• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Hukuk reformu yapacaksanız, o kararı vereni pata-küte dövün!

18 Nisan 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Koç çalışanı bir işçinin, namaz kıldığı için işten atılması üzerine açılan “işe iade davası”nda verilen ret kararını onayan Yargıtay ilgili hukuk dairesi, şu gerekçeyi sunmuştu: 

“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verildi.”

Bu kararı yazan hakimleri, Yargıtay Başkanı alacak eline bir sopa, pata-küte dövecek..

Şaka yapıyorum ama..

Aslında işin şaka kaldıracak bir yanı kalmadı..

Binlerce kararda... Ne binleri?

On binlerce, yüz binlerce kararda..

Hep aynı şablon..

Dosya numarasını değiştiriyorlar.

Davacıyı, davalıyı değiştiriyorlar..

Karar metni aynı; tam yukardaki gibi..

Altındaki tarihi değiştiriyorlar..

Sonra..

“Al sana,10 sayfalık temiz dilekçesinin reddedildiğine dair yarım sayfalık gerekçeli karar!”

Bu mu, gerekçeli karar?

Bu; gerekçeli karar değil, şablon karar..

Dosyaya özgü bölümlerin değiştirildiği, matbu karar..

Buna gerekçeli karar değil, olsa olsa, “hikayeden karar” denir..

Kararların daktilo ile yazıldığı dönemlerde..

Matbu kararlar teksir makinaları ile çoğaltılır, taraf isimlerinin yerleri boş bırakılırdı..

Dosyaya özgü bölümlerin boş bırakıldığı matbu evrak daktiloya takılır, boşluklar doldurularak kararlar yazılmış olurdu..

Uzun süre devam eden bu metot, “Çok ayıp oluyor ama. Matbu evrakların doldurulması ile yazılan kararlar, mahkemelerin ciddiyetine yakışmıyor. Böyle hikayeden karar olmaz” denilerek, iptal edilmeye başlandı.

Sonrasında bu usul tümü ile terkedildi ama..

Bilgisayarların çıkması ile, şimdi daha profesyonelce yapılıyor..

Ben burdan Yargıtay Başkanı’na hodri meydan diyorum..

Var mısınız.. Bilgisayarlarınız üzerinde, bir denetim yapılsın..

Bakalım, bu şablon kararlar, her bilgisayarda bulunacak mı, bulunmayacak mı?

“Doğrucu Davut’luk yapma” diyeceklerini biliyorum.

Ama lütfen..

Hukuk reformundan bahsediyorsak.

Pratiğin içinden gelenlerin dile getirdikleri sıkıntılara kulak verelim..

Bilgisayarda hazır bekletilen şablon kararın boşlukları doldurularak verilen kararlara, “gerekçeli karar” demeyelim..

Hukuk reformu denildi ya..

Çok basit, pratik bir öneriyi de; ülke ekonomisine katkı amacı ile, sunmuş olalım....

Gereksiz masrafı ortadan kaldıralım.

Yargıtay’a giden ceza davalarının dışındaki davaların ortalama üçte birinde, “tashihi karar” dediğimiz, dosyanın aynı daire tarafından tekrar incelenmesi imkanı bulunuyor..

Bu hukuki imkan, pratikte nasıl uygulanıyor?

Şöyle..

Temyiz edilen dosya hakkında Yargıtay karar veriyor. Dosya, tümü ile yerel mahkemeye gidiyor.

İstanbul’un dosyası, İstanbul’a.. Hakkari’nin dosyası Hakkari’deki mahkemeye, posta ile gidiyor. Ortalama bir haftalık zaman israfı..

Sonrasında yerel mahkeme, Yargıtay’ın kararını dosyanın taraflarına tebliğ ediyor.

Taraflardan herhangi birisi ikinci itirazı yaparsa.. Yani tashih-i karar dilekçesi verirse.. Aynı dosya, o dilekçe ile birlikte tekrar Ankara’ya; Yargıtay’a yollanıyor.

Başkaca hiçbir işlem yapılmadan..

Yani, asgarisi 200-300 gram ağırlığındakidosya. Asgarisinden 50-60 TL masraf yapılarak, önce yerel mahkemenin bulunduğu yere taahhütlü olarak gidiyor. Sonra tekrar Yargıtay’a geliyor..

Peki ne yapılmalı?

Çok basit.. Yargıtay verdiği kararı, tebliğ etmek üzere dosyayı tümü ile yerel mahkemeye yollama yerine.. Kararı kendisi taraflara tebliğ etmeli. Tashihi karar süresini bekleyip, süre dolduktan sonra, itiraz varsa inceler.. Yoksa kesinleşen kararla birlikte dosyayı yerel mahkemeye yollar. Böylece, hem zamandan (gidiş-geliş süresi) hem de dosyanın yollanma masrafından tasarruf edilir..

Biliyorum “Yargıtay’ın işi zaten yüklü. Bir de böyle postacılık işlerini takibi mi yükleyeceksin” diyecekler çıkacaktır..

Bunun da yolu var..

Tüm dosya fiziki olarak, yerel mahkemeye yollanacağına.. Sadece Yargıtay kararı, bilgisayar ortamında, UYAP’la yerel mahkemeye yollansın.

Yerel mahkeme Yargıtay kararını taraflara tebliğ etsin.. Tashihi karar dilekçesi gelirse, onları UYAP’tan Yargıtay’a yollasın. İtiraz gelmezse, Yargıtay’dan dosyasının yollanmasını yine bilgisayar ortamında istesin.

Böylece, hem Yargıtay’ın iş yükü artmaz. Hem de zaman ve para israfı olmaz.

Adalet Bakanımız Kenan Bey diyecek ki..

“Boşverin Ali bey. Biz sadece kararı değil, dosyanın kendisini de yakında UYAP ortamında, yollama işini başlatacağız. Fiziki dosya gidip gelmeyecek.. Posta masrafı yapılmayacak..” 

Doğrudur. Bu siyasi iktidar, yakında bunu hayata geçirecektir..   

Ama bu hayata geçirilinceye kadar, “zararın neresinden dönerseniz kârdır” düşüncesi ile.. Bu pratik çözüm, hemen hayata geçirilemez mi? 

Lütfen, aklın yolu birdir.. Amerika’yı yeniden keşfe de, hiç gerek yok!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23