• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Ha halka ateş açmışsın, ha darbeye zemin hazırlamışsın!

18 Ağustos 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dün yine, FETÖ’nün medya ayağındaki bazı isimlerin hakim önüne çıktığı gündü..

Bunların içinde benim en çok önemsediğim, Murat Aksoy..

Niye Murat Aksoy?

Çünkü Murat Aksoy’un 15 Temmuz darbe girişiminden 10 ay kadar önce, bir televizyondaki konuşmasını izlerken, sarfettiği sözler, bende “başımdan aşağıya kaynar su dökülmüş hissi” uyandırmıştı..

“Gazeteci” kılığı ile.

“Basın mensubuyum” ayakları ile..

“Böyle bir cümle nasıl kullanılabilinir” diyerek, büyük bir şaşkınlık yaşamıştım.

Neydi beni şok eden o cümle?

Bire bir aktarayım:

“Devlet geleneği şu anda bir çıkış arıyor. Bu seçeneğe göre de, devletin bir B planı var. O da ne yazık ki çok istemediğimiz bir şey. Şu anda bazı şeylerde darbe seçeneği bile Ankara’da konuşuluyor!”

¥

2015 Eylül’ünde darbenin bir seçenek olduğunu söyleyebilecek kadar “darbe ile iç içe” olan Murat Aksoy, dünkü duruşmada diyor ki: “Tank mı kullandım, F16 mı, helikopter mi kullandım?”

Tam bu noktada..

Tank kullanmayan, F16 kullanmayan, helikopter kullanmayan bir başka darbeciye geçelim..

Önceki gün yakalanan, Yarbay Özcan Karacan’dan bahsediyorum..

15 Temmuz’dan bu yana kaçaktı..

Antalya’da yakalandı..

Yarbay Özcan Karacan’ın suçu ne?

Darbeye karışmış olmak..

Ne yapmış darbe sırasında Özcan Karacan?

O da, tank kullanmamış.

F-16 kullanmamış.

Helikopter kullanmamış.. 

Ya, ne yapmış?

Sadece konuşmuş..

Aynen, Murat Aksoy’un konuştuğu gibi..

Bazı şeyler söylemiş..

Ne gibi?

Birkaç cümlesini alıntılayalım:

“Spor okuluna yaklaşan… Genelkurmay’ın üzerinde... 1200 fitte..”

15 Temmuz’un neticelerini bilmeseniz..

“Ne var ki bu cümlede” diyebilirsiniz..

Bir sonraki talimat şöyle: “Dostum Sado çabuk ol, spor okulundaki ee..”

O gece 250 insanımızın hayatını kaybettiğini bilmesem, “Özcan Karacan’ı bu cümleden dolayı mı 13 aydır arıyorsunuz” diyeceğim..

Ama bir cümle daha var:

Vurun onları, o zaman ee, şeyse vurun, dostum vurun, polis aracıysa vurun!”

Muhatabının konuyu tam anlayamadığını düşünmüş olmalı ki, önceki sözlerini şöyle açıyor:

“Ateş edin.. Atış yapın bi tane.”

¥

Dışardan baktığınızda..

Gazeteci kimlikli Murat Aksoy’un da silahlı bir eylemi yok..

Yarbay Özcan Karacan’ın da, bizzat kendisinin icra ettiği silahlı bir eylem yok..

İkisinin de eylemleri, “konuşmak”tan ibaret..

İkisinin de “eylem”i “konuşmak”tan ibaret olsa da.. 

Bazen “konuşma” diye masumlaştırılan fiillerin, nice silah kullanımlarından daha vahim neticelere sebeb olabileceğini gözardı edersek..

Murat Aksoy’a, “Sahi ya.. Sen ne yapmışsın ki? Tank kullanmamışsın. F16 kullanmamışsın.. Tahliye edelim seni, git evinde yat” deriz..

Tabii bunun bir adım sonrası..

“Ateş emri” veren Özcan Karacan’a da..

“Sen bir şey yapmamışsın ki. Kimseyi öldürmemişsin ki.. Sen sadece söylemişsin.. Ateş edenler suçlu.. Ateş edenler, düşünseydiler, ‘Biz ne yapıyoruz. Halkın üzerine ateş edilir mi?’ diye.. Düşünmediklerine göre. Sadece onlar suçlu” diyerek, onun da tahliyesine karar veririz..

Ama şöyle yaparsak....

Özcan Karacan’ın talimatları sonunda, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında onlarca sivil insanımız şehid edildi..

Özel Harekat’ta onlarca polisimiz şehid edildi..

Dolayısı ile..

“Emri vereni de.. Silahı hazırlayanı da.. Silahı ateşleyeni de.. Hepsi bu cinayetlerde, ortaklaşa sorumludurlar..” dersek..

Sıhhatli ve adil bir sonuca ulaşmış oluruz..

Hemen ardından..

Gazeteci kimlikli Murat Aksoy’a dönersek..

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:

“Ha F16’yı kullanmışsın. Ha da F16’yı kullanacak olanların eylemine zemin hazırlamışsın.. Darbeyi normal bir fiil gibi göstermişsin. Hepsinde sonuç aynı.. Darbecisin.. Darbe sırasında işlenen suçlardan, hep birlikte sorumlusun.”

Gerçekten de..

Darbe dediğimiz eylem, değişik ayakları olan, devasa bir eylem..

Bu işin içinde gazetecisi de var.. 

Silahı sıkanı da var..

Tehdit edeni de var.. 

Darbe yapıldıktan sonra, darbecilerle birlikte iş kotaranı da var.

Var oğlu var..

Dolayısı ile..

“Ben bir şey yapmadım ki” diyen Murat Aksoy..

Çıkıp açıklasın..

“Devlet geleneği şu anda bir çıkış arıyor” derken..

“Şu anda bazı şeylerde darbe seçeneği bile Ankara’da konuşuluyor!” derken..

“Darbe”yi, bulunulan ortamdan (bulunulan ortamda ne varsa) devletin bir çıkış yolu olarak gösterirken..

Bunun normal bir icraat olduğu izlenimi verirken..

Bunun sonrasında, darbe gerçekleştiğinde..

“Darbe”nin “çıkış yolu olduğu”nu söyleyenler, niçin sorumlu olmayacak?

Meşru hükümete, “Darbe olacağı konuşuluyordu” diyerek, televizyon ekranlarından ayar vermeye kalkanlar, darbeden niye sorumlu olmayacak?

Darbenin suç olduğunu hepimiz kabul ediyoruz..

O zaman.

Darbenin yapılması da suçtur. 

Darbeye zemin hazırlamak da suçtur.

Darbeyi meşrulaştırmak da suçtur..

“Darbe”den bahsederken, sanki seçimde en fazla oy alan partinin, hükümeti kurmasını anlatıyormuş gibi, darbeyi normal bir uygulama gibi göstermek de suçtur..

Hem de ağır müebbetlik suçtur..

Gazeteci kimlikli Murat Aksoy da..

Yarbay kimlikli Özcan Karacan ile birlikte, aynı suçu işlemişlerdir..

2015 Eylül’ünde, büyük ihtimalle TSK’daki FETÖ’cü generallere güvenip..

Kasıla kasıla..

“Ankara’da bunlar konuşuluyor” diye efeleniyorsanız..

Kusura bakmayın..

15 Temmuz’da, o güvendiğiniz generaller derdest edildiğinde de..

Halk size efelenecek..

Yargı sizi, darbecilikten yargılayacak..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23