• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Cumhuriyet” deyip, dindar halkı düşman gören emperyalizmin köleleri!

01 Kasım 2019
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

“96. yıldönümünü kutladık” diyoruz..

Kavramın kendisi, tüm halkı önemsemek, vatandaşın her birini adam yerine koymak, eşit bireyler olduğunu kabul etmek olduğu için, “Cumhuriyet üzerinden kavga çıkartmayalım, biraz sakince geçiştirelim” diyoruz..

Ama ne mümkün..

Dindar insanların haklı uyarılarını gerekçe gösterip, nefret dili ile suçlayan Kemalistler..

Hatta Kemalist olsalar bile..

Hukukçu oldukları için birazcık söylemlerine dikkat etmesi gerekenler..

Bakın yayınladıkları bildiride, bu milletin içinde yer alan insanlara nasıl hakaret etmişler..

61 baronun ortak basın bildirisi imiş.

İlk cümleleri, “Mavi gözlü gencecik bir subay..”

Osmanlı subayı olduğunu gizlemişler..

Hani sadece gizleseler..

Yine fazla itiraz etmeyeceğim..

Kime laf saydırdıklarının farkında olmaksızın..

Bir de hakaret etmişler..

Cümle tam olarak şöyle:

“Dünyanın hiç bilmedikleri yerlerini sömürerek semiren harici; kökleri Ortaçağ’da, meyveleriyse halen aramızda olan dahili düşmanlara inat biz tam 96 senedir kul değil bireyiz.”

“Harici”yi anladık da..

“Dahili düşman” ne oluyor?

Cumhuriyet Bayramı’nda..

Evet, içlerinde milliyetçi, muhafazakar baro başkanlarının da ismi olan bildirideki “dahili düşman”dan kasıt ne?

Soruyorsam, nezaketimden..

Bal gibi de..

“Dahili düşman” olarak, beni görüyorlar.. Bu gazetenin okuyucularını görüyorlar. Camiye gidip, namaz kılan insanları görüyorlar.. AK Partilileri, Saadet Partilileri, MHP’nin içindeki, İyi Parti’nin içindeki muhafazakar insanları dahili düşman olarak görüyorlar..

Aslında bir isim söylesem..

O bildiri metnini hazırlayan, milliyetçi muhafazakar baroların da, okumadan imza attıkları “dahili düşman”dan kastın kim olduğunu, özetlemiş oluruz.

O dahili düşman: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan..

Refah Partisi’nden belediye başkanı seçildiğinde bunu dillendirmişlerdi..

AK Parti ilk iktidara geldiğinde, dillendirmişlerdi..

Hatta..

Cumhuriyet’in ve demokrasinin öngördüğünün tam aksine..

Halkın değil..

Bir avuç azınlığın istediğinin dediğinin olması için..

Seçimde birinci olanın değil, ikinci çıkanın ülkeyi yönetmesi için..

“Başbakan sizden oldu. TBMM sizden oldu. Bari Cumhurbaşkanı’nı bize bırakın” diye direttikleri 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde dillendirmişlerdi..

Şimdi tekrar sahne alıyorlar..

“Cumhuriyet” kavramının arkasına saklanarak..

Emperyalist devletlere saydırıyormuş gibi yaparak..

Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar..

Dahilde, “Kökleri Ortaçağ’da, meyveleriyse halen aramızda olan”lar varmış..

Dahilde, “kul” olanlar varmış..

Onlar ise “birey” imişler..

Metni kaleme alanlar, lütfen riyakarlık yapmasınlar..

Yiğit olsunlar..

Bu sözleri kimlere sarfettiklerini, açıkça ilan etsinler..

“Kökü Ortaçağ’da” imiş..

Çıkıp açıklasınlar: kendi kökleri nerede?

Bunların kökü, geçmişte değil de, gelecekte mi?

“Uzay Çağı”nda mı?

Yoksa, “Ortaçağ”ı atlayıp, bize dayattığınız evrim teorisindeki maymun çağını mı tercih ediyorlar?

“Bizim kökümüz, maymun çağında” mı diyorsunuz?

Heyhat..

Emperyalist devletlerin, tam da yeni operasyonlarla tepemize binmeye çalıştığı bugünlerde..

Akdeniz’de petrol arama çalışmalarında Türkiye’yi oyun dışı bırakma çabaları gösterilirken..

Suriye’de Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek bir terör devleti kurulması için çalışılırken..

