• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Erken uyarı” görevimizi yapmış olalım!

16 Eylül 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Başkanlık sistemine geçilince, “Devlet artık tıpkı bir anonim şirket gibi yönetilecek” denilmişti..

Bunun olumlu yanları da vardı..

Olumsuz yanları da vardı..

Devlet eski statüde çalışmalarını yürüttüğünde..

Hantallığı bırakamıyordu.

“Elimizdeki memurlar bunlar.. Ne yapabiliriz ki?” denilip, çalışmayan, çalışanları da rahat bırakmayan memurlarla işe devam edilmek istenmesi, devleti yavaşlatıyordu..

Anonim şirket gibi çalışıldığında ise..

Öncelikle “Devleti ben mi kalkındıracağım” tembelliği hakim olamayacak..

Şirketin menfaatleri için, nasıl ki genel müdür her problemde hemen devreye giriyorsa..

Aynı şekilde.. Devletin menfaatleri gerektirdiğinde de..

Yetkili makamdakiler hemen devreye girecek..

“Ben devlet memuruyum, açıklama yapabilmem için bakanın izin vermesi gerekir” mantığını bir kenara bırakıp..

Açıklama yapılacak ise, anında açıklama yapılacak..

Pratik bir çözüme geçilmesi gerekiyorsa hemen geçilecek..

Verimlilik nerde ise, hemen ona koşulacak.. 

Tasarruf nasıl sağlanacak ise, hemen o uygulamaya geçilecek..

Şirket yöneticileri, ticari firmanın ciddiyeti ile örtüşmeyen görüntüler vermekten nasıl kaçınıyorlarsa, kamuda görev alacak genel müdürler de devlet ciddiyeti ile örtüşmeyen görüntüler vermekten kaçınacaktı.. 

Devleti anonim şirket gibi yönetmenin (başkanlık sisteminin) avantajları bunlardı..

Yeni sistemin bir de muhtemel dezavantajlı yönleri tartışıldı..

Seçimle işbaşına gelen Başkan’ın atayacağı CEO türü bakanlar.. Ve onların da benzer mantıkla işbaşına getirecekleri müdürler..

Acaba..

Seçmenin kullandığı oy istikametinin dışındaki kesimlerden belirlenirse..

Büyük mücadeleler sonucu lağvettiğimiz askeri vesayetler, bürokratik vesayetler yerine..

“CEO vesayetçiliği”ni hayata geçirmiş olmaz mıydı?

Tartışılması gereken bu konuyu..

Daha işin başında iken, bir masaya yatırmaya, ne dersiniz?

Soyut olarak değil..

Başkanlık sisteminin 3. ayı dolmadan..

Somut örnek üzerinden yürüyelim..

Halk 24 Haziran’da oyunu kime verdi?

Ağzına içki koymamış Tayyip Erdoğan’a..

Erdoğan’a oy verirken, kimlere destek vermediğini, onların işbaşına gelmemesi gerektiğini söylemişti?

Kafası eserse içki de içen.. Kafası eserse, camiye de giden Muharrem İnce’ye..

Yine.. Hacı mı, Amerikancı mı belli olmayan Meral Akşener’e destek vermediğini söylemişti..

Yine.. PKK ile özdeşleşen adama, “Sana güvenmiyoruz” demişti..

Peki..

Ağzına içki koymayan Tayyip Erdoğan’a oy verildikten sonra ne oldu?

Haydi babasının hatırı var diyelim..

Ekrem Pakdemirli’nin oğlu Bekir Pakdemirli Tarım ve Orman Bakanı yapıldı..

AK Parti içinden değil ama..

Dedik ya..

Başkanlık sisteminde, bakanlıklarda illa partililer olmayacak..

Bir anonim şirket gibi, kim hızlı, pratik verimli olarak görevini ifa ederse..

O bakan olacak..

Oldu da..

Peki o bakan, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne kimi getirdi?

Alkollü içki satışı da yapan Metro’da yıllarca görev alan..

Sonrasında yine benzer bir market olan Carrefoursa’da çalışan..

Hatta devletteki görevine gelirken.

Boşta olan..

Ayşe Ayşin Işıkgece’yi getirdi..

Yeni genel müdürden.. Çalıştığı kurumda, alkollü içecek satışı yapılıp yapılmaması hassasiyetini göstermesini haydi beklemeyelim.. (Beklememiz gerekir de.. Vahameti ifade etmek için, “Haydi” diyorum.. Yoksa mazur ve meşru görmüyorum.)

Peki kendisi..

Şarap olan bir masada fotoğraf çektirip..

Bunu sosyal medyada paylaşmış ise..

Bu bayanı, biz 24 Haziran seçimlerinde verdiğimiz oylar sonucu, hangi meziyeti sebebi ile o makama getirmiş olduk?

Devleti anonim şirket gibi yönetecektik..

Onun için bu tür atamaların da önünü açmıştık..

Peki..

Yeni sistemin olumlu yönlerini, bu bayanın şahsında hayata geçtiğini görebiliyor muyuz? 

Buyrun bakalım..

Hanımefendi göreve geleli, görev alanındaki konular, kamuoyunda tartışma konusu olmakta zirve yapmış.

Bir yandan şarbon mu dersin..

Bir yandan şarbonlu sığırları taşıyan gemiden ölü hayvanların denize atıldığı iddiası mı dersiniz..

Bir yandan, şarbonun insana, süt aracılığı ile geçtiği palavraları mı dersiniz..

Bir yandan, döviz girdisi ile pek ilgisi olmayan tarım ürünlerinde anormal fiyat artışları mı dersiniz..

Her gün kara propagandaların yapıldığı bir sektörde, anonim şirket mantığı ile göreve getirilen genel müdür..

Bir defacık olsun, bir açıklaması ile, tartışılan konulara izahat getirmemiş..

Açıkçası..

Koltuğa oturmasından bu yana..

Hangi icraatları yaptığından haberdar olamamışız..

Ama, içkili masasından haberdar olduk..

Eeee??

“O zaman biz bu yeni sisteme niye geçtik?” diye sormak hakkımız değil mi? 

Masasında şarap fotoğrafı verenleri genel müdür yapmak için mi?

Seçimde kazanamayan Muharrem İnce’nin işbaşına getireceği genel müdürleri.. 

Ağzına hayatında içki almamış Başkan Tayyip Erdoğan’ın sorumluluğunda, genel müdürlük koltuğuna oturtmak için mi?

Tekrar belirtmek isterim..

İşini dört dörtlük yapar..

“Herkesin günahı var.. Herkesin kusuru var.. Onun kusuru da bu.. Özel hayatında içkili fotoğraf paylaşmış, ama işinin başına kesinlikle alkollü gelmemiş, geldiği yönünde bir iddiada bulunulmamış” deriz..

Onun yaptığı dört dörtlük iş başarısını gösterecek isimlerin kendi içimizden çıkmamasının derdine yanar, sesimizi keser, otururuz..

Ama..

Hem iş başarısı olmayıp..

Hem de..

İçkili fotoğrafları ile karşımıza çıkanlar söz konusu olursa..

Orada da..

“Hooop kardeş.. Biz Başkan Tayyip Erdoğan’a oy verdik.. Muharrem İnce’ye değil” deme hakkımız olsa gerek.

Tarım İşletmeleri’nden başlamak üzere. Bütün makamları, Muharrem İnce başkan olsa idi göreve getireceği kimlikte CEO’lar kaplamadan, uyarı vazifemizi yapmış olalım..

Sonra “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye” derler adama!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23