• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Gülenciler, bir gün eviniz yanarsa kimse yardıma koşmayacak!

22 Haziran 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Bir atasözümüzle başlayalım..

“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış!”

“Polislere sahur yasağı” haberleri çıktığında..

Açık söyleyeyim.

İnanmadım..

Mümkün değil..

Eski yıllarda, Gülen grubuna göre çok daha az “yol-yordam bilen” tutukluların tek tük şikayetleri olduğunda, hemen çözülüyordu..

Şimdi nasıl olabilir, oruç tutmak isteyene, “Sahurda size yemek yok” demek!

İnanmadım..

Ama içimden bir ses.. “Ya doğru ise? İşgüzarın teki de olsa.. Birisi bu hıyaneti hayata geçirdi ise.. Paralel polisler, paralel savcılar, şunlar bunlar.. Hangi hainliği yapmış olurlarsa olsunlar.. ‘Oruç tutmak istiyoruz’ dediklerinde, onlara sahur yemeği çıkartmamak, 17-25 Aralık’ta yapılan hıyanetin daha ağırı değil mi?” diyor ve iddianın ayrıntılarını öğrenmek için, araştırıp duruyordum..

Öyle ya..

“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış” atasözümüzdeki gibi..

Bu paralel medya, her gün yalan söylüyor ve artık kendilerine inanasımız gelmiyor ama.

Bu sefer gerçekten, evleri yanmış ise..

Gerçekten evleri yanmış ve biz bir kova ile o yangını söndürmeye koşmuyor isek..

Biz de vebal altında olmaz mıydık?

• 

Bu küçük ihtimal sebebi ile, araştırırken..

Olay ne çıktı biliyor musunuz?

Yalancının evi falan yanmamış..

Yeni bir yalan daha uydurulmuş!

Sahur yemeği için, cezaevi yönetimi, önceden tutuklulara sormuş: “Sahurda yemek ister misiniz?”

Hani eski yıllarda böyle soru olsa, “Fişliyorlar” denilir de..

Paralel’in koğuşlarında, böyle bir ihtimal akla gelmez herhalde..

Paralel polisler uyanık.

İşi biliyorlar..

“Şimdi sahur yemeği istemeyelim, sonra da ‘Yemek verilmedi’ diye yaygara koparırız” diye düşünmüşler..

Ve sorulduğunda sahur yemeği isteğinde bulunmamışlar..

Bana sorarsanız.. 

Cezaevi yönetimi yine sorumlu..

Hiçbir şeyden çekinmeden..

O günden bunlara çıkışmalıydılar: “Ne biçim cemaatsiniz? Sahur yemeği istemiyorsunuz.. Oruç da mı tutmayacaksınız?” demeleri gerekirdi..

Dememişler..

Ve tuzağa düşmüşler..

Sahur yemeği sayılı... Gelip istemeyen Paralelcilere kalmayınca..

Avukatları Mehmet Sami Selçuk aracılığı ile, başladılar propagandaya: “Oruca izin yok!”

Solak dernekler.. “Oruç tutmama özgürlüğü”nü, “oruç tutanın yüzüne sigara dumanı üfleme”yi de içerir şekilde yorumlayan ateist yazarlar da peşinden..

“Aaaa. Cezaevinde oruca izin verilmiyor!”

La havle vela kuvvete illa billah!

Baktım Mehmet Sami Selçuk’la ilgili haberlere.

Ergenekon davasında, üç sanığın avukatlığını yapmış..

Rasim Görüm. Ali Yiğit.. Muzaffer Şenocak’ın avukatlığını yapmış....

Şimdi ise..

Paralel Yapı ile suçlanan polis müdürlerini savunuyor..

Gülen grubu, Ergenekon davasında savcılardan yana.. Sanıkları yerden yere vuruyorlar..

Ama şimdi, Gülen grubuna bağlı oldukları ortaya çıkan polis müdürleri, o avukatı kendilerine tutmuşlar.. 

Biraz daha haberleri karıştırayım dedim..

Avukatımız aynı zamanda, uyuşturucu davalarındaki sanıkların da avukatı!

Ve bu avukatın beyanı ile, “sahur yasağı” diye haberler yapılıyor..

Ne diyeyim, Allah sizi ıslah etsin..!

Artık bu noktada..

Gülen sempatizanı kardeşlere bir çağrıda bulunayım..

“Siyasetle ilgimiz yok” dediniz..

En kirli politikanın içine gömüldünüz..

PKK’nın uzantısı olduğunu her gün söylediğiniz HDP’ye oy çağrısı yaptınız... 

“Cami” dediniz.. “Yardım” dediniz..   Validebağ’da, Çamlıca’da camiye karşı çıktınız... 

“Dolmabahçe’de Geziciler içki içti” dediniz. Kendi haber ajansınız Cihan, içilmiş bira kutusunun cami içindeki fotoğrafını-videoyu gazetelere-tv’lere servis etti.. 

Şimdi içki içilmeyi bırakın, “bira kutusunun varlığı”nı da inkar ediyorsunuz....

“Fetullah Gülen hasta.. Onun için ABD’ye gitti” dediniz.. 

Sapasağlam, aktif siyasetçilere taş çıkartırcasına, her gün takır takır sohbetler yapıyor, 15 senedir teklemeden orada oturuyor..

Hiç utanmadan, hâlâ “Hocamız hasta, onun için ABD’de” diyorsunuz..

Gözümüzün içine baka baka, yalan söylüyorsunuz..

Bırakın artık bu yalanları..

Gülen’in sohbetlerde söylediklerini, hayatınıza geçirin..

Dürüst olun..

Yalanı terkedin..

Bakın bir gün, eviniz yanarsa..

Kimse inanmayacak..

O gün sizin yardımınıza kimse koşmayacak..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23