• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Erkan Kavaklı
Ali Erkan Kavaklı
TÜM YAZILARI

Nesilleri yoğurma sanatı öğretmenlik

26 Kasım 2015
A


Ali Erkan Kavaklı İletişim: [email protected]

Öğretmenlik idealist nesiller yetiştirme sanatı. 

Gönüllere girme, zekâ geliştirme, yetenek keşfetme tutkusu olanlar için ideal meslek.

Kahramanmaraş Belediyesi’nin organize ettiği kitap fuarından İstanbul’a dönüyorduk. Yazar bir arkadaş bahçe aldığını, gübreli toprak siparişi verdiğini fakat siparişi alan adamın istediği parayı vermesine rağmen işi yapmadığını anlattı. Traktör bozuldu, canım istemedi, demiş. Sözünü şöyle tamamladı:

- İnsanlarla uğraşmak zor, vesselam.

- Hüner zor işi yapmak, dedim. Kabahat bizde. Her insan okulda eğitim alır. Öğretmen olarak bu insanlara nitelikli bir eğitim verebilseydik şikâyet edilecek şey kalmazdı.

- Ben öğretmenlikten istifa ettim. İnsanla uğraşmaktansa hayvan beslerim, daha iyi.

- O zaman şikâyetleriniz devam eder. Hayatlarını anlattığınız Mevlânâ, Şems, Yunus Emre insan eğitimi ile ömür geçirdi.

- Orası öyle.

Öğrencilerin kalbini sevgi, zihnini bilgiyle donatmak, yaramazlıklarını sineye çekmek, ileride olgunlaşırlar diyerek hamlıklarını hoş görmek, mesleğini en iyi yapma ideali vermek, ahlakî erdemlerle donatmak... Zor ama bunu yapmadığımız takdirde hiçbir iş iyi olmaz ve hiç kimse hayatından memnun kalmaz.

Gönüller Sultanı Hz. Muhammed (sav), 23 sene öğretmenlik yaptı. Kendisine indirilen kitabı okudu, yaşadı ve anlattı, en yakınından başlayarak kişileri ve kıtaları değiştirdi.

En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed (sav) isimli kitabı yazarken kaynaklarda en çok şu ifadenin tekrarlandığını gördüm:

“Anam, babam, canım sana feda olsun ya Resulellah!”

Bu cümleyi insan ancak canından fazla sevdiği kimseye söyler.

Gönüller Sultanı (sav) büyük, küçük, kadın, erkek herkesin gönlüne taht kurmuş. 

Üstelik O’nun öğrencileri, okul çağındaki çocuklar ve gençler değillerdi.

Bugünkü manada okul yoktu. 

Öğretmen olarak maaş almıyordu. 

Onu koruyan kanunlar, yönetmelikler bulunmuyordu. 

Veliler öğrencileri O’na teslim etmiyordu.

Her türlü zorluğa rağmen hiçbir şeyden şikâyet etmedi, Kur’an’ı okudu, yaşadı ve anlattı.

Zorluklara göğüs gerdi ve sabretti. Ömür boyu kimseye yalan söylemediğini herkes bildiği hâlde müşrikler O’na yalancı dediler. Sihirbazlık, büyücülükle itham ettiler. Kâbe’de secdede iken başına deve işkembesi geçirdiler, evini kuşattılar, öldürmeye kalkıştılar.

Evini, yurdunu terk edip hicret etmek mecburiyetinde kaldı. 

Şikâyet etmedi, mücadele etti ve Allah’tan yardım istedi. Yüce Allah, O’na yardım etti. Bir gece terk ettiği Mekke’yi sekiz sene sonra fethetti. 

Mekke fethedilince insanlar grup grup İslam’a girmeye başladılar. Herkes O’nunla görüşmek istiyordu, ziyaretçileri artmıştı. Kaba saba, yol yordam bilmez bedeviler O’na geliyor, yakasından tutuyor, elbiselerini çekiştirerek bir şeyler soruyorlardı.

Gönüller Sultanı’nı (sav) canından çok seven sahabelerinden biri şu teklifi yaptı:

- Ey Allah’ın Resulü (sav), kendine bir kürsü edinsen zira insanlar yoğun bir şekilde seninle görüşmeye geliyor, seni rahatsız ediyorlar.

Gönüller Sultanı (sav) dünyanın rahat etme yeri olmadığını biliyordu, vazifesi vardı ve onu en iyi şekilde yerine getirmek istiyordu. Vazife uğrunda her zorluğa katlanmaya razıydı. Şöyle dedi:

“Allah, bana insanlardan kurtulma rahatlığı verene kadar onların arasında kalacağım. Kimileri gömleğimi çekiştirir ve tozları bana isabet eder.”

Öğretmenlik peygamber sabrı ile yapılmalı.

Öğretmen uzmanlık alanını çok iyi bilmeli, alanında kendisini geliştirmeli.

Öğrencilerin seviyesine uygun ders anlatmalı.

Öğrencilerine sadece okul hayatlarında değil, ömür boyu takip edebilecekleri bir yol haritası çizebilmeli.

Ahlaklı, erdemli ve fedakâr olmalı.

Öğrencilerine dünya ile yarışma azmi ve ideali vermeli.

Problemler karşısında çaresizliğe düşmemeli, çözüm odaklı düşünmeli.

Öğrencilerini kendi çocukları gibi görmeli, onları sevmeli, anlamalı ve yanlışlarını hoş görmeli.

Öğrenmeyi öğretmeli, her şeyi kendisi anlatmamalı.

Yetenekleri keşfetmeli ve geliştirmeli.

Konferanslar dolayısıyla güzel ülkemizi geziyorum. Dindar, idealist ve donanımlı öğretmenlerin sayısının arttığını görüyorum. Okul duvarlarını âyet ve hadisler süslüyor. Eğitim kalite kazanıyor, bizi daha iyi günler bekliyor.

Beyin Vitamini: Sevgili Peygamberimizin (sav) eğitim metotlarını daha geniş olarak etüt etmek isteyenlere Prof. İbrahim Canan’ın Peygamberimizin Tebliğ Metotları, Abdulfettah Ebu Gudde’nin Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed ve Eğitim Metotları ve benim En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed (sav) isimli kitabımı tavsiye ederim. (İrtibat: 0212 5513225)

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23