• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Suriye’de iki önemli olay

22 Eylül 2016
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Bize göre bir tek insanın dahi haksızca öldürülmesi önemli bir olaydır. Suriye’de de gerek Baas rejimi gerekse onun geleceğini kurtarmak için Suriye’yi işgal eden dış güçler tarafından her gün onlarca insan vahşice katlediliyor. Dolayısıyla Suriye’de her gün onlarca önemli olay yaşanıyor. Ayrıca insanların açlık kıskacına alınması, kendilerine insanî yardım ulaştırılmasının engellenmesi yahut evlerini terke zorlanmaları ve daha nice gelişmeler hep önemlidir. Fakat bunlardan öne çıkanlar oluyor ve bugünkü yazımızda da son günlerde meydana gelen önemli olaylardan özellikle öne çıkan iki hadiseden söz etmek istiyoruz. 

Biri ABD’ye bağlı hava güçlerinin Deyruzzur civarında katil Baas rejimine bağlı askerî birlikleri vurmasıdır. ABD yönetimi çok hızlı bir şekilde saldırının ve 63 Esed askerinin öldürülmesinin yanlışlıkla olduğunu açıkladı. Bazılarına göre ABD özellikle Rusya’ya mesaj vermek amacıyla saldırıyı kasten gerçekleştirdi ama diplomatik alanda onunla dalaşmak istemediğinden “yanlışlıkla oldu” açıklaması yapma ihtiyacı duydu. Ama Rusya’ya ne tür bir mesaj vermiş olabileceği konusunda kimse net bir şey söyleyemiyor. Herkes kafasına göre tahminde bulunuyor. 

Bize göre bu saldırı ABD’nin Suriye’deki olaylara müdahale için “koalisyon güçleri” adıyla işgal gücü oluşturmasından bu yana en ve belki de ilk isabetli saldırısıdır. Fakat ABD onun da yanlışlıkla olduğunu hızla açıklamak suretiyle savaşının kesinlikle katil Baas rejimine karşı olmadığını tüm dünyaya açık dille ilan etti. IŞİD işin oyunudur. Gerçekte ABD’nin savaşı da katil rejimden kurtulmak isteyen halka ve ona öncülük eden direniş güçlerine karşıdır. O yüzden sivil kalabalıklara yahut direniş güçlerine yönelik saldırılarının yanlışlıkla olduğunu açıklamak için bu kadar hızlı hareket etme ihtiyacı duymamış, sadece bazılarında yanlışlıktan söz etmekle beraber onlarda da özür dileme ihtiyacı bile duymamıştır. 

Rusya, ABD’nin yanlışlık iddiasını inandırıcı bulmadı ve hemen BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Toplantıda da temsilciler arasında berabere biten bir maç oldu. Önemli olan Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ni devreye sokması ve orada temsilcisinin sesini biraz yükseltmesini istemesi değildir. İki uçağını düşürmesi ve bir pilotunu öldürmesi sebebiyle Türkiye’ye karşı sergilediği tavrı, çok sevdiği Esed’inin 63 askerinin öldürülmesi karşısında gösterip gösteremeyeceğine bakacağız. Eğer aynı tavrı sergileyemez, ABD ile ticarî ilişkilerini dondurmaz, onun ürünlerini boykot etmez, vatandaşlarının ABD ziyaretlerine kısıtlama getirmezse Putin’in babalığının sadece Türkiye’ye geçtiğini, uluslararası çapta bir kabadayı olamadığını göreceğiz. 

İkinci önemli olay ise Halep girişinde bekletilen BM yardım konvoyunun vurulmasıdır. Bu vahşi saldırı gerçekte Suriye’de asıl savaşın kimlere karşı verilmesi gerektiğini gösteren ve Esed güçlerinin vurulmasının isabetli olduğu iddiamızı ispat eden son derece korkunç bir saldırıdır. Baas rejimi ve destekçileri daha önce bundan çok daha korkunç ve çok daha vahşi saldırılar gerçekleştirdiler. Onun için Suriye’de savaşın gerçekte katil rejime ve destekçilerine karşı verilmesi gerekir. 

Bu saldırının ABD’nin Esed güçlerini vurmasına karşı bir intikam saldırısı olması mümkün. Fakat işin en ilginç yanı katil rejimin ve Rus işgal güçlerinin böyle bir saldırıyı gerçekleştirebilmek için “insanî amaçlı” olduğu söylenen göstermelik ateşkesten çok sinsice yararlanmasıdır. Ateşkes sayesinde önce BM yardım konvoyunun Halep girişinde toplanması sağlandı. Sonra Baas rejimi yardımların içeri sokulması için kendisiyle koordinasyona girilmesini istedi. BM açısından Baas rejimiyle koordinasyona geçmede sorun olmaması gerekiyordu. Fakat rejim güçleri yardımları bekletti ve içeri sokulmasını engellediler. Sonra da ateşkes süresinin dolduğunun ilan edilmesinin hemen ardından yardımların tümünü imha ettikleri gibi yardım organizasyonunda görevli on iki insanı da katlettiler. Demek ki plan ABD saldırısından da önce ateşkes numarasının devreye sokulmasıyla birlikte yapılmıştı. 

Olaydan sonra da BM Suriye’deki yardım faaliyetlerini askıya aldığını duyurdu. Böyle bir karar acaba katil rejimi mi yoksa onun mağdur ettiklerini mi cezalandırıyor? 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23