet ailelerine başsağlığı; olayda yaralanan kızlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Ondan önce de bizim Filistin’in 1948’de işgal edilmiş bölgesi olarak tanımladığımız ancak haber kaynaklarında genellikle “İsrail” olarak gösterilen bölgelerde günlerce süren yangınlar oldu. Siyonist İsrail’in değil ama tabiatın değeri olan güzelim ormanlar yanıp kül oldu. Allah düşman başına vermesin sözümüzü burada da tekrar ediyor ve düşmanımız olarak gördüğümüz İsrail’in işgali altında olsa da kalbimizde özel yeri olan Filistin topraklarında bu yangınların çıkmasına üzüldüğümüzü belirtmek istiyorum. 

Bizim üzüldüğümüz kadar, o toprakları şu an için siyonist işgalciyle paylaşmak zorunda kalan ama buna asla razı olmayan, toprakları gerçek kimliğine kavuşturmak için işgalciyi oradan çıkarmak amacıyla mücadele eden Filistinliler de üzülmüşlerdir. 

Fakat siyonist işgal rejiminin günlerden beri bu yangınları Filistinliler aleyhine bir kara propaganda aracı olarak kullanmak amacıyla yoğun bir faaliyet yürüttüğü görülüyor. İşgal rejimi bu faaliyetlerinde yangınların arkasında Filistinlilerin olduğu iddiasında bulunuyor ve bu iddiasına gerekçe bulabilmek için adeta taştan su çıkarmaya çalışıyor. 

Bu konuda öncelikle şunu ifade edelim ki Filistinliler, siyonist işgale karşı sürdürdükleri mücadelede yangın çıkarma yöntemine şimdiye kadar hiçbir zaman başvurmadılar ve bunu kesinlikle tasvip etmediklerini de dile getirdiler. Siyonistlerin sivilleri olarak nitelendirilen yahudi yerleşimciler zaman zaman Filistinlilerin evlerini yaktılar. Bunların en meşhuru da Nablus’ta Devabişe ailesinin evinin yakılmasıdır. Sabaha doğru çıkarılan yangında ailenin bütün fertleri yandı ve sadece küçük bir çocukları hayatta kalabildi, diğerleri ya olay esnasında yahut hastanede hayatını kaybetti. Fakat Filistinliler yahudi yerleşimcilerin ev yakma yöntemlerine aynı yöntemle karşılık vermediler.

İkinci olarak, 1948’de işgal edilmiş topraklarda son dönemde meydana gelen yangınlarda bu topraklarda yaşayan Filistinlilerin zararı işgalcilerin zararından daha az değildir. Çünkü her şeyden önce bu yangınların bazıları Filistinlilerin yoğun olduğu Ummu’l-Fahm ve Nasıra gibi bölgelere yakın yerlerde çıktı. Bunun yanı sıra Filistinliler yanan ormanları en önce kendi değerleri ve varlıkları olarak görüyorlar. 

Üçüncü olarak, Filistin’deki İslâmî, ulusçu ve sol grupların ortak açıklamasında işgal rejiminin yangınlar üzerinden yürüttüğü Filistinliler aleyhindeki propagandasının provokatif bir karalama kampanyası olduğuna dikkat çekilerek Filistinlilerin bu yangınlarla hiçbir ilgilerinin olmadığı ve kesinlikle bu tür yangınlar çıkarılmasını onaylamadıkları ifade edildi.

Dördüncü olarak, yangınların ortaya çıktığı ormanlarda bu tür yangınlar ilk kez ortaya çıkmıyor. Geçmiş yıllarda da benzer yangınlar oldu. Şimdiye kadar çıkan yangınlarla da Filistinlilerin herhangi bir bağlantısını ortaya koyacak deliller gösterilebilmiş değildir. 

Fakat işgal rejimi son yangınlarla Filistinliler arasında bağlantı kurmak suretiyle yangınlardan onlar aleyhine sonuç çıkarmak, onlara karşı kin ve nefret duygularını tahrik etmek istiyor. Asıl amaçları büyük zararlara neden olan yangınlardan aynı zamanda bir fayda elde edebilmek amacıyla çirkin bir iftiraya başvurmaktır.  

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23