Sözde Ermeni soykırımını, emperyal isteklerini kabul etmemiz için önümüze koyarlarken..

Harici düşmanların tüm bu emperyal isteklerine karşı geceli gündüzlü çalışıp, hukukçu sıfatlarıyla cevap vermesi gerekenler..

“Akdeniz’de ABD söz sahibi ise, Türkiye niye söz sahibi değil? ABD’nin Akdeniz’de, bir metreküp suyu mu var? 1915’i de tartışırız ama.. Onu tartışmadan önce.. Bugünkü soykırımınızı konuşalım.. PYD’ye binlerce TIR silahı, piknik yapmaları için mi, yoksa bölgede yerleşik olan Arapları, Türkmenleri soykırıma tabi tutmaları için mi verdiniz?” diye sorup, emperyalist devletleri dünya kamuoyunda mahkum etmesi gerekenler..

O emperyalist isteklerde bulunanları 7 kelime ile geçiştirip..

“Dünyanın hiç bilmedikleri yerlerini sömürerek semiren harici” diyerek..

Sanki bizim üzerimizde, o harici düşmanların emperyal hiçbir amacı yokmuş gibi gerçeklerin üstünü örtüp..

Bu ülke içindeki dindar insanlara “dahili düşman” sıfatı yükleyerek..

Bu ülkeye, bu millete ve savunur gibi göründükleri cumhuriyete düşmanlık etmişler..

Hayır, hayır..

Kimse, “İyi niyetli yorum yapalım” isteği ile bana gelmesin..

Biz bu söylemi çok iyi biliriz.

O bildirinin, 61 baronun ortak görüşü olmadığını çok iyi biliriz..

Bildiriyi göstermeden onay istenildiğini, sonra aralara bu ifadelerin çaktırmadan serpiştirildiğini çok iyi biliriz..

Konya Barosu’nun.. Kastamonu Barosu’nun.. Kayseri Barosu’nun.. Ve diğer daha nice baro yönetimlerinin, Barış Pınarı Harekatı gibi, milli bir heyecanın yaşandığı 2019 Türkiyesi’nde, “Kökü Ortaçağ’da olan” edebiyatına prim vermeyeceklerine eminim..

Aslında, onların da, kendi adlarına bu bildiri metnini hazırlayanlara sormaları gerekir..

ABD ile. Rusya ile.. Dünyanın egemenleri ile, dişe diş mücadele ettiğimiz bir dönemde..

“Kökü Ortaçağ’da olan” edebiyatına nasıl geldiniz? 

İbnelere, lezbiyenlere hak peşinde koşan, PYD’ye “Terörist örgüt” diyemeyen Ankara Barosu, İzmir Barosu’nun yönetimlerine hatırlatmaları gerekir:

“Evet; biz ‘kul’uz.. Ama ‘kul’a değil, ABD’ye değil, PYD’ye değil, PKK’ya değil; Allah’a ‘kul’uz..”

Yüzlerine şamar gibi yapıştırmaları gerekir:

“Yaratılana değil, Yaratan’a kuluz..”

Son cümleyi de şöyle kurmalılar: “Cumhuriyet, babanızın çiftliği değil.. Cumhuriyet halkın idaresidir.. Halkın içinden çıkan büyük çoğunluğu ‘dahili düşman’ olarak göstermeye kalkışanlar, bu ülkenin harici düşmanlarının köleleridirler!”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mesut

Bunlar zulüm 1453 başladı diyen 29 ekimde sultanahmet ayasofya camisinin dibinde gavurluk yapan , çanakkale şehitliğinde içki içip alem yapan , kahrolsun şeriat diye kızılayda ürüyen , kurana çağdışı mümine yobaz diyen , başörtüsü sarık görünce şeytan çarpmışa dönen haçlı bizans artıkları .

Zekeriya Gökçe

15 Temmuz kalkışma gecesinde kadeh tokuşturup ülke işgal edilecekken sevinçten kucaklaşanlar devletini ilk fırsatta satan barolar cumhuriyetçi! İmamlar milleti devletine sahip çıkması İçin ezan ve sela okumasınlar diye dövmeye öldürmeye çalışanlar . Bu vatanın sahipleri öyle mi? Kurşunu havada yakalayanlar f15 lere ıslık çalıp yiyorsa gel diyenler tankların altına yatıp canını hiçe sayanlar kamyonların üzerine bütün mahalleyi toplayıp vatanını savunmaya gidenler düşman öyle mi?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23