• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Gülen medyası, fırıldak Dağdaş’a bel bağladı

02 Şubat 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Fırıldak milletvekili Kubilay Uygun’un parti değiştirme rekorunu kıran (DP, RP, DTP, DYP, MHP) Gürcan Dağdaş demiş ki, “28 Şubatçılar bile, AK Parti’nin Türk okullarına yaptığını yapmadılar.”

Doğru..

28 Şubatçılar o okulların arkasında ne olduğunu bildikleri için olsa gerek... O okulların önünü açtılar.. Ama kendilerine esas zararın nereden geleceğini de bildikleri için.. İmam hatiplerin orta kısımlarını kapattılar. 

Yetmedi, bir de İHL mezunlarının üniversiteye gitmelerini önlemek için, katsayı engelini icat ettiler.. 

Bu kadar alçakça zulüm yapanları savunan fırıldak Gürcan Dağdaş da..

Hangi bağlamda söylediğini iddia ederse etsin..

Tam kendi fırıldak çizgisine yakışır bir laf etmiş!..

O sözleri yayınlamak da..

Dün “cami” diyen.. “İman” diyen.. “İslam” diyen..

Bugün ise cami karşıtlığına soyunan..  Dinin öğretilmesine karşı çıkan Gülen grubu medyasına düşmüş..

Allah, kirli planınızı, ayağınıza dolandırsın..

Muhatap almamız doğru değil ama.

Yeni neslin bilmesi için, hatırlatayım..

Kim bu Gürcan Dağdaş?

“Höt” denilince, “toz olanlar”dan.. 

Var mı ispatı?

Var.

Şimdiki AK Partililer yerine, 28 Şubat’takilerin daha saygın olduklarını söylerken kastettiği darbeci askerler “höt” demişlerdi..

O da, bir yıldır bakanlık yaptığı Refah Partisi’nden istifa edip, “Emredersiniz” diyerek darbecilere selam durmuştu.  

Daha 1.5 sene önce RP’den seçilmiş iken.. 

30 yıldır Milli Görüş’e hizmet etmiş insanlar var iken..

Bu adama bakanlık koltuğu verilmişti..

Buna rağmen, RP’den istifa edip, Hüsamettin Cindoruk’un partisine girmişti!

Daha anlatayım mı?..

“Yeter.. Mesele anlaşıldı..” dediğinizi duyar gibiyim.

O zaman biz de noktayı koyalım.

Dağdaş’a nokta koyduk ama..

Dağdaş’la birlikte birçok kişi de aynı sözü tekrarlıyor: “Doğu illerimizde okullar yeterli değil. Sınıflar 50-60 kişilik. Cumhurbaşkanı yurtdışındaki Türk okullarına el atacağına.. Ülke içindeki devlet okullarına el atsın da.. Buradakileri iyileştirsin..”

Bu arkadaşlara şunu diyelim: 

“Aynı çağrıyı, yalakalığına soyunduğunuz Gülen’e yapsanız!..”

Öyle ya..

Gülen ve ekibi..

Türkiye’den topladığı yardım paraları ile..

Gidip Kazakistan’da okul açacağına..

Etiyopya’da okul açacağına..

ABD’de okul açacağına..

Gelsin, Doğu illerimizdeki imkansızlıklarla boğuşan okullarımıza bir el atsın..

Türkiye’den topladıkları paraları, Türkiye’ye harcasın..

(Bunu söylerken, dünya genelindeki Müslüman ülkelerin vatandaşlarına yardım edilmesin demiyorum.. Ama, İslam’ın emri; zekat olsun, diğer yardımlar olsun.. En yakınından başlar.. Yakınımızdakilerden sonra.. Dış ülkelerdekilere bir yardım yapılacaksa.. Bunun yolu da, devlet eli ile yapılmasıdır.. Türkiye’deki zekatı topla, hesabı kitabı belirsiz şekilde götür, dünyanın öbür ucundaki ülkelere harca.. Veya harcadığını iddia ederek.. Başka işler çevir.. Benim itirazım, işte buna..)

Bir söylem daha geliştirdiler.. Cumhurbaşkanı’nın, “Türk okulları, Milli Eğitim’e devredilsin” açıklamasına itiraz ediyorlar: 

“Bizden toplanan vergilerle, başka ülkelerde okullar yapılmasına/yönetilmesine karşıyız..”

Bunu söyleyenler..

Gülen grubunu, açıktan değil ama..

Çaktırmadan, koruyup kollamak isteyenler..

Dertleri de, verdikleri verginin ülke içinde kullanılması değil..

O söylemleri; işin numarası..

Esas maksat, yurtdışındaki okullarda Gülen hakimiyetin sürdürülmesini sağlamak..

Diyeceksiniz ki, “Haklı değiller mi? Türkiye’de toplanan vergiler, Türk halkının genel bir kararı olmadan, dış ülkelere niye harcansın?”

Bir şartla, bu itiraza destek veririm..

Yurtdışındaki o okullara götürülen Türk öğretmenlerin, SGK ile hiçbir bağlantıları olmadığı bir ortam sağlanırsa..

Yani?

Şunu demek istiyorum..

x ülkesine götürülen Türk öğretmenlerin, Türkiye’ye hiçbir külfeti olmayacak düzenlemeler yapılsın..

O zaman, bu itirazcılara hak veririm..

Ama..

Yurtdışındaki Gülen okullarının öğretmenlerinin birçoğu, Türkiye’den sigortalı ise..

Orada bir hastalık olsa, bir yaralanma olsa “İş kazası” denilip SGK’dan masrafları alınıyor, emekli maaşı bağlanıyorsa..

Ha vergilerimizle, yurtdışında bir okulun harcamalarını yapmışız.

Ha da orada çalışan öğretmenlere, idarecilere buradaki SGK üzerinden imkanlar tanımışız.

Ne farkeder?.

İtiraz ediyorsanız, buna da edin.

Size hak vereyim..

“Vergimi böyle harcayamazsın” diyerek.. Halkın iktidara getirdiği siyasetçilere bile itiraz edenler..

Seçime girmeyen, hangi nihai amaca hizmet ettiği belli olmayan dış ülkelerdeki öğretmenlerin bizim primlerimizle sübvanse edilmesine itiraz etmiyorlarsa..

Dertlerinin “Gülen’in dış ülkelerdeki okullarda hakimiyetini sürdürmek” olduğu ispatlanmış demektir..

Nokta..      

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23