• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

CHP’nin şeyinin şeyi hakkında doğruyu yazmak bile yasak!

21 Mart 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Kral” diyorlar..

“Despot” diyorlar..

“Zalim” diyorlar..

% 52 oy alan lidere..

Kendileri kaç oy alıyor?

En kralı.. İkisi-üçü birleştikten sonra. 

% 37!

Bu durumda.. % 37 oy alabilen.. İkisi üçü birleşen partilerin, % 52 oy alan lidere söz söyleme hakları olur mu?

Bence olmaz..

Madem ki, seçimler periyodik olarak yapılmaya devam ediliyor. 

Planlanan seçimlerin ertelenmesi diye bir şey söz konusu değil..

O halde, yapacakları iş, seçimde % 52 oyu kendilerinin alması..

Alamıyorlarsa..

Seslerini kesip, oturacaklar..

Bir sonraki.. Bir sonraki seçime hazırlanacaklar..

İkiyüzlülükleri her konuda.

Anayasa Mahkemesi’ne gidip, tivitırın engellenmesinin hukukdışı olduğunu ileri sürdüler. 

Ana muhalefet partisi ile.. 

Paralel yapısı ile, kıyameti koparttılar.

Sonuçta Anayasa Mahkemesi’nden de, bin bir dalavere ile, istedikleri kararı aldılar: “Tivitır engellenemez..”

Bugün dahi, her gün, tekrar tekrar “basın özgürlüğü”nün kısıtlandığı, sosyal medyada “ifade hürriyeti”nin olmadığı iddiasını, gündemde tutuyorlar..

Mesela..

Sedef Kabaş bir tivit atmış. Önümüzdeki günlerde duruşması varmış..  Yargılanıyormuş!

Adana’da bir bayan, Cumhurbaşkanı’na facebooktan hakaret etmiş. Ertelemeli 5 ay ceza almış.

Bilmem kim, sosyal medyada, Tayyip Erdoğan’a çirkin sözler sarfetmiş, tutuklanmış. Cezaevine konulmuş..

Haberler böyle böyle gidiyor..

Oysa bu arkadaşlara göre. Sosyal medya da.. Basın da özgür olmalı..

Öyle diyorlar..

Cumhurbaşkanı’na küfür etmek için, özgürlük talep edenler..

Örneklerini verdiğim haberlere imza atanlar..

Sıra kendilerine gelince ne yapıyorlar?

Bizim gibi..

“Prensip olarak savcıya dilekçe verip, onu bunu şikayet etmeyiz. Çünkü basın özgürlüğüne gerçekten inanıyoruz” deseler..

Eyvallah diyeceğim.

“Biz kimseyi şikayet etmeyiz” demiyorlar..

Kendileri hakkında küçücük bir eleştirel haber olsun..

Hemen savcıya koşuyorlar..

Hemen mahkemeye koşuyorlar..

Ve “Hakim amca.. Akit beni dövdü. Beni rezil etti. Allah rızası için bir yardım..” diyorlar..

Ve gittikleri mahkemede.. Öyle “bir gazete, bir tivitır linki” falan da değil..

Tek dilekçe ile, 51 linke birden kapatma istiyorlar..

Ve alıyorlar..

Şimdi buyrun, bunlara demeyin: 

“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?”

Olaya şu açıdan bakalım..

Basın özgürlüğüne darbe vurduğunu ileri sürdükleri.. “Eleştirmeliyiz, engellenmemeliyiz” dedikleri.. Mağdur olup savcılığa gittiği zaman, “Basını susturuyor” dedikleri kişi..

Bu halkın iki kişisinden birisinin oyunu alan Cumhurbaşkanı.

Peki, Cumhurbaşkanı’nın dahi hakaretlere, küfürlere tahammül etmesi gerektiğini iddia eden, 51 değişik linki birden tek kararla kapattıran, böylece basın özgürlüğüne darbeyi vuran M. Akif Hamzaçebi kim?

Dört kişiden birisinin oyunu ancak alabilen bir siyasi partinin şeyinin şeyi..

İyi de beyler..

Siz..

Dörtte birin..

Şeyinin şeyi iken..

Bir mahkeme kararı ile 51 değişik linki, aynı anda yasaklatabiliyorsanız..

İki kişiden birisinin oyunu alan partinin eski genel başkanı.. Bu ülkede 12 yıl başbakanlık yapan.. Halen de Türk milletinin Cumhurbaşkanı olan kişinin...

Bir kararla, kaç linki yasaklatma hakkı olması lazım?

Biliyorum, siyasetten anlamadığınız gibi..

Matematikten de anlamazsınız..

Onun için sorumu, şeklen yöneltiyorum..

Kalem kağıt alıp, hesap yapmaya çalışmayın.

Hiç gerek yok.

O hesabı da yapamazsınız siz!

M. Akif Hamzaçebi’nin müracaatı ile yasaklanan 51 internet linki, yalan bir haber mi içeriyor?

Hayır..

Haber doğru..

Hamzaçebi de, haberin doğru olduğunu inkar etmiyor..

Bir bayan ile, bir odadaki nahoş görüntüsünün fotomontaj olduğunu ileri sürmüyor..

Ya ne diyor?

“Benim özel hayatım” diyor..

İyi de beyler..

Siyasetçinin “özel hayatı” olur mu?

“Özel hayat” dediğiniz olaylar üzerinden, milletvekillerinin esir alınması.. Şantajla istenilen şeylerin yaptırılması karşısında..

Halkın yapacağı ne var?

“Özel hayat” dediğiniz o olaylar bilinmezse..

Milletvekillerinin şantaja maruz kalıp kalmadığını.. Belli güçlerin esiri haline gelip gelmediğini nereden bileceğiz?

Görüyor musunuz.

Esas kendileri hakkındaki o haberler için basın özgürlüğü gerekli..

Ama onlar..

Kendilerine gelince, haber için bile yasak istiyorlar. Ve yasaklatıyorlar.

Cumhurbaşkanı’na gelince.. “Özgürlük” istiyorlar..

Hem de sınırsız şekilde!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23