• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Baltayı alıp, Milli Eğitim’in önüne mi gidelim?

27 Şubat 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Baltayı eline alıp, sokaklara dökülen Cerattepeliler, hem mahkemeden.. Hem de Başbakanlık’tan istediklerini aldılar ya..

Bize de kötü örnek oldular(!).

Şimdi biz..

Yaşanılan haksızlıkları gördüğümüzde..

Uslu uslu oturup..

İdarenin, haksızlığı düzeltmesini..

Onlar düzeltmezlerse, mahkemelerin haksız işlemi iptal etmesini niye bekleyelim ki..

Cerattepeliler yolları araçlarla kapattılar. 

Baltaları alıp, devletin güvenlik güçlerini cebren engellediler..

Sonunda istediklerini de aldılar.

Biz de aynısını mı yapalım?

Solaklar itiraz edebilirler: “Siz ne haksızlık görüyorsunuz ki? Bir eliniz balda.. Bir eliniz yağda!”

4 aylık geçmişi olan.. “Bugün çözülür, yarın çözülür” diye beklediğim bir haksızlığı yazayım da..

Siz de değerlendirmesini yapın!

Sorun somut bir olay ama..

Nice insanlar, benzer ne sorunlar yaşıyorlar, tahmin edebiliyorum..

Seslerini yetkili kişilere ulaştıramayan nice insanların, çaresizlik içinde nasıl yüzdüklerini bire bir biliyorum..

Biraz şahsi gibi görünen..

Sorunu aktarayım.

Gazetemizde çalışan bir arkadaşımızın kızı, hemşirelikte okuyordu..

Son sınıfta iken.. Evlendi..

Vay sen misin, evlenen!..

Sanki bir suç işlemiş!..

Sanki anayasada özel koruma altında olan “aile” kurumunu kurmamış da..

Bir suç işlemiş!

“Biz senin tasdiknameni veriyoruz” dediler. Verdiler..

“Evlilere, okumak yasak”mış!.

Dolayısı ile.. “Evlilere hemşire olmak yasak”mış..

“Bu tasdiknameyi, böyle mi anlamalıyız” diye sorduk, soruşturduk..

Dediler ki.. 

“Okumaya engel yok.. Milli Eğitim, reform niteliğinde bir değişiklikle.. Bu tür durumda olanlar için açıköğretim lisesine devam etme imkanı getirdi..”

“Ne güzel.. Açıköğretime gidelim” dedik.

“Bir dakika” dediler..

“Hemşirelik bölümünde, açıköğretim açılmamış.”

Eeee. Ne olacak peki?

Bekleyeceksiniz..

Sorduk, “Ne kadar bekleriz” diye.. Cevap hazırdı: “Size ümit vermiş gibi olmayalım!”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorunu çözmesi için yapacağı düzenlemeyi beklerken.. Hak kaybı da olmasın diye..

Danıştay’a müracaat ettik.

“Evli olanların lisede eğitimlerine devam etmelerini önleyen maddenin iptali gerekir. Aile, anayasada korunan bir kurumdur. Aile kuranların korunması gerekirken, bu olayda cezalandırılmıştır. Engel olan düzenleme iptal edilmelidir” talebi ile davayı açtık..

Gelişmeleri, internetten (nankörlük etmeyelim.. Üç-beş yıl önce böyle bir imkan da yoktu) adım adım takip ediyoruz..

İlk inceleme için tetkik hakimine.. Sonra yürütmeyi durdurma için savcıya.. Sonra tekrar yürütmenin durdurulması için tetkik hakimine.. 

Sonra?

Kafam benim de karıştı..

Bu kadar bürokrasiye ne gerek var?

Altı üstü, “Hemşirelik alanında açık öğretim yok. Liseye devam ederken evlenen bir genç, hemşireliği unutacak mı?” sorusuna verilecek bir cevap..

Maalesef bu soruya cevap verilmiyor.

Top dolaştırılıyor..

Tabi auta atılmak üzere..

Varsın anayasada “ailenin korunacağı” yazılı olsun.

Varsın, “ailenin korunması” için, özel bakanlık kurulmuş olsun..

Varsın; gençlerin evlilik dışı ilişkilerinden, toplum olarak büyük şikayetler yaşıyor olalım..

İş; somut tavır almaya gelince..

Evlenen cezalandırılıyor.

Evlenmeden gayrı ahlaki yaşantı içinde olanlar.. Son disiplin yönetmeliklerindeki esneklikler sayesinde.. Adeta ödüllendiriliyor..

Dava ne oldu diyeceksiniz?

8. Daire, “Yürütmenin durdurulmasına gerek yok” demiş..

Ne yapalım, “Hayırlı uğurlu olsun” diyelim..

Anlattığım, gazetede çalışan bir arkadaşımızın sorunu.

Dolayısı ile şahsi bir sorun gibi görülüyor

Ama maalesef, Türkiye’de birçok sorun, böyle..

Aslında hiç girift bir durum da yok.. 

Bir şahsi menfaat.. Bir yolsuzluk.. Bir usulsüzlük sözkonusu değil..

Gelmiş okulun son senesine..

Şu olmuş bu olmuş.. 

Ama neticede; evlilik kınanacak bir durum olmadığına göre.. Evlenen kişiye de, “Niye evlendin” diye sormamak gerekir..

Sormamak ve cezalandırmamak gerekir.

Bu kadar basit bir konu.

Milli Eğitim bürokrasisinde de.. Yargı bürokrasisinde de.. Çözüm bulamıyor..

Tam bu noktada..

Aklıma Cumhurbaşkanı’nın  kaymakamlara yaptığı tavsiye geliyor:

“Mevzuat şöyledir, böyledir. Mevzuatı koyun şöyle bir tarafa yeri geldiğinde, ben bunu bu şekilde yaparım deyin ve yapın. İşte bu iradeyi kullanmaktır!”

İşte tam da bu; benim de önerdiğim...

Ne idarecinin.. Ne idare edilenin.. Hiç kimsenin herhangi bir menfaati olmayan bir konu..

Yıllar önce, çok değişik sebeplerle konulan “Öğrenci evlendiğinde kaydı silinir” maddesi.. Elinde yetki olan bir kamu görevlisi tarafından.. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da hatırlattığı gibi..

“Bir kenara konulacak..”

Ve hantal devlet yerine.. Vatandaşın sorununa çare üreten, pratik çözümler üreten devlet mantığı hayata geçirilecek.

Çok mu zor?

Bence hiç değil..

Devletin tepesinde..

Şekilci, kuralcı bir Cumhurbaşkanı yok..

Tüm cadı kazanlarına rağmen..  Kimseden çekinmeden..

“Gerektiğinde mevzuatı bir kenara koyun” diyebilen bir Cumhurbaşkanı’mız var..

Hemen hepimizin.. Hayatımızda defalarca karşılaştığımız, “mevzuat hazretleri”ne tapmayan bir Cumhurbaşkanı’mız var..

Buna rağmen..

İşte; yaşadıklarımızı görüyorsunuz...

“Baltayı elimize alalım” dememiz.. Ard niyetimizden değil..

Ufuk açıcı bu Cumhurbaşkanı’na rağmen.. Bürokrasinin, yargının hantallığının bize verdiği karamsarlıktan..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23