• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Jack, John, Barbara.. Siz, kış uykusunda mısınız?

20 Mart 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 1970’lerdeki İmam Hatiplerde, İngilizce eğitimi, evlere şenlik.. 

Orta sonlara doğru, İngilizceye ilk defa ciddi bir öğretmen gelmişti.

İlk derste, “Bir seferliğine” diyerek Türkçe konuşup, sonraki derslerde “Türkçe konuşmadan, İngilizce öğreteceği”ni söylemişti..

O iddialı öğretmenden ilk öğrendiğimiz ifadeyi hala unutamıyorum.

“Oo relii?”

Ben Türkçe okunuşunu aktardım.

Bilenler anlamıştır.

“Gerçekten mi? Vallaha mı?” anlamında bir ifade..

Arkadaşlar arasında matrak geçeceğimiz zaman, biraz da hocamızın İngilizce vurgularını tekrarlayarak, “Oo relli” ifadesi ile kafa bulurduk.

Paralel medya organlarında, ABD Senatosu’ndan Türkiye’ye basın özgürlüğü eleştirisi geldiğini öğrenince.

40 yıl önce öğrendiğim o ifadeyi tekrarladım: “Oo relii?!”

ABD senatosu, “derin endişe duyuyor”muş, Türkiye için..

39 demokrat, 33 cumhuriyetçi ve 2 bağımsız senatör, “Türk medyası çalışanlarının gözaltına alınması ve tutuklanması ile Erdoğan yönetiminin basın özgürlüğünü sansürlemeye yönelik geniş çaplı çabaları dolayısıyla özellikle endişeliyiz” açıklamasında bulunmuşlar...

İçlerinde kimler var, kimler..

Birkaç tane John. Birkaç tane Michael..

Birkaç tane Jack. Birkaç tane Barbara..

Martin.. Heidi.. 

Vesaire..

Merak ettim..

“Bu John’ların.. Michael’lerin, Jack’ların ülkesinde.. Acaba gazeteciler el üstünde mi tutuluyorlar” diye..

Onların, Türkiye’de "gözaltına alınmalarını eleştirdikleri sözde gazeteciler"i biliyoruz.

“Gazetecilik yaptıkları” için değil..

“Gazetecilik dışında yaptıkları” için gözaltına alındılar. Cezaevine konuldular.

Gazetecilik yaparken en sert muhalif olanlardan. Hatta hakaret edenlerden.. Çölaşan’lar.. Yılmaz Özdil’ler.. Bekir’ler.. Hangisi girdi cezaevine?

Hiçbirisi..

Belki şu yazıları için/bu yazıları için kendilerine dava açılıyor da..

Cezaevine gireni  var mı, bu arkadaşların?

Yok..

Ama..

“Şu kişi bizim grubun tekerine çomak sokuyor. Ben dizi filmde suçlama yapayım. Sen devamını getir, adamı ekibi ile birlikte, içeri tıktıralım” senaryosunu yazanlar..

Kendisine gelen (!) belgeleri, “Şu şu şimdilik dursun.. Onları farklı bir noktada gerekirse kullanırız” deyip saklayanlar.. “Arkadaşlar, bu kadar lehinize haber yaptık.. Abim KPSS’ye girecek.. O kadar adama soru dağıtıyorsunuz, abime yok mu? Yengeme yok mu? Haydi bakalım, pamuk eller, soru kitapçıklarına” diyerek, çaldırdıkları soruları akrabalarına dağıtıp, imtihan kazandıranlar..

Ardından da, “KPSS’de soru çalma falan yok. Ne çalması.. Alınlarının teri ile kazandılar, ölümü öpün ki” diyerek, pisliği temize çıkartmaya çalışan sözde gazeteciler..

 Cezaevine konulmuşlar..

Bu gerçeklere rağmen.. Her türlü pisliği gazetecilik kisvesi altında gerçekleştirenlerin ABD’deki uzantıları.. Yahudi lobisi ile işbirliği içinde..

ABD’li senatörlere, “Derin endişe duyuyoruz” açıklaması yaptırmışlar..

Önce “Ooo relii?” dedim..

Sonra da..

Acaba, “ABD’de basın hürriyeti nicedir” diye merak ettim..

Google amcaya sordum..

Somut bir örnek çıktı hemen karşıma..

Baret Brown isimli bir gazeteci 2 yıldır tutuklu imiş.. Hidayet Karaca’nın tutuklandığı günlerde, 5 yıl ceza almış!.

Niye ki?

Birisini mi öldürmüş?

Birisine tecavüze mi kalkışmış?

Banka mı soymuş?

Bilemediniz, hiçbirisi değil.

Ya ne yapmış?

Tam dört dörtlük gazetecilik faaliyeti yüzünden cezaevine girmiş...

Ne o gazetecilik faaliyeti?

“Savunma istihbarat şirketi Stratfor’dan bir şekilde temin edilen bilgilere ulaşım sağlayan adresi, internette paylaşmış!”

Allah Allah..

ABD’de bu suç muymuş?

Bizde adamlar, Dışişleri Bakanlığı’nın içinde; Bakanı, MİT Müsteşarı’nı, ilgili komutanı dinleyip.. Hangi internet sitesinde okunabileceğinin adresini vermek şöyle dursun..

Kendi gazete sayfalarında çarşaf çarşaf yayınladılar..

Ne oldu, o gazetenin, sorumlularına..

Bir tanesini cezaevine koydular mı?

Hayır.

Ama ABD’deki gazeteci Barett Brown, tamamen gazetecilik faaliyeti kapsamında.. Beceriksiz bir şirketin elindeki bilgileri ele geçirenlerin yayınladıkları haberlerin, nereden okunabileceğine dair, bir adres/link vermiş..

Hepsi hepsi bu....

Veee.

100 yıl hapis cezası istemi ile, yargılanmaya başlanmış..

Öncelikle tutuklanarak. Sonra da şimdilik 5 yıl hapis almış..

Nerde Barbara ablalar?

Nerde Michael abiler?

Nerde Jack’ler. Nerde  John’lar?

“Heey.. Kış uykusunda mısınız” diyeceğim ama..

Kış da bitti, paralelin esiri dümbelekler!

Ülkenizde bir gazeteci, bir bilgiyi paylaşmak istiyor diye cezaevinde..

Bundan endişe falan duymuyorsunuz.

Kalkmışsınız. Türkiye’de meşru hükümeti devirmeye çalışanların, gazetecilik kisvesi altında yedikleri nanelerin sorgulanmasından, endişe duyduğunuzu söylüyorsunuz..

Geçin beyler geçin..

Siz önce kendi ülkenize bakın..

Sonra Türkiye’den endişe duyun!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23