• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

İşte Sözcü’nün FETÖ avukatlığının delili!

23 Mayıs 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 Patronu yurtdışına kaçan Sözcü gazetesi dün manşetten soruyor: 

“Sözcü’yü FETÖ’cülükle suçlayanlar cevap versin: Bu manşetleri Feto’dan korkmadan hanginiz attı?”

Bakayım dedim.. 

Hangi manşetleri atmışlar..

Tarih 10 Aralık 2010 imiş.

“Apo-Feto ittifakı” manşetini atmışlar..

Manşetin altını da “Apo’nun avukatları ile Feto’nun sağ kolu olan Hüseyin Gülerce, Yalova’da buluştu” ifadeleri ile doldurmuşlar..

Sözcü’nün bu manşetini eleştirmiyorum.

Doğru yapmışlar..

Böyle bir görüşme var ise, tabii ki haberi de yapılır. 

Ama bu manşeti kendileri için referans gösterenler..

“Bizim Feto ile hiçbir ilgimiz yok. Bakın, Feto ile PKK’nın buluşmasını, 2010’da manşet yapmışız” diyenler..

Bu söylediklerinde samimi iseler..

Feto’nun ihanetinde zirve yapmaya doğru tam hız ilerlediği.. 17-25 Aralık ihanetini yaptıktan 2 sene sonra..

30 Mart 2014 mahalli seçimlerinde, kirli yüzünü göstermiş iken.

Ardından Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ne kadar ikili oynadıklarını ispat ettikten sonra..

7 Haziran 2015 seçimlerinde, bu ülkeye ihanet ettikleri, artık tam olarak tescillendiği halde..

PKK’nın da, sadece 22 Temmuz 2015’ten sonraki üç ay içinde 160 güvenlik görevlimizi şehit ettiği ortada iken.. (Sözcü’nün şecaat arzettiği manşetini attığı yılın tamamında ise, 72 güvenlik görevlimiz şehit olmuştu..)

Tarihini de vereyim, 29 Ekim 2015 günü..

Sözcü’nün baş yazarı konumundaki Emin Çölaşan bakın ne yazmış:

“Şimdi cemaati savunma zamanı”

Hayır, yanlış okumuyorsunuz..

Sözcü gazetesi, “Biz Feto’ya taa 2010’lu yıllarda bile karşı idik” diye övünürken..

Sözcü’nün en önemli yazarı, “Feto’nun gerçek yüzü” tüm netliği ile ortaya çıktıktan sonra dahi, “Şimdi cemaati savunma zamanı” diyerek.

Hem terör örgütünü “cemaat” olarak nitelendirip, masumlaştırıyor.

Hem de açık açık, o örgütü “savunduklarını” deklare ediyor..

Diyeceksiniz ki, “Yazı içinde ne deniliyor? Yanlış anlama olmasın?”

29 Ekim 2015’te Sözcü gazetesinde yayınlanan yazıdan kısa kısa aktarımlar yapayım:

“Burada açıkça söylüyorum... Bugüne kadar hakkında nice yazılar yazıp mahkemelik olduğum Fethullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım.”

“Bu kadarcıkla savunmuş olmaz” diyeceksiniz..

Peki devam ediyoruz, iktibasa: 

“Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler (Fethullahçı terör örgütü).

Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar.

Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor! Devlet belgelerinde, savcılık iddianamelerinde ve mahkeme kararlarında böyle bir bilgi ve belge yer almıyor.

Taktik çok ilginç!

Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin!”

Daha başka ne desin?

FETÖ’yü savunmak için, başka ne denilebilir?

Resmen, alenen, “FETÖ aslında örgüt falan değil. Savcılar uyduruyor” demiş..

Bunu, Sözcü gazetesinde yazmış..

Bu kadarcıkla yetinseler..

Yine iyi.

Açık açık gazete olarak destek verdiklerini de ilan ediyorlar:

“Biz gerek Ergenekon ve gerekse Balyoz davalarında elimizden geleni korkmadan yaptık, haksızlığa uğrayan o insanlara hep destek verdik.

