• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bakanlar hesap verdi, CHP’li müftü de verecek mi?

06 Ocak 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Komisyon bakanlar lehine karar verdi.

Herkesin sorusu şu: “Şimdi ne olacak?”

Ne olacağını, daha oylama bitmeden verdiği refleks ile, borsa gösterdi.

Son 1.5 yılın zirvesine çıktı..

Yani “İkinci 27 Mayıs darbesi (27 Mayıs 2013 Gezi isyanı darbesi)nin rakamlarına döndük. 

Gezi isyanı.. 

17-25 Aralık darbeleri, ülkeye 1.5 yıl patinaj yaptırdı..

Ve şimdi, “nerde kalmıştık” ile, yola devam edilecek..

Normalleşeceğiz..

Paralel yapının esiri, dindar kardeşlerimiz itiraz edecekler: “Siz nasıl Müslümansınız? Yargılanmaya bile karşı çıkıyorsunuz.. Haram iddialarının araştırılmasına bile tahammül edemiyorsunuz..”

Bu konuda kendini sürekli sorgulayan, “Aman bir yanlış yapmayalım” diye özeleştiriyi her daim tekrarlayan bir birey olarak söyleyeyim..

“Ben ‘ABD’nin izin verdiği oranda Müslümanlık’tan Allah’a sığınırım. Benim Müslümanlığımı sorgulayanlar, önce kendi insanlıklarını sorgulasınlar.. Benim yolsuzluğa sessiz kaldığımı iddia edenler, önce baştan aşağıya girdikleri haram çukurundan kendilerini çıkarsınlar!”

Kime diyorum bunları?

ABD’nin İran üzerindeki ekonomik ambargosunun jandarmalığını yapmak isteyenlere..

Bu jandarmalık karşılığında, ellerinde tuttukları üç okulla, Müslüman kalabileceklerini sananlara.. 

“Reza” dediler.

“Altın kaçakçılığı” dediler..

“Hayali ihracat” dediler..

“Yetimin parasını hortumladılar” dediler..

Hepsini özetleyeyim..

Türkiye açısından, tek kuruşluk “yetim parası”nı hortumlama yoktur..

Ama açık söyleyelim.. ABD çıkarlarına çomak sokmak vardır..

Türkiye açısından, haksız kazanç olacak tek kuruşluk “hayali ihracat” yoktur..

Ama ABD’nin sömürgeci mantığına darbe vuran, “egemenlerin ekonomik istismarı”nı altüst eden, bir “isyan hareketi” vardır...

Türkiye’nin tek kuruşluk maddi zenginliği, kimseye “peşkeş” çekilmemiştir..

Ne Reza’nın cebine, Türkiye’nin tek kuruşu girmiştir.

Ne de, hazineye girmesi gereken tek kuruş, şu bakanın-bu bakanın kasasına girmiştir..

**

“Ama, Zafer Çağlayan’ın kolundaki saati sen de eleştirmiştin” diyecek, istismarcı kardeşlerim..

Doğru söylüyorsunuz..

Eleştirmiştim, yine de eleştiriyorum..

Ama, Zafer Çağlayan, o saatin hesabını veriyor..

Göreceksiniz, yeniden milletvekili adayı olmayacak..

O saatin bedeli “senin-benim cebimden çıkan paralarla alınmadığı halde”, taktığı saatin “etik değerlere aykırılığı” sebebi ile adaylığı gerçekleşmeyecek..

Ama bir “saat”in sırtından, kırk “post” çıkartmak isteyenlere de, benim bir çağrım olacak..

Yolsuzluklara karşıolma konusunda, samimi iseniz..

Hırsızlıklara gerçekten mücadele etmek istiyorsanız..

Paralel polis müdürlerinizi de alın yanınıza..

Gelin, birlikte araştıralım: 

“Zafer Çağlayan’ın, yeniden aday olmamasını gerektirecek olan o ‘saat’, Türkiye’de kaç kişinin kolunda var?”

Zafer Çağlayan, öyle veya böyle, o saatin bedelini ödüyor, ödeyecek..

Bu durumda, bizim “hesabı sorulmayan saatlere” bakmamız gerekmez mi?

Türkiye’de kaç iş adamının.. Kaç memurun.. Kaç işçi görünen lüks meraklısının kolunda o “700 bin dolarlık saat” var!

Var mısınız masaya yatırmaya?..

Buyrun dürüst Paralelciler..

Oy verilmesini önerdiğiniz, hatta saatlerce “Belediye başkanı seçildi” diye ilan ettiğiniz, eski müftü İhsan Özkes, bakın trilyonluk yolsuzlukların olduğu ileri sürülen Mustafa Sarıgül - Hayri İnönü kavgasında bildikleri sorulduğunda ne demiş: “Söz verdim, bu konuda konuşamam!”

Nasıl? İyi mi?

Trilyonluk imar rantlarından bahsediyoruz..

Emekli müftümüz, partinin genel başkanı tarafından, “hakem” olarak görevlendiriliyor..

Parti içinde, “hortum anlaşmazlığı” kimseye duyurulmadan çözümlenmek isteniyor..

Mızrak çuvala sığmıyor. Kıyametler kopuyor.. Savcılar devreye giriyor..

Emekli müftü diyor ki: “Söz verdim, konuşamam!”

Sonra da bize dönüyorlar; “Nerde sizin dürüstlüğünüz” diyorlar..

Bize dürüstlük sorgulaması yapmak için, önce siz yaptığınız hırsızlıkların hesabını verin, beyler! Emekli müftünüzden, “Söz verdim, konuşamam”ın hesabını sorun..

“Paralel”in, İstanbul’da başörtülü bacılarımı kapı kapı gezdirerek oy istediği Mustafa Sarıgüle yakın bir inşaat şirketi..

Mühürlenmiş inşaatta, çalışmalara devam ediyormuş. Şişli Belediyesi, Sargıül - İnönü kavgasının da etkisi ile, mühürlenmiş inşaatta tespit yapmak isterken, zabıta komiserini hastanelik etmişler..

Hani “17 Aralık” diyordunuz ya..

17 Aralık’ta, bir tane, “mühürlenmiş inşaatı görmeye gelen zabıtayı döven müteahhit” örneği gösterebilir misiniz?..

Alın size, Paralelcilerin desteklediği başkan adayının yandaş şirketinde, o örnek..

Bir de utanmadan, “İnşaatın önünde, bir arbede yaşanmış” diyorlar..

“İnşaatta kalan baliciler, zabıtayı dövmüş” diyorlar..

Huuu..

Ekrem’ler.. Bülent’ler.. Ali’ler.. 

Mehmet’ler..

Desteklediğiniz adamların hortumlarını görmeyecek misiniz? 

Bize akıl verirken, kendi altınızdaki pisliklere bakmayacak mısınız? 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23