• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Gülen, Belam gibi başaşağı gitmekten korkuyormuş!

04 Nisan 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Fetullah Gülen kalp krizi geçirdi, hastanede” denildi..

Pensilvanya’daki özel ekibi, rahatsızlığı hemen yalanladı..

Yalanlamasalar..

18 yıldır söyledikleri “kalp rahatsızlığı” savunmasını kısmen doğrulamış olacaklardı.

Ama onlar, büyük bir hırsla o iddiayı yalanladılar, “Kalp krizi geçirmedi” dediler.

“Kalp krizi geçirme”yi yalanlarken, benim nazarımda “yalancı”lıklarını tescil ettiler..

Çünkü 18 yıldır, “Her an kalp krizi geçirebilir” diyerek ABD’de, gavurun kucağında oturuyorlardı..

Her “Niye dönmüyorsun” sorumuza..

“Bulunduğu yerden ayrılması bile, büyük bir risk” diyorlardı..

Şimdi hangi akla hizmet ediyorlarsa, her insanın geçirmesi muhtemel olan “kalp krizi”ni..

Çok iddialı şekilde, altını çizerek ve muhataplarını suçlayarak, yalanlıyorlar..

Yalanlansa da.. 

“Bu iddianın arkasında bir doğruluk payı olabilir” düşüncesi ile, “kalp krizi geçirme” haberinin ve tekzibinin arka planında neler olabileceğini merak ettim..

Konuyu araştırırken..

Pensilvanya’daki fitne yuvasından yapılan son konuşma ile karşılaştım..

Ne diyor, son olaylarla yalancılığı tescillenen Gülen?

Her zamanki gibi..

Konuşmasının özeti, kendisine bağlı saf tabanını diri tutmaya çalışmaktan ibaret..

Ama  bunun yanı sıra..

Kafa karışıklığı da zirve noktada..

Her konuşmasında kendisini “kıtmir”e benzetirdi ama..

Bu son konuşmasında, kendisini  “kıtmir”e benzetmeyi, belki de gerçeğin bilinçaltı baskısı ile diğerlerine kıyasla daha fazla yapmış.

Başka konuşmalarında bir defa “Ben kıtmir” diyorsa.

Bu sefer on kereden fazla kendisinin “kıtmir” olduğunu söylüyor..

Tevazudan mı?

Tevazudan gibi gösteriyor..

Ama “Fazla tevazu, kibirdendir” diye bir atasözümüz de var..

Dolayısı ile abartılı “kıtmir” benzetmesi de, “kibir”den kaynaklı gibi görünüyor..

Gülen’in dünkü konuşmasında yer alan şu sözlerine bakar mısınız:

“Kendime doğru dürüst bir insan gözü ile hiç bakmadım.”

Kendisini “kıtmir”e benzetiyor.

Kendisini “doğru dürüst bir insan” olarak da görmüyor..

Ama iş Türkiye’deki Müslümanların onlarca yıldır beklediği bir hükümete gelince..

Aslan kesiliyor..

Her şeyi kendisi biliyormuşçasına..

“O; yalancı.. Bu; rüşvetçi.. Şu; yolsuzluktan sorumlu..” diye suçlamalarda bulunuyor.

Düşünsenize..

Kendisini “kıtmir” olarak nitelendiren.

Kendisini “doğru dürüst bir insan” olarak görmeyen bu zat..

Devamında..

Bunlarla da yetinmeyip....

“Belam gibi başaşağı gitmekten korkuyorum” diyen zat..

Korktuğu şeyin aslında başına geldiğinin farkında mı değil, yoksa söylemeye mi cesareti yok, bilemiyorum..

Konuşmasına şöyle devam ediyor:

“Kafir olarak gitmekten korkuyorum.. Allah’ım beni kafir olarak öldürme diyorum. Yatarken, uykum gelene kadar yalvarıp yakarıyorum. Allah’ım beni kafir olarak öldürme diye.. Ödüm kopuyor..” diyor..

Heyhat ki ne heyhat..

17 Aralık’taki tavrına bir bakın..

25 Aralık öncesindeki bedduasına bir bakın..

30 Mart seçimleri öncesindeki söylemlerine bir bakın..

Sonraki dönemlerde sergilediği çizgi dışı davranışlara bir bakın..

Bir de, “Belam gibi başaşağı gitmekten korkan” şu son söylemine bakın..

Dahası..

“Kafir olarak ölmek”ten korkan söylemine bakın..

Tam bu noktada, “Acaba bir pişmanlık içinde mi?” diye düşünürken..

Tekrar o eski bedduacı suratını gösteriyor..

Başlıyor, lanetlemeye, yuh çekmeye..

“Yuf olsun kendini günahsız gibi gören savcılara.. Yıkmayı vazife ve şiar edinmişlere.. Etrafa paralar dökmek vasıtasıyla mamureleri yıkmak için her türlü şeytanlığı yapanlara” diye, saydırıyor da saydırıyor..

Kafa karışıklığını ortaya koyuyor..

Biliyorum, bu adama aldanmış saf insanlar, “Sen kendini o isteklerden muaf mı görüyorsun? Kafir olarak ölmekten kendisini müstağni mi addediyorsun?” diyecekler..

Doğrudur, hepimiz o duayı etmeliyiz..

Hepimiz, “Belam gibi başaşağı gitmek”ten korkmalıyız..

Kafir olarak ölmekten hepimiz korkmalıyız..

Ama bu yolda da, biraz çalışmalıyız..

Dindar insanların olmadık zulümleri gördüğü Türkiye’de, yıllar sonra dindar bir Cumhurbaşkanı’nın iş başına geldiği apaçık bir gerçek iken..

Dindar insanların daha yeni yeni birazcık nefes aldıklarını görüp..

7 Şubat’ta bir dolduruşa geldi iseler..

17 Aralık’ta bir yanlış yaptı iseler..

25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da bir büyük günaha girmiş iseler..

Bari tövbe edip, Allah’tan ve kanını akıttıkları insanlardan af dilemeleri gerekirken..

Hala kuyruğu dik tutmaya çalışıp..

Elin gavurunun sözcülüğünü ve emirerliğini yapıyorlarsa...

Türkiye’nin inşa etmeye çalıştığı “Mazlumların sesi olma, Müslümanca dik duruş”u önlemek için.

Vatikan’larla işbirliğine soyunup, her türlü fitneyi organize ediyorlarsa..

Düştükleri çukurun Belam’dan hiçbir farkı olmadığını görmüyorlar mı?

Daha “Kafir olarak ölmekten korkuyorum” diye, neyi kastediyorsunuz?

Düşeceğiniz çukura, en aşağılık şekilde düşmüşsünüz zaten..

Yapacağınız ihaneti, yapmışsınız zaten..

Görmüyor musunuz, bütün gavurlar sizlerle kol kola..

Ateistler sizlerle yan yana..

Türkiye’deki Müslümanların tamamı ise sizin karşınızda..

Daha neyi kavrayamıyorsunuz?

Daha neyi idrak edemiyorsunuz?

Belam’lığın ispatı için, daha neyi arıyorsunuz?

Kafirliği sadece, Allah’ı inkar olarak mı görüyorsunuz?

Günahta ısrarın, ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?

Ben tepe noktaya söyler gibi yapıyorum ama..

Siz, tabandaki saf insanlara söylenmiş kabul edin..

Çünkü tepedekilerden ümidimizi yitireli, çok olmuştu.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23