Her iki dava da fos çıktı.

Bugün de aynı desteği cemaate karşı sergilenen haksızlık ve hukuksuzluğa karşı veriyoruz.

Demek ki ne imiş?..

Sözcü ve Çölaşan, Ergenekon sanıklarının masum olduklarına inandıkları kadar, FETÖ’nün de masum olduğuna inanıyormuş!

Şimdi Sözcü’nün manşetini bir daha okuyun: “Feto’dan korkmadan hangimiz o manşeti atmış”mışız!

Feto’dan korkmayı falan boşverin..

Resmen savunuyorsunuz.

“Feto masumdur” diyorsunuz.

“FETÖ terör örgütü değildir” diyorsunuz..

Ve şimdi soruşturmayı görünce..

“Biz FETÖ’ye 2010’da karşı çıkmıştık” diyorsunuz.

Aslında siz 2010’da Feto’ya değil, “Feto” adı altında “dindar insanlara” karşı çıkıyordunuz, riyakar “sözcü”ler....

Sözcü’nün savunmaya kalkıştığı sadece FETÖ de değil..

Eli kanlı terör örgütü PKK’nın uzantısı HDP’yi de savunmuşlardı..

Belgesi, aynı yazıdan..

Kendisi itiraf ediyor Çölaşan..

Kendi kafa dengi arkadaşları ile kendi aralarında konuşurlarken, bu itirafı yaptıklarını, Çölaşan’ın bizzat kendisi aynı yazıda bakın nasıl ikrar etmiş:

“Ne günlere kaldık!.. Eskiden iktidarın tetikçisi ve taşeronu olan cemaatle kavgalı idik. Şimdi bunca haksızlığa uğrayınca onların yanında yer almak, onları savunmak durumunda kalıyoruz.

Apo’nun uzantısı olan HDP’den nefret ederdik. Şimdi AKP’nin elinden iktidarı söküp alma görevi adeta onlara verildi ve biz HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasını dilemeye başladık!”

Bu itiraftan sonra, kim daha neyi iddia edebilir?

Açık açık.. Kıvırmadan itiraf etmiş, Emin Çölaşan..

Sadece kendi adına da değil.

Sözcü grubu adına.. FETÖ’ye de, PKK’ya da sahip çıktıklarını ilan etmiş..

Muhtemelen savcılık soruşturmasının dosyasına bu yazı da girmiştir..

Bakalım Emin Çölaşan, bu yazısı sorulunca nasıl kıvıracak?

Birlikte göreceğiz..

FETÖ’nün resmi televizyonu Samanyoluhaber’in kadrolu adamı Saygı Öztürk de, şimdi Sözcü gazetesinin elemanı olarak ahkam kesiyor:  “Onlar el etek öperken!”

Şöyle bir televizyon arşivlerine bakar mısınız..

FETÖ’nun televizyonunda herhangi bir programın daimi kadrosunda bulunan bir Akit yazarı görebilir misiniz?

Bırakın daimi kadroyu..

İki hafta üstüste programa çıkan bir Akit yazarını gösterebilir misiniz?

Sadece 17 Aralık’tan sonra değil..

Hani diyorlar ya, “Siz el etek öperken” diye..

Çok eski tarihleri de kapsama alın ve bir tane örnek verin..

Veremezsiniz..

Ama bize meydan okuyan Saygı efendi..

Samanyoluhaber’de..

O yetmedi, Bugün TV’de..

Açık oturumların daimi konuğu idi..

FETÖ’nün parası ile beslenen Saygı, şimdi Sözcü’den ahkam kesiyor: “Fetullahçılar polise sızdı haberini 23 yıl önce ben yaptım!”

O zaman cevap ver riyakar adam: “23 yıl önce polise sızdığından emin olduğun Fetullahçıların televizyonlarında, o bahsettiğin sızmanın delilleri de ortaya çıktıktan sonra, ne işin vardı? Üç lira için mi yaptın bu riyakarlığı?.. Yoksa açıklayamadığın başka bir sebebi mi vardı?”

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23