• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bu ulusalcıları tasfiye ettiği için FETÖ’ye teşekkür gerekir mi?!

01 Nisan 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

17 Aralık darbesi ile kesinleşti ki, Fetullah Gülen öncülüğündeki hareket, illegal bir derin yapılanma..

Aynı yapılanmanın imza attığı 15 Temmuz darbesi ile tescillendi ki, FETÖ uluslararası güç merkezlerinin desteklediği derin bir terör örgütü..

Bu kanaatimizi belirttikten sonra..

Bu derin yapılanmanın, kendi menfaati için yaptığı tasfiyelerdeki bir vakıayı da tespit edelim.

Onlar, “Şunu şunu tasfiye ettik mi, Tayyip Erdoğan ve yanındakiler bize çocuk oyuncağı gibi gelir. Zor olanı, ulusalcıları tasfiye etmek” diye çıktıkları yolda..

Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, FETÖ’den daha az kararlı olmayan ulusalcıları tasfiye etmişlerse..

Benim buna çok da üzülmemi, kimse beklemesin..

Bu milletin başbakanlık koltuğuna oturttuğu bir siyasi parti liderine, “Eşin başını açmıyorsa, boşa” diyebilecek kadar terbiyesizleşen generaller..

“Başörtü yasağını kaldıramazsınız” diyerek, siyasi iktidara posta koyan subaylar..

Başbakan’ın eşi Emine Hanım GATA’da bir hastayı ziyaret etmek istediğinde, “Başörtülülerin girmesi mümkün değil” diyenler..

Ve benzerleri..

TSK’dan tasfiye edilmişler diye..

Kimse benden üzülmemi beklemesin..

Alın birini..

Vurun ötekine..

Benzer düşüncelerle..

FETÖ’nün borusunun öttüğü dönemde, cezaevine konulan ve TSK’dan tasfiye olan Mustafa Önsel isimli subayın, iki ay kadar önce, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Saddam’a benzeten saygısız imasını eleştirmiş, ulusalcıların FETÖ ile birlikteliklerine dikkat çekmiştim..

Mustafa Bey yazımı okuyunca, hemen soluğu savcılıkta almış..

Savcılıkta almış ama..

Ne kendi yazısının tarihini.. Ne de benim yazımın tarihini bilmiyor olmalı ki..

12 Şubat 2018’de yayınlanan yazım için, tam bir yıl öncesinin tarihini vermiş!

Ben şahsen, askerleri “titiz, disiplinli, asgari maddi hata yapan” kişiler olarak bilirdim ama..

Mustafa Bey çok güzel bir örnek oldu..

“Bunlar şehir efsanesi, Ali Bey.. Biz hata yaparız.. Hem öyle hatalar yaparız ki.. TSK’nın 300 generalinden yarısını FETÖ’cülerden oluşacak şekilde dizayn eder, sonra da siyasi iktidara laf çakarız” demiş oldu..

Dilekçedeki maddi hataları bir kenara bırakalım..

Dilekçeye şöyle başlamış, Mustafa bey:

“Ben hayatı boyunca terör örgütleriyle mücadele etmiş bir Türk subayıyım!”

Nasıl mücadele ettiğini, kendisinin TSK subayı iken cezaevine girmesi ile.. 

Sonrasında da..

15 Temmuz’da ortaya çıkan tabloya göre..

Her iki generalden birisinin FETÖ’cü olduğunun anlaşılması ile öğrenmiş olduk..

Her neyse..

Onu da geçelim..

Esas sadede gelelim.

İki ay önceki benim yazımın ana konusu, Mustafa Önsel’in odatv’de yayınlanan yazısında geçen şu cümle idi:

“En yakın örneği Saddam. Önce silah verdiği, desteklediği Saddam çıkarlarına ters düşünce diktatör ilan edildi ve ipte sallandırıldı.”

Türkiye’deki başkanlık sistemine geçiş ile ilgili referanduma eleştiri getirip, hatta ABD istediği için başkanlık sistemine geçildiği palavrasını işkembeden sallayıp, sonra da “ABD silah verdiği Saddam’ı bile ipte salladı.. Haberin olsun Tayyip Erdoğan” dersen..

Kusura bakma..

O ipi, senin ellerine/ayaklarına dolarız Mustafa Bey..

Yok öyle..

2002’de % 34 ile iktidar olan Tayyip Erdoğan’a, kendi seçmenine söz verdiği değişiklikleri yaptırmamak için tehditlerde bulunma..

2007’de cumhurbaşkanı seçtirmemek için tehditlerde bulunma..

2008’de, başörtü yasağını kaldırmak istediğinde, partiyi kapatma tehditlerinde bulunma..

2010’da anayasa değişikliğinde, “2008’de Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasında, bir oy farkı ile, 6’ya 5 ile kurtuldun ama.. Bu sefer kurtulamazsın” tehditlerinde bulunma..

Şimdi de..

“Boynuna ip geçirilen Saddam’a benzersin” tehdidinde bulunma..

Yok öyle, üç kuruşa beş köfte Mustafa Bey..

Sen bunu söylersen..

Ben de seni, senin gibi ulusalcıları, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya deşifre ederim..

Kimse itibar etmiyor artık; “Geçmişte de Akit, Yeni Akit gibi Cumhuriyet değerlerine karşı olan kökten dinci gazeteler, Atatürkçüleri, gerici, kökten dinci yandaşlarına defalarca hedef göstermişlerdir” iftiralarınıza..

Subay olmuşsun..

Cezaevinde yatmışsın..

Ama hâlâ..

Danıştay cinayetini kimin planladığından haberin yok..

“Bana hakaret edildi” diye yazdığın dilekçede, muhatabına hakaret ediyorsun..

Bu vesile ile..

Bu ulusalcı subayların, öngörülerini, olaylara bakış açılarını da test etmiş oluyoruz..

Merak ettim, “Mustafa Önsel, Afrin’e, Münbiç’e nasıl bakmış” diye..

 “El Bab için bile 5.5 ay sürdü.. Afrin’i düşünün” demiş..

Afrin’in 800 bin nüfuslu bir yer olduğunu hatırlatarak.

Ne kadar sürdü Afrin?

İki ay..

Geçelim.

Münbiç için de, şunu söylüyor Mustafa Önsel:

“Münbiç’de ABD istediğimizi yapıyorsa, biz onun hangi isteğini yapacağız? Daha önce yazdım ama... Bu, Fırat’ın doğusunda kurulacak devlete temelden karşı çıkmayacaksının karşılığıdır. Başka yorum zor! Böylesi bir durum, çok uzun sürmeyecek süre sonra Türkiye’deki bölücü rüzgarları sertleştirecektir... Bugünü kurtarmak ve bu anlamda taktik başarılar adına, stratejik yanlış adımlar, yarınlarda başımıza çok iş açar çok. Ben bugünden söyleyeyim de...”

Doğru Mustafa Bey, doğru..

Sen bugünden söyle ki..

Bilelim, kimin kimle iş kotardığını..

Kimin, Türkiye’yi nasıl yanlış yönlendirdiğini..

Ne oldu, Afrin ile ilgili tahminin tutmadı..

Münbiç ile ilgili tahminini tuttu mu bari?

Henüz o olay bitmedi ama..

Bak, ABD “Ben piyasadan çekiliyorum” diyor..

CHP Genel Başkanı’nın, PKK’lıların, FETÖ’cülerin, “Afrin’e gitmeyin. Münbiç’e yaklaşmayın” sözlerini anlarım da..

Ulusalcı bir subay, bunlarla paralel söyleme nasıl girer, onu anlayamıyorum!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23